• mühendisin alaylısı, pezevengin mekteplisi olmaz.
  • bazen ne mekteplinin eğitimine ne de alaylının tecrübesine sahip olmadan buluverirsin kendini bunun orta yerinde.

    gariptir ki ; her ikisi de seni karşı taraftanmış gibi algılar ama sen hiçbirine ait hissedemez tek kişilik bir cephede 3. taraf olmuş bulunursun bu çatışmada.
    dünyanın enteresan sınavlarından biridir.
    alayınızı*...
  • hangi meslekle alakalı olarak çatışıldığına göre sonucu değişecek tartışma. fakat bahsi geçen teknik bir konu ise alaylının pek de şansı yoktur. çünkü alaylı ancak o güne kadar sıklıkla yaptığı şeyi bilir, fakat mektepli (istisnalar hariç) öğrenmeyi öğrenmiştir ve ilk kez karşılaştığı konularda alaylı ya göre bariz üstündür.
  • başka ülkelerde böylesi keskin bir tartışma olduğunu sanmıyorum. türkiye'de var. neden? bir şeyi öğrenmek bilmek en büyük yasak! bilgi sahibi olmak suç. okumuş olmak aşağılanma sebebi. bir şey öğrendin mi illa meslekten öğreneceksin. öyle ustası olursun. tecrübeyi inkar etmiyorum ancak bir işin teorisini öğrenmek bize yaramıyor. yarayan pratiğini öğrenmek. "anlamana gerek yok. sen işini yap gerisine karışma." işin kötüsü okullardaki eğitim de bu mantıkla işliyor. böyle için de yaptığımız işleri en vasat şeklini yapıyoruz. yaptığımız işlerin akademisini oluşturamıyoruz. olduğumuz yerde sayıyoruz.

    ikincisi gelişmiş ülkelerde böyle bir çatışma yok çünkü "alaylı" diye bir şey yok. herkes gereken eğitimlerini alarak mesleğe başlıyor. türkiye'deki gibi haldır huldur gitmiyor işler. ne iş olsa yaparım abicimler zamanla ustalaşmıyor.
  • amacı unutup araçlara takılmaktır.
  • bu konuya bakış açısı kişinin doyum odağına göre değişkenlik gösterir.

    haz alınanlar mal, mülk, mevki* sahibi olmak gibi şeylerse alaylı büyük oranda avantajlı kişidir. nedeni de hayat mücadelesine ve para kazanmaya çok daha erken başlamasıdır. mektepli, parayı döndüren kişilerin pink floyd değil de ankaralı namık dinlediğini kabullenip o ortama uyum sağlayana kadar alaylı, mekteplinin hayalindeki iş için gerekli sermaye olan parayı zevk için pavyonlarda yemiştir.
  • bu catismayi kendimce bir sekilde cozdugume inaniyorum.

    evet efendim, sagda solda ben alayliyim, okullulari pataklarim diye boburlenecegime egitim sektorune girdim.

    su anda 2 veya 4 yillik guzel sanatlar fakultesi mezunu olan fakat sektor uzerine bir bilgisi olmayan veyahut teknik hicbir altyapisi bulunmayan mezunlara dershane koselerinde egitim veriyorum.

    komik degil mi? 4 yil guzel sanatlar okuyan bir grafik tasarimci herhangi bir ise "girebilme umudu" olmasi icin gelip benden (ve benim gibi alaylilardan) ders almak zorunda. aksini yaparsa en az 2 sene orada burada bedavaya stajyerlik yapmak mecburiyetinde...

    mektepli, alaylinin ozel mektebinden geciyor. alayli ogretmen oluyor, mektepli onun ogrencisi. bence guzel bir ortaklik...

    fakat buna ragmen; boyle egitim sisteminin götüne koyayim. o fakultelere götünden kil aldirmayan hocalarin yanina benim gibi 3-5 alayli adam koy da, ogrencilerin mezun olunca sudan cikmis baliga donmesin. birkac bilgi kirintisi icin milyonlari bana bayilmasin.
  • enteresan olabilecek bir olgudur,
    alaylı olan belli bir süre sonra kendi şirketini kurarsa
    şirkete alacağı elemanın mektepli olmasını ister*
    işte bu durum oldu takdirde enteresan olgu kıvamına erişir
    bu takdirde "zamanında ne neydin" diye sorulabilir
    ama sorunun faydalı olması beklenmemelidir...
    sonuç itibari ile bu çatışma olma olasılığı yüksektir...
  • olay düriyemin güğümleri adlı başlıkta incelenmiştir.
    düriyenin etekleri alaylı oluyor, mektepli beyefendilerle cereyan ediyor olay..
    oluyor da oluyor..
hesabın var mı? giriş yap