• renk cümbüşü, gökkuşağı gibi bir film ama iç açmak yerine insanın içini karartıyor. yimou zhang gene yapmış yapacağını, görsellik açısından aşmış bir film olmuş. en iyi kostum oscarını nasıl alamamış bu film aklım almadı doğrusu. savaş sahneleri, müzikler muhteşem, e daha ne isterim ben bi filmden.
  • türkiye'de altın çiçeğin laneti adıyla gösterime girmiş film. yine bir görsel şölen olmuş. her açıdan. renkler, kostümler, anlatım, savaş sahneleri.... müzikler yine çok güzel. fakat ying xiongun yanında yine de zayıf kalır.
  • ızlenmeye değmeyecek fılm. nıhal atsız ın anlattıgı cın kadının tasvırınden baska bısey yok. böl parcala yonet in nereden geldıgı bı nevı. ayrıca dovus sahnesı tatmın edıcı olmasından zıyade yok neredeyse.
  • --- spoiler ---

    kadin,

    saatinde ic su ilacini

    adamin kafasini bozma

    --- spoiler ---
  • danssiz bir bollywood filmi.

    --- spoiler ---

    crown prince wan'in fingerdestigi kizin aslinda kim oldugunu ögrendigi sahnedeki performansi, idrak etme süresinin uzunlugu ve kafasini sallama kapasitesi de göz önüne alindiginda shah rukh khana tas cikartacak cinstendi.
    ancak kimse shah rukh khannin yerini alamaz. gönüllerin prensidir o zira.

    --- spoiler ---
  • kanımca zhang yimou'nun diğer bilinen iki filmi shi mian mai fu* ve özellikle de ying xiong* ile karşılaştırıldığında sönük kalan, hatta vasatı aşamayan film. öncelikle filmde yine inanılmaz bir görsel şölen var. renkler, kostümler, sahneler sanki bir ressamın tablosundan fırlamış gibi. ancak dövüş sahnelerinin de kıyaslanan filmlerdeki kadar sanatsal ya da çekici olmadığını söylemek lazım. buna ek olarak, zhang yimou'nun diğer filmlerinde oldukça başarılı olduğunu gördüğümüz karakter işlenişi bu filmde sınıfta kalıyor. filmdeki neredeyse tek tam karakter lensinden ve sakal bıyığından neredeyse ilk bakışta tanıyamadığımız chow yun fat'ın oynadığı çin imparatoru, o da büyük ihtimalle chow yun fat'ın yeteneğinden kaynaklanıyor. diğer bütün karakterler neredeyse sınırlarda yaşayan karakterler ama buna rağmen geçmişleri birkaç cümle ile özetlenmiş. ne neden nasıl olmuş anlaşılamıyor. buna ek olarak filmin çok can alıcı noktaları o kadar belli şekilde işleniyor ki daha filmin yarısından sonunu tahmin eder gibi oluyorsunuz.

    bu film ne için izlenir diye düşünülecek olursa herhalde filmdeki tek ilginç karakter olan çin imparatoru (hem de chow yun fat'ın neredeyse kusursuz oyunculuğuyla) için izlenir. o da kesinlikle ingilizce dublajsız hali, yani orijinal dilinde izlenir.
  • savaş sahneleri filan gayet güzel olan bir film ancak filmde şöyle bir saçmalık var: saraydaki bütün duvarlar ve kapılar ses/ışık geçirmek üzere tasarlanmış. arkadaşım bu sarayda entrika mı yapılır, kaçamak mı yapılır? osursan tüm saray duyacak bir de 3 tane dallama koymuşun kim nereye gitse çığırmaya başlıyorlar.

    kostümlere, renklere, figüran bolluğuna diyecek bir şey yok yine de.
  • gayet cayır cayır, rengarenk, cevval, insanı tek kare kaçırmamaya zorlayan, yönetmenin ünlü bir hipnozizasyoncu olduğunu ifade eder; bolluk bereket içerir; üç kere oha oha oha dedirtir film...
  • "görsel şölen, büyüleyici, etkileyici.." gibi klasik film eleştiri/beğeni kalıplarının, neredeyse her sahnede sönük kaldığı nefaset. uzakdoğu filmi sevmeyenleri bu fikirden şiddetle vazgeçirecek bir film imiş kendisi.

    --- spoiler ---

    yazık oldu kasımpatılara..

    --- spoiler ---
  • annemin "son zaman amerikan filmlerini düşünüyorum da.. ben çok beğendim" dediği ve başlarında neredeyse zorla izlettiği* film.

    --- spoiler ---
    savaş sahnesi sevmeyen birisi olarak saray anlatımı, ihtiras ile ben sevdim. benim için mevcut dövüşler oldukça tatminkardı ki özellikle baba ve küçük çocuk arasındaki sahne. ve bir de hekimin karısı ile kızının baskına uğradığı sahneler.

    --- spoiler ---

    böylesi filmler yer yer insanda dövüş sanatlarına olan ilgiyi arttırıyor.
    ve bir de kadınlar diyorum ben ... her yüzyılda, krallık, imparatorluk, ülkede ve tarihlerinde nekadar da sessiz ve ihtiraslarıyla yer alıyorlar...
hesabın var mı? giriş yap