melih gökçek

• sinir eşiği yükseltici. bu insanın yaptıklarını/söylediklerini birkaç gün üstüste duyunca ya da okuyunca o an sinirleriniz hopluyor, psikopatça hayaller kuruyorsunuz^**, ancak 2 gün sonra farkediyorsunuz ki diğer insanların yaptıkları daha az sinirlendiriyor insanı. türk halkına, daha doğrusu ankaralılara tek faydası budur.
• 2 gündür akşamları ailecek ellerimize çayımızı bisküvimizi alıp kendisini anıyoruz, kulaklarını çınlatıyoruz. your mom, canım.
  (bkz: sabır)
  (bkz: tenhada kıstırmak)
• kendisiyle ilgili en ilgi çekici konu, kendisinin gerçek olmasıdır. evet, böyle biri gerçekten var.
• algılarımı kapattığım adam. görünce kanal değişir, kaldırım değişir, gazete sayfası değişir. burada görünce dayanamadım okudum. dur recep ivedik'i okuyayım bari.
• onumuzdeki yerel secimlerde de kendisini aynı koltuga oturtacak ankaralılar varsa bu belayı kesin hakkediyorlar.
  adam zehirli su icirdi hem de kameralara piskin piskin sırıtarak. biz de ictik o suları, eğer yine secilirse aklımızı kaybetmemize bağlayacağım. (beyinde fazla arseniğin açtığı tahribat)
  
  adam geçen hafta bircogu 1960larda yapılmıs kırk kusur yıllık odtu binalarına ruhsatsız dedi. belediyemi beslemezseniz yıkarım dedi. sonra baktı ki, daha çok pişkin olmuştu önceden acıkca konusiyim dedi.
  bu ülke eminim ki daha utanmazları, vurdumduymazları görmüştür. ama suna eminim ki yakın siyasi tarihe dalmadan da bu adamcağız sayesinde her gün yeni bir ağlasak mı gülsek mi trajedisi yasıyoruz.
  
  melih gökcek su anda tam da beklenenleri yapıyor. yolundan hic sasmadı. eminim o koltuga oturdugu andan beri odtu'nun arazisine yapacaklarının hayaliyle yaşıyordu. yakında çıkarsa, ankara'nın tapusunu üstüne yaparsa, sonra mecliste kendi icin yasa hazırlatıp bunu da kendi nesline falan bırakırsa ilerde tarih bir kentin nasıl yokolduguna dair iyi bir örnek olabilir.
  
  ankara'da iki senedir yasayan, pek ankaralı sayılmayacak biri olsam bile surdan ankaralılara seslenmek istiyorum. ilerde yasayabileceğiniz bir sehriniz olmasını istiyorsanız durdurun bu adamı. bu herkesin elinde olan bir sey. daha fazla zehirlenmek istemiyorsunuz dimi ? kalan üc-beş ağacınızında kesilmesini istemiyor olmalısınız.
  nefes alabilmek icin önce yasayacak yerinizin olması lazım. zaten sömürülen ülkemin, beyni örümcek ağlarıyla örülen ülkemin elinde kalan birkac güzel seyden de olmaması gerekir.
  
  biri bu adamı durdurmalı. madem demokrasi var, öyle diyorlar, durdurmak secmenlerin elinde.
• hakkında göte girmeyecek bir kelime veya bir işlem bulamadığım siyasetçi, cici adam.
• son yedi yıldır ankara'ya gitmememin (gidemiyorum; yüreyim dayanmıyor) asıl nedenlerinden biri. en önemlisi. odtü fatihidir kendisi.
• varoluş sırrını çözdüğüm^* adam.
  
  melih gökçek ancak kendine güçlü bir karşıt bulup onunla laf dalaşı / icraat rekabeti / hukuki mücadeleye girerse hayatta kalabiliyor. ayrıca kazandığı her mücadelede seviye atladığı için kendine her seferinde daha güçlü karşıtlar bulmak zorunda kalıyor.
  
  eğer bu teorim doğru ise kendisine boyun eğmek, her dediğine "he" demek ve kendisi ile en ufak bir tartışmaya bile girmemek ondan kurtulmak isteyenler için yeterli olacak, yang bulamayan yin gibi ortadan ikiye çatlayacak ve güce tekrar denge gelecektir^*.
• eymiri halka açacağım diye tutturan belediye başkanı.
  
  eymir daha önce de halka açılmıştı muhteremler. halka açılırsa ne olur, nasıl olur diye kafa yormaya gerek yok, yapılmışı var zaten. 80'lerin sonunda, 90'ların başında dönem dönem halka açılmıştı. hatta ben de 'halk' olarak eymir arazisine gidip piknik bile yapmıştım. melih gökçek de ankara belediye başkanı falan değildi.
  
  ve eymir gölünün ve etrafının tam anlamıyla ağzına sıçılmıştı. daha doğrusu, sıçmıştık hep beraber. zaten piknik yapılabilecek her santimetrekareyi itinayla değerlendiren ankaralılar için eymir biçilmiş kaftandı netekim.
  
  sonuçta eymir gölü bitme noktasına gelmişken yeniden halka kapandı. hatta kartınız yoksa odtü mezunlarını bile almıyorlar içeri şimdi. kötü mü oldu? bilakis, hala eymir diye bir göl varsa, halka kapatılması sayesindedir.
  
  bunun 'halk düşmanlığıyla', 'halktan olmakla' vs ilgisi yok efendim. çok zayıf beslenme kaynakları olan bir gölün yaşatılmasıdır konu.
• önümüzdeki yerel seçimlerde yeniden ankara büyükşehir belediye başkanı seçilmesi neredeyse garantidir. buraya yazıyorum. biz değil icraatlarını, suratını görünce sinirden çatlasak da ankara'nın yarısından fazlasının kahramanıdır bu adam. "melih gökçek'i rte'ye siyasi yasak gelirse ak parti'nin başında görmek isteyenler" ayrı bi parti kursa seçim barajını geçerler. yemin ediyorum geçerler.
  
  hakkındaki bu gerçekler bu ülkede neden yaşanmayacağını gayet net açıklıyor aslında...