• fr. marjolaine.
    latoriganum marjoranum.
    anlatmaya eller diler yetmeyecek bir geçmişe ve oldukça yüklü bir drahoma*ya sahip bu güzel ot, mint ailesinin önde gelenlerinden olup, kuzen, kardeş, yeğenleriyle pek bir sık karıştırılır, bazen kekik, bazen başka şey sanılır. oysa ki kekik diye bilineni, yabani mercanköşk'tür, kekiğin özel acımsı tadını havidir, tatlı mercanköşk ise ismi ile cismi müsemma bir zerafetle daha bir mülayim tabiatlıdır. kendisini, mutluluk ve güzellik vermek üzere yarattığına inanılan afroditten beri süren bir gelenekle, anavatanı olan asia minorun gavur kısmısında, grekistan taraflarında evlilik törenlerinde, hem mecazi, hem de hakiki bir baş tacı olarak kullanılması da bundandır.
    ayrıca fitoterapötik özellikleri ile de doğal tıbbın vazgeçilmezlerindendir. teskin edici* özelliği başta olmak üzere, gastrointestinal sorunlarda**, üst solunum yolu hastalıklarında ve özellikle dişi üreme sistemi üzerinde olumlu etkileri olan mercanköşkü, ağır, salçalı yemeklerde de hafifletici ve lezzetlendirici unsur olarak kullanmaktan kaçınmayınız. doğal gıda destek hattını aklınızdan çıkarmayınız.
  • annelerimizin eğer varsa evlerin bahçesinde,yoksa balkonlarda pencere önlerinde saksılar içinde yetiştirdiği kokulu bir bitki.görünüm olarak naneyi andırır.ev halkından biri üşütüp hafif grip olursa veya midesinden biraz rahatsızlanırsa anneler hemen bu bitkilerden bir kaç dal koparır.limonla kaynatır ve içirirler.o kişi de az bir zaman sonra ayağa kalkar.annelerin elinde böyle yararlı bir bitkidir yani.
  • tenekeye ekilen mercanköşk bitkisinin küçük bir dalının dibek kahvesine, büyücek bir dalının pişerken konduğu sütlaca 4-5 basamak attırdığı tecrübeyle sabit.

    o sütlaca damak dayanmaz.
  • turk kahvesi pisirilirken bir tutam eklendiginde, kahveye muthis bir aroma ve lezzet katar.
  • "hani en sevdiğim çiçek demiştin ya. ben telefonuma kaydetmiştim. seninki soldu diye yenisini alacaktım. mezarına dikebilmiştim sonra. bugün aradılar. yanından geliyorlarmış. tutmuş çiçeğimiz. haziranda kurur ama demişler. ben sulamaya gelicem, merak etme sen. kurursa da yenisini dikicem. o kurursa başkasını. hep çiçek açacaksın."
  • çocukluk zamanlarında en ufak bir hastalıkta hemen hazır edilip önümüze konan bir çay olduğundan, hala bu şifalı bitkiyi bilmeyenleri görünce çok şaşırıyorum. koskoca adam olmuş, işinde gücünde insanların, hastalıkta sağlıkta bu güzel bitkinin çayından içmeden nasıl da büyüyüp bu günlere geldiklerini düşünmek aklıma birkaç beden büyük geliyor ve neden diyorum: " bir anne çocuğuna neden mercanköşk içirmez?". biz, her hastalıkta mercanköşk içerek büyüyenler, hastanın reçesinde yazan tek ilacın mercanköşk olduğuna inandırılıp da içtik bu otun çayını, peki seni neyle kandırdılar, sen ne içtin de bugünlere geldin be çocuk.

    ben zannederdim ki her çocuk hastalanınca mercanköşk içer, yalanmış.

    çocukluğum hastalıklarını hatırlamaya kalksam hep bir mercanköşk, bazı bazı nane limon bazen de ıhlamur kokusu gelir burnuma buram buram. bence hiçbir çocuk mercanköşksüz büyümemeli, gerekirse burnunu sıkıp öyle içirilmeli, sonrasında yatağının altından mavi leğeni çıkartıp kusturulmalıdır. sıralama hep bu şekildir: midem bulanıyo-mercanköşk iç-leğene kus. rahatlama garantilidir. soğuk almış bünyeyi adam etmek için kapımızın önünde ya da balkon saksımızda ekili her zaman bulunur bir tutam. hala da hasta olduğum zaman ilaç kullanmadan önce ilk mercanköşk içerim. hele ki anne elinden yapılmışsa hastalık mastalık kalmaz insanda, zıplatıverir yataktan.
  • yapraklarının benzerliği yüzünden halk arasında "sıçan kulağı" olarak anılan bitkinin edebiyat dili olan kibar acemce adı "merzengüş" da "sıçan kulağı" demektir. güzel kokmasına ve yemeklere tat vermesine karşın, bitkinin bu adla sarayların, köşklerin, yalıların sofralarında yer alamayacağı ve zarif osmanlı hanımefendilerinin buna katlanamayacağı düşünülerek, arapça 'ya bir harf değişikliğiyle "merzencüş" olarak geçen sözcük, türkçe 'de yanlış* olarak "mercangüş" e dönüşür ve zaman içerisinde değişerek mercanköşk adını alır.
  • bu bitki kullanilarak adina mercankosklu tereyagi denen ev vicksi yapilabilir. buğuseptil & vicks kullanması zararlı olan burnu tikali bebeler icin onerilir.
    100 gr tereyagi atese koyulur, tamamen eriyince kasikla ustunde biriken kopuk alinir. icine bir avuc mumkunse taze, degilse bir zahmet aktardan alinan kuru mercankosk atilir, baska bir kaseye alinarak daha buyuk bir kabin icinde yarim saat benmari usulu ısıtılır. bence kabin ustunu ortun, su hemen buharlasip bitiyor kaynadikca cunku. arada acin bakin nooluyor diye. en son karisimin icine birkac damla mercankosku yagi veya elma yagi koyarak kucuk cam bir kavanozda buzdolabinda saklayin.
    gerektigi zaman, nezle, soğuk alginligi durumlarinda her bir burun deligine bir kibrit ucu kadar koyun. burnu nemlendirir, mukozadaki sisligi indirir.
  • tipki kekik, nane, adacayi, feslegen, lavanta gibi ballibabagiller ailesinin mumtaz bir uyesi. ozellikle ege bolgesinde saksida yeti$tirilen mercanko$kun taze yapraklarinin kaynatilmasi suretiyle elde edilen cay, faideli olduğu kadar mis kokulu ve lezzetlidir. makarna sosundan et soteye, salatadan corbaya kadar her turden yemekte kuru yahut taze olarak kullanilabilir.
  • derin ruhsal travmaların seçimidir. acının yalnızlığında kaybolanları rahatlatır, endişe, hiperaktivite, gerilim ve histeri durumlarında zihni yatıştırır ve uykusuzluk vakalarında iyileştirici bir uyku alınmasına yardımcı olur.
hesabın var mı? giriş yap