• git kardeşim, maaşının yarısını kira adı altında zamanında gecekondusu olan kıroya verme.

    illa gezmeyi severim ben diyorsan ayda 2 kez istanbul'a gezmeye gel. zaten sürekli istanbul'da yaşadığında parasızlıktan ayda 3 kez çıkamıyorsun.

    istanbul'da yaşamaya mecbur değilsen git. nasılsa deprem olunca tayin isteyeceksin.

    edit: aslında konu memurların istanbul'da yaşama isteğinin anlamsızlığı üzerinedir. mecbur kalanlar, zorunlu görevde olanlar hariç tabi. onlar bitince gidebilirler sorun yok.
  • mal diye hakaret edenlerin istanbul'daki kamu hizmetlerinden mahrum kalmasını dilediğim bir iddia.

    tabi daha geniş perspektiften değerlendirme yapmayı okulda öğretmiyorlar ondan; bir bakıma kapasite meselesi.
  • biz.asgari ücretle yaşıyoz. memurlar zengin sayıliyor bizlere göre sen ne diyon
  • en düşük memur maaşı 2 bin 5e kadar cikiyor neresi fakir
  • (bkz: tain)
    (bkz: tayin)
  • memurların istanbul'da çalışmaktan vazgeçerse şıp diye sahil kasabasına atanabileceğini sananlar tarafından varılan öngörüsüz bir yargıdır.

    o güzel sahil kasabalarına ancak emekliliği geldiği zaman atanabiliyor çoğu memur. özellikle mesleğinin ilk yıllarında doğunun ücra bir köşesi vs. büyükşehir gettosu arasında seçim yapması gerekiyor. iki ucu boklu değnek yani.
  • kardeşimin en yakın arkadaşının üzerinden bir örnek vermenin kaçınılmaz olduğu durum :

    efenim kardeşimin 20 senelik arkadaşı bu sene gelir uzmanı oldu, daha öncesinde sgk'da memurdu. ankara'da eğitimdeydi 6 aydır, bu hafta da tayin yeri belli olacak. ve çocuk 20 tercihlik hakkının 5-6 tanesine istanbul yazdı hem de ilk sıralara. neden mi? çünkü küçük kasabalarda memurluk yapmaktan bıkmış. evet, bıkmış... çıkıp gezilecek bir yeri olmamasından, mahrumiyetinden, işten eve geldikten sonra tek eğlencesinin bilgisayar olmasından, dar çevreden, görüşecek hatun bulamamaktan, kazandığı parayı bile yiyememekten bıkmış herif. biz izmirliyiz, çocuk da izmirli ama şöyle bir durum var ki izmir'de 1 tane bile kadro yok. eleman da napsın, büyükşehir olsun diye istanbul yazmış işte bu yukarıdaki sebeplerden dolayı. haftasonu bi uçağa atlar, 30 lira bilet parası verir, izmir'e uçarım istanbul'dan diyor. birşey almak istediğimde çıkar alırım diyor. aradığımı bulurum diyor. sosyal etkinliklerden, sanat faaliyetlerinden yararlanırım diyor. belki on katı fazla iş yaparım ama en azından gözüm gönlüm açılır diyor. orta anadolu kasabasında kafayı yemektense, istanbul'da kafayı yerim anasını satayım diyor... diyor da diyor...

    ha olsaydı izmir'de bi açık, köyü bile olsa eminim yazardı. ama bu durumda izmir'in muadili istanbul olmuş oldu onun için. ha bu çocuk 3000 civarı maaş alacak tabii, bunun yarı maaşına memurluk yapanlar için sebep nedir bilemem. onu da başkası yazsın.
  • para her şey değildir. diye karşılık versem de, gerçekten yaşamdan tat almasını bilmeyen insanların ille de istanbul'da tutunmaya çalışmalarına ben de anlam veremem. aksi takdirde küçük şehirlerin de kaosları var. tamamen tercih meselesi.
  • haklı bir yargıdır.
    tamam, memur istediği yere her zaman gidemez hatta çoğu zaman gidemez ama bir şekilde istanbul'dan kaçabilir. kaçmak zorundadır çünkü istanbul'da en az kazanan kesim devlet memurlarıdır. bu yüzden sürekli suratsız hayattan bıkmış memurla karşılaşır vatandaş ve her seferinde memura bok atar.

    asıl anlaşılmayan şey, senelerdir iktidar sahipleri istanbul şartlarını ve istanbul şartları altında memurun yaşayamayacağını bilmesine rağmen memura istanbul için ek ödenek vermemesidir.

    oysa ki 500 ila 750 tl arasında verilecek ek bir ödenek istanbul'daki memurla anadolu'daki memuru aynı kefeye koyabilir.
  • çok güzel bi anlamsızlık. bence de yaşamayın. tayin çıkarsa gidin hemen. batı karadeniz çok güzel mesela. her şeyim istanbul'da kaldı ben atandım buraya. 30 sene sonra gelsem cennet ama şimdi sıkıntıdan ölücem amk sene sonu dönerim işallah.
hesabın var mı? giriş yap