• çocukluğumuzda halı sahalarda ayak kemiklerimizi sızlatan, halı sahaların sağlamlığından dolayı tercih ettiği futbol topu. artık pek kullanılmamaktadır. yaz kış fark etmeksizin bu topa bi sikim olmazken, nike, adidas markalı futbol topları, iki yağmur gördüğü anda siki tutardı.

    bu topla yapılan ortalara kafa vuranlar, 3 gün kendine gelemezken, defansta havadan gelen bu topu uzaklaştırmaya çalışanlar ise boyun çökmesiyle karşı karşıya kalmıştır. çok iyi hatırlarım bu topa kafa vurup şaşkınlık içinde sağa sola bakınıp daha sonra da topu alıp kendi kalesine doğru yardıran gençleri. o hep övündüğümüz efsanevi neslimizin bu topa kafa vuranları, geçirdiği beyin amcıklamaları yüzünden çoğunlukla mühendislik okuyup siki tuttu zaten. sabri sarıoğlu esprisi yapmak istemiyorum; fakat sabri sarıoğlu'nun çocukluğunda antremanlarını bu topla yaptığından adım gibi eminim?

    (bkz: o son topa kafa vurmayacaktın)

    edit: lan eklemeyi unutmuşum, iyi şut çekebilen birisi ayağına oturtursa bu topu, bırak gol atmayı kaleciyi bile öldürebilir. haaa bu topla şut çekebilenleri zaten direk kozan belediyespor'la antremanlara çıkartıyorlardı bizim memlekette.
  • ayakkabı katili.
  • bir modeli futbol topu değil, sert yuvarlak bir cisimdir. ama asla top değil. balonumsu, kafayı geçtim, ayak parmağını bile acıtan saçmasalak bir şeydir. ne falso alır, kaleyi tutar.
  • şut çekerken ayağınıza oturduğunda kaleciyi bilerek terse yatıran toptur.
  • döneminin karizmatik futbol topudur. arkadaşın abisinde vardı bu toptan, kramponları da jay-jay okocha'nın kırmızı kramponlarındandı. bildiğin tsubasa mahiyetindeydi gözümüzde. bi uzaylı istilası falan olsa şutlarıyla savuştururdu heralde derdik, maradona mı yener mikasalı abi mi derdik. şimdi düşününce o kafa yapisiyla bu yaşa kadar nasil hayatta kalmişim diyorum.
  • tsubasayı tsubasa yapan toptur mikasa.
  • pis burun tekniğiyle vurulduğu taktirde adamın amına kor.
  • çocukluğumuzun efsanesi futbol topu. bu topu öğreninceye kadar bakkaldan aldığımız plastik toplar bizim için şampiyonlar liginin resmi topu gibiydi. gün geldi, mikasa çalındı kulağımıza. büyüklerden dinledik, televizyonda gördük, övgüleriyle büyüdük, yerildiğini görmedik. sonra ne futbol topları, adidas'lar, nike'lar geçti elimize. olmadı, yerini doldurmadı. mahallenin en büyük palavrası, "geçen mahalle maçını mikasayla yaptık, bi koydum..." falan olurdu. ama inanmazdık. kimse mikasaya öyle sert vuramazdı zira. tanrıların topuydu mikasa, iyi tanrılarla kötü tanrıların play off'larında kullanılırdı. yaş geldi kemale erdi, hala vurabilmiş değilim kendisine. vurmadan da öleceğim. olur da çarparsa ayağıma, gözüm kapalı gider.
  • halısahaların hala muhafaza ettiği ve müşterilerine "alın oynayın genşler" diye sunduğu toplardır. sanırım sağlamlıkları dolayısıyla tercih ediliyorlar. büyümemiz dolayısıyla artık ayak kemiklerimizi sızlatmasa da, uzun bir top attığınızda genelde ivmelenmez, haşırt diye düşüşe geçer, yere sekti mi gerektiğinden fazla hızlanır ve yetişemezsiniz, göğüs kontrol ölümdür, kafa ise işkence. kaleciler içinse ne ifade ettiğini söylemeye bile gerek yok. koca bi gençliği yiyip bitirdin amk mikasa'sı.
hesabın var mı? giriş yap