• öyle bir geçer zaman ki ekolünden ama onun kadar kaliteli bir set arkası ekibine sahip olduğunu düşünmediğim dizi.
  • içinde 70'li yılların istanbul'unu barındıran bir dönem dizisi olması sebebiyle figürler ve detaylar o yıllardan izler taşır. ancak gözden kaçan küçük ve fakat fahiş bir hata vardır: köşkün penceresi boğaz köprüsü manzaralıdır.
    izlerken hayal kurun o zaman... istanbul hayali bir şehir olsun. 80'li yıllar öncesi de boğaz köprüsü olan hayali bir şehir... bir başka dönem dizisi olan öyle bir geçer zaman ki dizisinin ortaköy manzarasından boğaziçi köprüsünü kaldırdığını da yok sayın, görmezden gelin...
  • ilk kez bu akşam izlediğim dizi. en başında 19.55'te başladı, 21.30'da bitti. ve bu harika bir şey. uzun dizilerden gına gelmişti. gerçi haftada iki günmüş. aynı şeye denk geliyor sanırım ama olsun. genel olarak iyi duygular uyandırdı bende. dönem dizisi olduğu için öyle bir geçer zaman ki ile karşılaştırmamam olanaksız. başlayalım o halde: bir kere salı akşamlarını "karolin yine ne yosmalık yapacak?" "ali daha ne kadar şerefsizleri oynayacak?" gibi yürek çarpıntılarıyla geçirmeme neden olan diziden sonra bu naif, hafif, dört başı mamur aşk hikayesi ilaç gibi geldi. ama yine de makaraya almazsak olmaz.

    bir kere sahnelerinin birinde esas kızımız müjgan günlük tutuyordu. ama ne yalan söyleyeyim ben diagonal yazıyı ilk defa bu dizide gördüm. hayatım boyunca da unutmam herhalde.

    bebişim adnancığım da soyadı ve şan- şöhret dalgasına kapılmış. "yok ziyagillere yakışmaz" "sen ziyagilsin büyük düşün" den sonra da "balkancı soyadına layık hareketlerde bulunacağına eminiz." diye bir şey yumurtladı demin. başına balkanların yüzölçümü kadar granit blok düşsün rauf.

    bir kere esas oğlanımız ferit'in nişanı basması, inanılmazdı. biri geliyor, sarhoş ne dediğini bilmiyor ve "kardeşim o benim üzme onu sakın çizerim seni" diyor müstakbel nişanlıya. sene 1974. ayrıca bu olaydan hatırla sevgili'nin deniz'i bir şey çakmadı ya, adnan'ın veliahtı olur.

    bu orada 1960-1975 yılları arasında zengin ailelerin spor arabalı, saftirik, apolitik çocuklarının üniforması sanırım boğazlı kazak üzerine ceket. yok böyle bir demodelik. 35 yıl öncesine göre bile demode. ekran karşısında kurdeşen döküyorum. bu arada evin küçük oğlu çok çabuk siyasete atıldı, `türk dizilerinde kendi işinde gücünde karakterlerin solculaşma süreci` daha yavaş işler zannediyordum.

    bir de çekimler başarılı geldi bana. diziden çok sinema filmi gibiydi.

    karar verilmiştir: beğendim, izliyorum.
  • berk hakman ferit, özgür çevik selim olsaymış daha başarılı bir dizi olabilirmiş.
  • berk hakman'ın esas oğlan karakterine daha çok yakışacağını düşündüğüm dizidir. özgür çevik'in yanında çok daha sempatik ve profosyonel duruyor çünkü. yapımcılar hata yaptınız ve telafi etmek için hala şansınız var diyorum. özgür çevik olmamış.
  • arkadaşımın aşkısın modunda ilerleyeceğini düşündüğüm dizidir.. ilki iki bölümüyle hatırla sevgiliyi anımsatmıştır.. her imkansız aşkı ve belli dönemi barındıran diziler hep onu hatırlatıcak sanırım.. umarım çok da baymadan uzun soluklu bir dizi olur..
  • insanlara sürekli şiddetin, kavganın, düzenbazlığın gözterildiği bu kirli ekranda insanda olumlu hisler bırakan bir kaç diziden biridir..belkide biriciğidir...özgür çevik+ sedef avcı hoş olmuş.
  • dönem dizisi izlemeyi seven bünyelere bir ilaç, bir trt izleme sebebi. bir adet berk hakman ile mıymıy kız rolüne cuk oturmuş sedef avcı barındırmakta. evin tatlı fekat umutsuz aşık kızını da yaban'ın nalanı oynuyor daha ne olsun. hatırla sevgili ile kendini gösteren berk hakman bu diziden sonra da acaba gerçekten o dönemde mi yaşıyor diye düşündürtüyor adeta. konusunun izletiyor olması, özetsiz yayınlanması, bir çırpıda bitivermesi diğer artılardan. fatmagül'ün suçuyla aynı güne denk gelmesi birnevi şanssızlık olabilir ama kendi izleyici kitlesini oluşturduktan sonra zaten fatmagül'ün özeti bitene kadar dizi sonuna gelmiş oluyor. ayten alpman'dan ben varım ve son bölümde de semiramis pekkan'dan senden vazgeçemem ile zevkü sefa alemlerine daldırıp mutluluklara gark etmiştir bendenizi. hele o diziye adını veren mazi kalbimde yaradır yok mu...* sonuç olarak izleyiniz, izlettiriniz.

    .
  • hanim kizimizin laf arasinda tarih olarak; 1974 istanbul'u gibi bir soz soyledigi yapim olmasindan dolayi ,ekranlara giren bir kopru olmasi cok normaldir.30 ekim 1973'de acilmis bir koprumuz oldugunu dusunursek,bu sikinti olmayacak lakin kopru fatih sultan mehmet ise pek bir yorum yapmak istemiyorum.
  • sedef avcıya nasıl basrol oynatıyorlar hala anlamıs degilim.
hesabın var mı? giriş yap