• olmuş bir şeyin nesine uyarı yapılıyor anlamadığım olay.

    devalüasyon, sabit kur rejimlerinde olur.
    sabit kur'da devlet dövize bir değer belirler. döviz o değerden alınıp satılır. eğer ülke parasının değeri düşmüşse resmi olarak devlet tarafından tl'nin değeri düşürülür. buna devalüasyon denir.
    bizde ise şu anda sabit kur rejimi değil, dalgalı kur rejim var. dolayısıyla devletin çıkıp açıklayacağı bir devalüasyon yok.

    devalüasyonu, yani paranın değer kaybettiğini biz fiilen görüyoruz. buna bakarak da zaten devalüasyon geliyor diyemeyiz. haa illa devalüasyon diyeceksek şu anda devalüasyonun tam da içindeyiz.

    geçtiğimiz sene eylül ayında dolar 5,72 imiş. şu anda 7,65.. yani paramız 1 yılda yaklaşık %34 devalüe olmuş..
  • “türkiye hükümeti, potansiyel bir ödemeler dengesi krizini savuşturmasına imkan verecek tamponlarını neredeyse tüketti. döviz rezervleri şu anda 20 yılın en düşük seviyesine ve tcmb’nin döviz swap pozisyonu yılbaşından bu yana neredeyse ikiye katlandı. bu müdahaleye rağmen lira yılbaşından bu yana abd doları karşısında yüzde 25 civarında değer kaybetti. bunun sonucu olarak, ani bir ekonomik durgunluğu tetikleyecek ödemeler dengesi krizi ve hükümetin bilançosunda bir kötüleşme riski önemli şekilde arttı.”
    haberin linki
    söz konusu rapora atilla yeşilada'nın yorumu:
    link
  • malumun ilanıdır..

    kimse abuk sabuk komplo teorileri üretmesin.

    türkiye cumhuriyet tarihinin en beceriksiz iktisat ve hariciye yönetimleri tarafından tarumar edilmektedir.

    bilhassa son 5 yılda bu kötüleşme hali kronik ve progresif bir vaziyet almış durumdadır.

    düşünün battı batıyor denilen ve bir dönem dalga geçilen yunanistan'ın hali bile bizden çok çok iyi.

    türkiye; yunanistan, italya ve portekiz gibi emsal ülkeleri de sollayarak venezuela, iran ve kuzey kore ile aynı seviyeye inmek üzeredir.

    son sürat çakılıyoruz.

    olan ülkeye oluyor ve birileri bu felaketi görmezden geldikçe oluşan enkaz daha da derinleşiyor.

    öyle ki, mevcut iktidardan sonra gelecek yönetim bile iş yapamaz durumda bulabilir kendisini.

    oluşan batık ımf'nin bile boyunu aşabilir.
  • olmuş bir şey mi? yukarıdaki yorumlar sıklıkla olmuş, bitmiş bir şeyden bahsediyor.

    oysa hiçbir şeyin olup bittiği yok. kriz bir çığ gibi büyümeye devam ediyor ve yazının orijinal linkinde de görüldüğü üzere, moodys borç ödeme krizi gibi çok daha büyük tehlikelerin kapıda olduğunu öngörüyor.

    devalüasyon sadece sabit kur rejimi olan ülkelerde gözlenmez. serbest kur rejimlerinde de yaşanan yerel para biriminin hızlı değer kaybının adı türkçemizde devalüasyondur. bunun bir gecede olup, hükümetin çıkıp açıklaması gerekmez. türkçede mevcut durumun başka da bir adı yok. en altta bunun ayrıntılı açıklamasını yazdım,dileyen bakabilir.

    genç kuşaklar kronik enflasyon ve devalüasyonun etkilerini bilmiyor olabilir. oysa bu ülke uzun yıllar bu sorunla yaşadı.

    şu ana kadar yaşadığımız değer kaybı yüzde 20, 30 seviyelerinde. sıkıntı sadece bunla sınırlı olsaydı, bir vadede mutlaka ekonomi kendini toparlardı.

    fakat moodys yapısal bir takım sorunların çok daha önemli olduğuna işaret ediyor. eğer moodys'in olası dedigi şekilde dış ödemelerde ciddi bir kriz yaşanırsa ve daha da kötüsü iktidar serbest piyasa kurallarına uygun hareket etmemeye karar verirse, işte o zaman seyreyleyin kabus senaryolarını.

    bundan iki sene önce kriz çıktığında, bu ülke geçmişte ekonomik krizleri en geç 9 ayda aşar demiştim. çünkü geçmişte ekonomisinde kriz olduğunda serbest basın sayesinde hepimiz kriz olduğunu kabul ederdik. politikacılar da mecburen, halkın tepkisini dindirebilmek için gereken önlemleri alır, ekonomi bir süreliğine ımf denetiminde teknokrat bir ekibin eline bırakılırdı.

    imf kontrolü sayesinde, en azından ödemeler dengesi yeniden kurulurdu. ülke bir süreliğine sınırsız para basma ve devlet harcamalarna devam etme alışkanlıklarını bir kenara bırakırdı. en azından ülkenin harcamalarının nereye olduğu bilinir, tasarruf edilebilen tüm kalemlerde tasarrufa gidilirdi. kur ve faiz üzerindeki baskı kalkınca ve ülkenin gelirleri ve harcamaları şeffaflık içinde ortaya konulunca, herkesi şaşırtacak kadar kısa sürede ortalık süt liman hale gelir, dengeler yeniden yerli yerine otururdu.

    1994 ve 2001 ekonomik krizleri 6-9 ayda kontrol altına alındı, çünkü o beğenmediğiniz politikacılar (94'te tansu çiller, 2001'de bülent ecevit), ülkenin çıkarlarının politik kariyerlerinin bitmesinden çok daha önemli gördüler. her ikisi de yaşanan krizden sonra halkın güvenini tamamen yitirdi, ama hiç değilse ülke ekonomik krizden kısa sayılabilecek bir sürede çıkmayı başardı.

    bir de bunları yapmayan venezüela, arjantin gibi ülkeler var. bunlar yapılmadığında ve hâlâ batı karşıtı retorik sürdüğünde, hâlâ sorunları reddedip, halının altına süpürmeye, deve kuşu gibi başımızı kuma gömüp, kriz yok ki , biz zirve yapıyoruz demeye devam ettikçe, ne yazık ki hiçbir şey daha iyiye gitmiyor.

    en kötüsü devletin masraflarında hiçbir kısıtlama yapılmadığında, faizler piyasanın gereklerinden çok daha aşağıda tutulduğu zaman, ülkeye para ve yatırım gelmez hâle geliyor ve ülke venezüela gibi sonsuza dek şiddetini artıran bir girdaba giriyor.

    komplolarla düşünmeye gerek yok. ülkeleri dış güçler değil, kendi iç dengesizlikleri, içerde yapılan hatalar ekonomik krize sürükler. dışarıdan bir düğmeye bastığın gibi, sağlıklı bir ekonomisi, gelir gider dengesi olan bir ülke ekonomik krize girmez. ama kötü yönetilen ve kötü yönetilmekte ısrar edilen ülkeler, ekonomik krizden kolay kolay çıkamaz.

    her şey sayılar, rasyonel gerçekler. insan gözünün görmediği, hayali olayların yeri yok gerçek hayatta. bakkal defterini düzgün tutabilirsen, dükkan kâr eder, tutamazsan, iflas eder. yok ben hem düzgün defter tutmayayım, gelirimi giderimi denkleştirmeyeyim, hem de dükkanım büyüsün... yok öyle bir dünya.

    kanımca gidişat hiç iyiye doğru değil ve daha hiçbir şey görmedik. biraz bekleyin bakalım, daha ekonomimizde neler göreceğiz.

    alt edit: başlığın içinde ve en altta kimileri dalgalı kur rejiminde devalüasyon olmaz diye ısrarla uyarıda bulunuyorlar. yaptıkları zebra aslında kesinlikle eşek değildir demekten ibaret, bilmiyorum farkındalar mı? evet, zebra eşek değildir. ama dilimizde zebra kelimesi olmasaydı, ne diyecektik zebraya? devalüasyondaki kelime oyunu da bu.

    devalüasyon ingilizcede genel anlamında değer yitirmedir. özel anlamında ise paranın değer yitirmesi. geçmişte, yerel para birimlerinin devlet tarafından belirlenen kurlara göre açıklandığı dönemlerden kalan bir alışkanlıkla, iktisat çevrelerinde devalüasyon hükümetin, ülkenin para biriminin değerini düşürmesi şeklinde yerleşmiş. dalgalı kur rejiminde paranın değer yitirmesi içinse özel, türkçesi olmayan bir terim olan "currency depreciation" terimini kullanıyorlar.

    dilimizde devalüasyondan başka karşılığı yok bu kelimenin. o yüzden bu gereksiz teknik ayrımla kafa şişirmeleri pek anlamlı değil.

    eğer currency depreciation terimi için yerleşik bir türkçe tabir varsa, beni de aydınlatırlarsa, sevinirim. (para amortismanı mı dememizi istiyorlar anlamadım ki?!)

    https://en.m.wikipedia.org/wiki/devaluation
  • rahmetli ecevit'in önüne yazar kasa fırlatan şahıs şu anda ne yapıyor acaba? gezi parkı sürecinde dolar 8 kuruş artınca, yeri göğü inleten kitle ne yapıyor acaba? doların 7-8 lira olacağını hayal edenler, sadece hayal ettikleri ile kalacaklar diyenler ne yapıyor acaba? deniz bitti, kara göründü hanımlar, beyler. merkez bankasının yapacağı hamleler artık devasa bir orman yangınına kova ile su dökmek gibi olur. acil olarak 10 yıllık ekonomi reform paketi hazırlanmalı. ekonominin başına bu işin piri ve tüm halkın güveneceği bir isim getirilmeli. çok çalışıp, çok üretip, çok ihraç etmeliyiz ki sıcak döviz akışını sürdürebilir hale getirmeliyiz. günü kurtaracak swap hamleleri yerine uzun vadeli düşünmeliyiz.
  • şahsen beni ırgalamayan uyarıdır.

    şunun şurasında cebimize giren paranın 2 katı kadar vergi yükümüz var. e kur farkı ve ekonomik çöküşten dolayı cebimize giren paranın kağıttan farkı da yok gibi bir şey. devleti yönetenlerin sikinde değilken ben mi umursayayım amına koyim.

    adam hala çıkmış %3.5 büyüme rakamı açıklayıp “beklentilerden iyi sonuç aldık” diye twit atıyor. pederi de “suriyelilere kendi cebimizden konut yaptık” diye twit atıyor. dolar olmuş 7.66 tl, euro olmuş 9 tl, enflasyon-devalüasyon-stangflasyon ve diğer bilumum bütün -syon’lu olaylar yaşanıyor.

    yanarsa yansın memleket, bi bidon benzin de ben dökerim şu saatten sonra.
  • "dolar öyle bir şeydir ki hiçbir sansür , khk, tehdit, baskı,
    yaftalama etkilemez onu. ekonomiye ali cengiz oyunu
    işlemez. kıçını da yırtsan, üretmiyorsan o dolar öyle
    artar, artar, artar... (bir tuz reklamındaki gibi) doları
    hapse atamazsın. doları işinden ihraç edemezsin.
    doları linç edemezsin. doları polise dövdüremezsin.
    dolara "bunlaaaağrr" diyemezsin. o gerçekleri sunar
    sana. üretmiyor musun? o zaman artışını ve ülkenin
    ekonomisinin adım adım bok oluşunu böyle inek gibi
    seyredersin işte. her şeyi saklayabilirsiniz ama doları asla."

    demişti bir yazar..
  • damadı kasanın başına oturtma sisteminin en üst noktası bakkaldır, bundan ötesinde uygulanmaz bu yöntem, bakkaldan markete geçişte bile o marketin kasasının başına damat geçmez, en azından ön muhasebe bilgili biri geçirilir.

    damadın kasanın başına getirildiği, astsubayın istihbarat başına atandığı, şoförünün milletvekili yapıldığı vb bakkal yöntemlerinin uygulandığı ülkede şu anki durum gerçekten çok iyi. yine allah koruyor bizi, yoksa bu sistemin hakkı bu değil, daha beteri.
  • ıki saptama:

    1) turkiye'nin mevcut kur rejimi dalgali kur degildir. hangi dalgali kurda belli "direnc noktalarinda" merkez bankasi savunma yapar?

    2) moody's'in kastettigi devaluasyon sene basindan bu yana lira'da yasanan deger kaybi degil. su ana kadar yasanana duzeltme diyebiliriz. korkulan ve beklenen 2018 agustos'undaki gibi bir ani kur soku.
  • özetle hem ayraniniz döküldü hem de çok tatsız olaylar yaşanacak demeye çalışıyor
hesabın var mı? giriş yap