• ekşi sözlük.
    karakter yaratımındaki özgürlük, oyunculararası interaksiyonun derinliği, karma ve nesil sistemleri sayesinde mmorpg'lerin bir numarası olmuştur gözümde. işin güzel tarafı, karakteriniz kendi içinde tutarlı olmak mecburiyetinde de değil, tamamen kaotik davranıp yine de sevilip sayılabilirsiniz.
    roleplayerları, powerplayerları, tanrıları, kendine özel mitolojisi, jargonu, tarihi, gelecekten beklentileri, bağımlılık potansiyelinin yüksekliği ile tam bir mmorpg burası. dediğim gibi, hem de bir numarası.
  • ultima online dışında henüz adam gibi bir mmorpg ile tanışamadım.

    özellikle wow'un da piyasaya girmesiyle beraber mmorpg'lar iyice saçmalamaya ve kendini tekrar etmeye başladı. algoritma ve sistemleri çok basit. karakter yarat, level'ın 60-80-100* olana kadar oklar yardımıyla, kafalarında ünlem işareti bulunan npcleri bul, görev al. 10 yarasa çükü, 20 fare sıçmığı topla getir, şehrin öbür köşesindeki başka bir npc'yle konuş sonra diğer köşesindeki npc'ye git.

    yeterince level kastıysan 100k-200k'lık hplerle 20k-40k vuran silahlarınla arenalara, raidlere katıl, pvp yapılcak alanlara git. malum öyle her yerde pvp yapılmıyor. herkes dost, kardeş bu diyarlarda artık. dost, kardeş dediğime de bakmayın partylere, guildlere falan katılana kadar diğer oyuncularla etkileşim sıfır. neden, çünkü oyun sizi zaten 5 yaşındaki bir çocuk gibi yönlendiriyor, ne yapmanız gerektiğini söylüyor. başka bir oyuncuyla konuşmaya ne gerek var?

    pvp diye yapılan şey zaten tamamen bir rezalet de artık pve falan da tamamen boka sarmış durumda. boss'la mı kapışcan? artık tank, dps, healer gibi sıfatlarımız ve görevlerimiz var. tank sürekli taunt tuşuna basacak, parry yapacak. dps sürekli bütün ability tuşlarına basacak, healer da heal basacak. artık yaratık kesme anlayışımız bu.

    peki eskiden nasıldı bu tür oyunlar? maximumu belli str, dex, int vs değerlerin olurdu. hp, damage falan insani boyutlarda olurdu. 3-4 vuruşluk veya büyüsüne göre 2 atımlık canın olurdu, en ufak yanlış bir hareketinde ölürdün ve üzerinde ne varsa cesetinde yağmalanmayı beklerdi. her oyuncuyla iletişim halinde olurdun. çünkü oyun oyuncular üzerinden ilerlerdi. sizi yönlendiren, sınırlandıran etmenler olmazdı. tamamen serbestlik vardı eski online oyunlarda.

    entry biraz dağınık olmuş olabilir. az önce en son bir de neverwinter'ı denedim iyice kızdım, aklıma ne geldiyse yazdım öyle. toparlayacak olursam, bok gibi bir tür oldu çıktı artık mmorpg. buna rağmen "abi bak bu oyun böyle değil, şu oyun şöyle" tarzı tavsiyelerinizi beklerim. çünkü gerçekten artık gerçek mmorpg'leri özledim.
  • yeni çağın uyuşturucusu, bu oyunlar yüzünden nice yaratıcı beyin monitör karşısında helak olmuş, insanlığını, konuşmayı, insan ilişkilerini unutarak sanala karışmış gitmiştir.

    hayatta kaçış yollarından birisidir mmorpg, hayatta gelemediniz konumlara gelebilmenizi sağlar, egonuzu okşar ve sanıldığının aksine oyunun elit en tepeye oynayan kitlesi 16-18 yaş aralığı değil 23-30 yaş aralığı kitlesidir, hayattan alamadığını dungeonlar da, battlegroundlarda arar bu kitle, birbirlerini mıknatıs gibi çekerler.

    garip bir hiyerarşisi vardır, ayrı alabildiğine sanal avatarın ardındaki güzel dünyadır, egoyu tatmin eder basur yapıp ota çevirirken, gerçek sorumlulukların yerini alan sanal sorumluluklara boğar insanı.

    ana yakıtı ise zamandır bu oyunların, kaptırdığınızda kendiniz uyku, oyun, oyun başında atıştırma modeli yemek yemek, oyuna devam, az uyku gene oyun şeklinde bir kısır döngüye alır, tam olarak bırakamazsınız kaptırırsanız kendinizi, sigaradan beterdir, 1-2 ay aradan sonra tekrar kendinizi hafta da 7 gün raid yaparken bulabilir ya da bgden bgye koşturduğunuzu fark edebilirsiniz, alışmak kolay kopmak zordur bu oyunlardan
  • gerçek hayatı taklit etmeye çalışan oyun türü.
    ama insan aşağıda yazılı olan seçeneği düşünmekten kendini alamıyor.

    teknolojimiz çok ilerledi, oyunlarda grafik story * ve quest * olayını zirveye çıkardık.
    pvp * mantalitesinde devrim yarattık.
    oyunun ekonomisini kendi içinde yönetebileceği hale getirdik.
    çok fazla sayıda class * ve job * eklendi.
    yeni item * 'ler ve weapon * 'lar eklendi.
    ve en büyük yenilik, kendi karakterini kendin tasarla.
    ister kendin çiz oyuna aktar, ister uzmanların çalışmalarını kullan.
    oyun yeni geliştirilen sanal gerçeklik makinasına bağlı bir şekilde oynandığı için,
    oyundayken hiç bir şekilde konsantrasyonunuz dağılmıyor.
    sanal gerçeklik makinasındaki yaşam destek ünitesi sayesinde bağlantınız yıllarca kesilmeyecek.
    hemen katıl ve bir karakteri doğumundan itibaren oluşturmanın ve geliştirmenin zevkini yaşa.
    üstelik oyuna bağlıyken hafızanıza erişim devredışı bırakılıyor ve böylece oyuna maksimum gerçeklik verilmiş oluyor.
    bu da maksimum zevk demek.
    hadi gelin denemekten korkmayın.

    şu an en büyük mmorpg lerden birini oynuyoruz.
    yaklaşık 4 milyar online oyuncusu 2 milyar npcsi var.
  • yok oluşundaki en büyük sorumlunun world of warcraft olduğu oyun türü.

    oturmuş kültürü ve kendine bağlı oyuncu kitlesi ile piyasayı büyük oranda domine edip, seasonlar ya da orta çaplı değişimler ile yıllarca piyasayı inanılmaz bir yüzde ile domine etti. haliyle, bu şekilde domine edilmiş bir piyasada hayatta kalabilmek için, yeni çıkan ve devrimsel nitelikte olan oyunlar için tek bir yol kaldı. wow killer olmak.

    wow killer dediğimiz kavram, bahsettiğim sebepler dolayısıyla wow'un karşısında durmak için, onun işini bitirmek gerektiğini düşünen insanlar tarafından oluşturulmuş bir terimdir. yeni çıkan ve ümit veren tüm oyunlar wow killer olarak adlandırılır ve sonrasında piyasadan silinir, f2p olarak hayatlarına devam eder.

    yeni çıkmış bir oyunun, neredeyse 20 yıla varacak tecrübesi ile wow'a karşı gelmesini beklemek hayalperestlikti zaten. çünkü oyunun çıkması, oyuncuların alışması, oyuncuların oyun içi taktikler geliştirmesi ve buna alışması zaman isteyen bir süreçti. nasıl bir kafe açtığınızda ilk 6 ay cebinizden harcama yapıp kar etmezseniz, mmorpglerde de durum böyledir. ilk gün sahip olduğunuz oyuncuların yarısından azı ikinci gün oyuna girer, belki de yarısından azının yarısından azı ikinci gün oynar ve bu kalan adamlar kemik kitlenizi oluştururlar. giden oyuncular ise, zaman içinde oturan sistem ve yavaş yavaş oluşan popüleritr treninin dumanını takip ederek geri dönerler. ama dediğim gibi, bu uzun ve zor bir süreçtir.

    sonuç olarak, wow yüzünden yeni oyunlar tutunamadı ve sektörde netedeyse yüzde yüzlük bir wow hakimiyeti sağlandı bir dönem için. arada neverwinter ve soul and blade gibi hype treni ile gelen oyunlar bir süre tahtı sarssa da, pek bir şey değişmedi.

    wow, mmorpg kavramını kendine indirgemeyi başarmıştı. tabii bu entropi, yinr devreye girdi. beklenen wow killer, wow olmuştu. yavaş yavaş, sektörle beraber kendini de öldürdü.

    ve o güzel mmorpg oyuncuları, o güzel savaş bineklerine binip, iş-güç-evlilik diyarına doğru dörtnala yol almaya başladı.

    selam olsun tüm nerdlere, selam olsun paladinlere, selam olsun priestlere, warriorlara, lycanlara, warlordlara, shamanlara, assasinlere. selam olsun!
  • asosyal adamın, depresyondaki insanın, gerçek hayattan bir süreliğine kaçanın yaşam destek ünitesi. yanlış anlaşılmasın, kendimden biliyorum.
  • massive multiplayer online role playing game in kısaltılmışı.
    bu tür oyunlara örnek olarak shadowbane, dark age of camelot, ultima online verilebilir.
  • hayattan sıkılmaktır esasında. çok daha iyi bir hayatı* yaşama arzusudur. hayal gücü ve tutkunun birleştiği yerdir.
  • siz uyurken, yemek yerken, okula/işe giderken, sıçarken birileri oynar bu oyunları. onlar hayatı yaşarken de başkalarının dataları akar serverlara giden kablolardan. çok nadir gerçekten "kaliteli" oyunlar üreten bu türü var eden tek bir gerçek vardır; o da her zaman dünyanın bir yerlerinde, farklı kişiler tarafından, farklı zamanlarda "aslında tekrar şöyle iyi bi mmorpg'ye mi başlasam/başlasak ?" sorusunun soruluyor olmasıdır. uzun lafın kısası bu tür, bir ihtiyaçtan doğmamıştır ama varlığının bilgisi kendisini deneyim edinenlerde bir ihtiyaca sebep olmuştur ve tür de doğurduğu bu ihtiyaçtan beslenmektedir.

    uzun lafın daha da kısasıysa, bir kere oynayıp gerçekten zevk aldıysanız, tekrar bu tarzdaki bir oyunu oynamak için ihtiyaç duymanız belirsiz evrende rastgele gelişen olaycıklarla tetiklenebilir, asıl soru "ne zaman ?"dır. *

    seneler sonrası editi: anlatım bozukluğu/imla düzeltimi yapmak isterdim ama okurken yorgun düştüm
hesabın var mı? giriş yap