• kendisini şu şekilde sınırlandırmış bir düzendir.

    dünya gelirinin %73'ünün nüfusun %14'üne, gelirin %27'sinin ise nüfusun %86'sına paylaştırıldığı bir dünyadır.
  • çalışmayı kutsayan yavşaklık abidesi.
  • bu dünyada orospuluk hariç her şey parayladır.
  • dizginlerini binicisinin elinden kurtarmış vahşi bir attır.

    şimdi siz genç ve umutlusunuz, hayat ışıl ışıl tüm ihtişamıyla umut vaat ederek parlıyor önünüzde. güzel günlere inancınız var
    ama bilin ki modern dünya dizginlerini binicisinin elinden kurtarmış vahşi bir attır.

    kendi çıkarları
    kendi doğruları
    kendi planları olan efendisiz bir canavar yarattık

    ve artık eski özgür günlerimize dönemiyoruz. kitlesel bir çöküş olmadan da dönemeyeceğiz. hayat içerek varlığını idame ettiren bu sistemler bütünü, sinerjinin bir sonucu olarak ona ayrılan kaynaktan daha fazlasını özümseyerek sonunda yenilmez oldu.

    gerçek hayat bu hengamede çölde vaha gibi ancak hayal edilebilen nadide bir zenginlik olarak mitolojiye dönüştü. sanatıyla bütünleşik yaşayan, az çalışıp az kazanan insanlar, özgür bir nefes almak uğruna çıkarlarından vazgeçen insanlar, gururları uğruna zoru seçen insanlar marjinalleştiler. gençlerin gıpta ettikleri hayatları yaşayanlar açlıktan acınacak hale düştüler.

    çünkü modern dünya ona hizmet etmeyeni yok etti, bitirdi.
    "abi aslında gideceksin bir köy evine domatesini kendin yetiştirip elektriksiz yaşayacaksın" diyen coşkulu gençlerin birer birer memur olma hayali kurmasının temel nedeni kaypaklıkları, cesaretsizlikleri yahut rahat düşkünlükleri değildir. bunun temel nedeni modern dünyanın propaganda gücüdür. modern dünya herkestir. annedir, babadır, sevgilidir, arkadaştır. siz en çok kimi seviyorsanız odur.

    modern dünyayı bırakıp gidemezsin.

    açlığa, aşağılanmaya, üşümeye dayanırsın ama sevdiklerini üzmeye dayanamazsın. sırf bu nedenle dişlilerin arasına sokarsın elini bile bile. ab-ı hayat, öğütülen parmaklarından moden dünyanın kanalizasyonlarına akar. beyninde yüce sanata ve özgürlüğe bağlı aydın kısım besinsizlikten öldüğünde sen de artık bir sistem dostusundur. çocuğunun iyi bir eğitim alıp iyi bir kariyer yapabilmesi için, insanları öğüten bu makinenin koltuklarından birine oturması için baskı yapar hale dönüşmüşsündür. ve çocuğun da içi içine sığmazken sırf seni üzmemek için, sana güvendiği için, doğrunun ne olduğunu bildiği halde emin olamadığı için dişlilerin yolunu tutar. döngü başa sarar.

    sanatçıya gıpta edip, onu aç bırakan modern dünyanın insanı değil miyiz.
    kendi prangalarımızı parlatmak için iştahla cilalayanlar biz değil miyiz
    olmak için çabaladığımız kişi ile hayran olduğumuz kişiler farklı değil mi
    çalışmayı özgür bir nefesten, gurur ve şereften daha kutsal kılmadık mı
    hayali işe gitmek için kullandığı arabanın taksidini ödemek olan insanlarla beraber yaşamıyor muyuz
    tembellik hakkının gülünecek kadar sıradışı hale geldiği zamanda yaşamıyor muyuz

    öyleyse varlığından emin olabileceğimiz tek cehennem bu dünyadadır.
    modern dünya 1
    biz 0

    bu yazıyı yazdıran duygunun içinden sızan şarkı da şudur;
    yeni bir ülke bulamazsın

    (bkz: iş hayatı/@limon kimyon zorro)
    (bkz: üniversite mezunu olduğu halde çalışmayan erkek/@limon kimyon zorro)
    (bkz: cinsel yönden asla tatmin olmayan türk erkeği/@limon kimyon zorro)
  • orta direk için kısaca işten sonra rahatlamak amacıyla "nezih" bir yerde iki tek atabilmek, sayılı izin günlerine bir yıl sığdırabilmek umuduna gereken parayı kazanmak için çalıştığımız dünyadır.

    "how in the hell could a man enjoy being awakened at 8:30 a.m. by an alarm clock, leap out of bed, dress, force-feed, shit, piss, brush teeth and hair, and fight traffic to get to a place where essentially you made lots of money for somebody else and were asked to be grateful for the opportunity to do so? ”*
  • insanlık tarihinin çok küçük bir kısmına denk gelmektedir.

    https://www.youtube.com/watch?v=ynldblfqqsw
  • --- spoiler ---

    bireyin içinde kaybolduğu kentlerin büyüklüğü, dağlar kadar yüksek olan binalar, radyodan gelen sürekli ses bombardımanı, günde üç kez değişen ve insana neyin önemli olduğu konusunda karar verme fırsatı tanımayan gazete başlıkları, bireyi ortadan kaldırmak için saat gibi şaşmaz bir tempoyla yeteneklerini sergileyen, pürüzsüz çalışan güçlü bir makina gibi hareket eden yüz kızın rol aldığı şovlar, cazın bangır bangır kafalara inen ritmi — bütün bunlar ve daha birçok ayrıntı, denetlenemez boyutlarıyla bireyi içine aldığında, ona bu bütünün minicik bir zerresiymiş duygusunu veren bir yıldızlar kümesini andırır. bireyin elinden gelen tek şey, taburda bir asker ya da fabrikada yürüyen bantın başında görevli bir işçi gibi, olan bitene ayak uydurmaktır. edimde bulunabilir, ama bağımsızlık, önemlilik duyguları çekip gitmiştir.
    --- spoiler ---

    (bkz: escape from freedom)
  • insanların, karakterlerin, kıyafetlerin, zevklerin, duyarların, nefretlerin, hislerin, evlerin, şehirlerin, yaşamların ve benzeri bir çok hedenin git gide standartlaştığı ve birbirine benzediği, hiçbir farklılığın tahammülsüzlükten mütevellit barınamadığı distopya; günümüz.
  • teknoloji ve modernlik seviyesi katlanmış olabilir ama sonuçta ilkel insan toplulukları gibi hala durmadan savaşıp sevişip vurup kesip biçip durulan; hâlâ kan ve gözyaşı olan bir dünya.
hesabın var mı? giriş yap