• hayalleri olan bir gencin hayallerini gerçekleştirmek için çok çalışırken hayallerinin neresini es geçtiğini anlatan güzel bir romandır. martin eden karakteri burada jack london'un ta kendisidir. hayat dolu ; bir o kadar da ölgündür martin. yaşama sıkı sıkıya sarıldığını sanırken aslında pençesi gevşeyivermiştir haberi yoktur. aşık da olur martin eden her insan gibi ... ve her insan gibi ulaşamadıkları en değerli olanlardır onun gözünde. taa ki kitabın sonu gelene kadar.
    (bkz: devamı yarın)

    aynı zamanda jack london'un hayatını anlatan yazar irwing stone'un doludizgin bir denizci isimli kitabı da bir diğer önemli eserdir.
    karısı charmian kittredge'in *de bu kitaba büyük katkıları bulunmuştur. (bkz: jack london)
  • tükenişin yeniden varoluşu konusundaki tesadüflerden ibarettir. ve sadece "herkes kendi şapkasına sahip olsun "demekle yükümlü bir eserdir.
    (bkz: atlas shrugged)
    (bkz: nietzsche agladiginda)
    (bkz: tükeniş)
    (bkz: utanç)
    (bkz: şapkasız çıkmam abi)
  • ask gibi romandir...bittiginde bosluga dusersiniz ve onun sizde yarattigi etkiyi baska kitaplarda aramaya baslarsiniz ama butun cabalar nafiledir...
  • "aşırı dozda uyuşturucunun neden olduğu ölümü, birçoklarınca bir intihar olarak değerlendirilir." (kaynak:ana britannica)
    jack london eğer yukarıda iddia edildiği üzre "intihar" ettiyse "martin eden" adlı romanı ölmeden önce yakmış mıdır?(bkz: tukurdugunu yalamak)
    eğer "intihar" değilse "aşırı" dozda uyuşturucu almak neden, "bireysel" dertleri ile bu kadar derin bir karanlığa gömülen bir adam "sosyalizmin" arka kapısından sıvışmış mıdır kimseler görmeden?(hani "toplumsal" olan "bir" olandan güçlü idi üstad?) oysa amerikada o dönem yükselen bir değer olan sosyalizmin kahramanıydı..olmadı kendi elleriyle yıktı, diktiği heykeli..

    edebi açıdan bakacaksak tek kelime ile özetliyoruz: "şah-ı eser"...
  • onu hayatından tamamen sildiği anda bile, kızın kucağına gelip oturmasını ''kendini sunmaya hazır bir kızı reddetmek,onun ruhunda onarılmaz yaralar açabilir'' diyerek istemeye istemeye bu duruma katlanacak denli ince düşünceli bir kahramandır martin eden.
  • motivasyon sağlamak için neler neler uydurduğumu bana göstermiş, kendimi doğru olduğuna inandırmaya çalıştığım değerleri yıkmış kitap. kendimi bir ruth'un, bir martin'in yerine koyarak okuduktan sonra, yine bir çıkış yolu bulamayıp, "herhalde büyüyünce geçer" şeklinde bir kenara bıraktım beynime üşüşenleri...
  • zengin olduktan sonra etrafindakilere para sacmasi, butun roman boyunca bireyci olan martin eden karakterinin ozunde sosyalist oldugunu gostermez. aksine adam tutarli bir bicimde bireycidir. nedeeeen? cunku yardim ettiklerinin hayalleri vardir. ciftlik sahibi olmak, iscilerinin iyi sartlarda calistigi bir camasirhane sahibi olmak, kapitalist duzende yukselmek isteyen kizkardesinin kocasinin dukkanini buyutme hayalleri falan.

    peki martin eden bireyciyse neden bu paralari baskalarinin hayalleri yerine kendi hayalleri icin kullanmiyor? cunku artik o hayallerini tuketmis bir bireycidir. siradan bir insanken aska inaniyordu ve bunun icin herseyi yapabilirdi, yapti da manyak.. ama sevdiginin bir tanrica degil de her kadin gibi cevresinin ahlak kurallarina bagli, kendine sosyal bir statu isteyen, guce tapan bir kadin oldugunu gorunce destek alacagi birsey kalmadi. topluma dondu daha sonra, fakat yiginlarin bayagiligi artik onu tiksindiriyordu. arkadasinin mukemmel sanatini bile nasil bes paralik ettiklerini gordu. eserlerini daha once yazmis oldugu halde, o kendisi hic degismedigi halde, insanlarin gozunde bir anda nasil yukseldigini gordu. bunlar da insanlarin deger yargilarinin degersiz ve gercekdisi oldugunu gosteriyordu. yine dayanacak birsey bulamadi. son bir umutla eskiden ait oldugu sinifa geri donmeye calistigi sahne muthis bir sembolizmdi. ama artik o bireycilikte cok ileri gitmistir, ait oldugu bir sinif kalmamistir, o kendi sinifidir. bunu gorur veeeee

    --- spoiler ---

    bir stoaci gibi, bosuna ugrasip aci cekmekten vazgecer

    --- spoiler ---
  • martin eden once kavramlara inanmistir: ask, ahlaki normlar, iyilik gibi. bunlar teker teker cokunce, insanlara donmustur, onlardan destek almak icin. ama artik ait oldugu bir grup yoktur, jack londonun dikkat cekmek istedigi bireyciligin tehlikesi de buradadir.

    hayallerimiz tutkularimiz gecicidir cunku temel aldigimiz kavramlar da gelip gecicidir. hicbirsey zamandan ve sartlardan etkilenmeden size sonsuza kadar bir dayanak olarak kalamaz. iste bu yuzden insanlara muhtaciz; toplumun ustunde ilahi kavramlardan degil, yanimizdaki insanlardan guc almaliyiz. iste bu yuzden her bireycinin sonu husrandir.
  • sonunda uzucu bir olay dikkatimi cekmisti...

    --- spoiler ---
    adam (martin eden) vasiyetini yazmadan atladi gemiden (gemi, buharli gemi). yani butun parasi kizkardesi ve o okuz kocasina kaldi. bari gettodaki isci-filozoflara verseydi.. nasil olsa onlarin da sonu husran, bari paraya bogulup sistemin icine girseler, herkes gibi yasasalar, altlari kuru karinlari tok olsa.
    --- spoiler ---
  • iş bitti cümlesi kalp yaralayan roman.
hesabın var mı? giriş yap