muallim naci
-
büyük şairdir. akıllı adamdır. dilin önemini bilir ve döneminde dil üzerine çalışan ve bir sözlük hazırlayan (lûgat-ı nâci) nadir çalışkan adamlardandır. dehasını recaizade ve şürakası ile kavga ederek adeta harcamıştır. oysa recaizade, yazdığı üç beş sulu zırtlak şiiriyle, şairlik konusunda onun eline su bile dökemezdi.
bir başka talihsizliği de etrafında zeki ve yetenkli adamların bulunmamasıdır. hepsi onun dehasına kapılıp ona dalkavukluk yapmışlar, recaizade'nin öğrencileri gibi onun ekolünü devam ettirememişlerdir. belki de bu dalkavukları kendi istemiştir etrafında. amaan ne bileyim geçti gitti işte. şimdiki nesil için edebiyat kitaplarında sıkıcı bir bahistir her ikisi de. -
bir dilbere dil ver ki cemali ola baki
meyl eylediğin sureti dilber mi sanırsın..
http://www.bizimsahife.org/…_m/369_muallim_naci.htm -
arz-ı ta'zim eylemez mi âlem-i imkan sana
arz-ı ta'zim etti azîmüş-şan sana
nur imandır nücûmundan demâdem berk uran
âsmân etmiş hezârân kalb ile iman sana
fazl-ı bî-pâyânın burhânı bî-pâyânı var
var mı ulviyyat içinde olmayan burhan sana
hüsn-i kur-anı görür insân olur hayran sana
dest-i kudretle yazılmış hilyedir kuran sana
dil esîrin olduğu günden beri âzâdedir
mâsvâya bağlanır mı bağlayan vicdan sana
böyle bir naat-ı şerifi yazmış şair. -
birileri bu adamın gazetelerde kalmış yazılarını derlese ve yeni harflerle yayınlasa ne güzel olmaz mı sözlük?
-
"ey aşk bildiğin gibi yak yık derunumu"
muallim naci isimli birinin böyle yakıcı bir aşk yaşaması ne acaip değil mi? şu isimle olsa olsa lisede biyoloji hocası olabilir halbuki. -
efendim, kendisi tanzimat devrinde "eskinin savunucusu" deyip geçiverdiğimiz bir şahsiyetken daima, rastladığım bir beyitinin parlaklığı karşısında hayranlıktan, şaşkınlıktan adeta donakaldım. devrinde büyük velvele kopartan "gark-ı nur" redifli gazelinin matla beyitidir o, bilhassa ikinci mısraya dikkat:
"çok mudur mihrinden olduysa süveyda gark-ı nur
sen kesildim ben, ne var olsam serâpâ gark-ı nur"
aşkın tarifini "sen kesilmek" diye yapmış; bu yeni bence devrine göre. bir tür "fenâ" hali. tasavvufî göndermelerden tut da kadim filozofların yansıtma teorilerine kadar her şey sıkışmış bu "sen kesilmek"in içine. ben sen oldum, sen ben artık, diyor. zamirler uçuşmuş.
hay canına rahmet... -
"ömer hulusi" müstearıyla yazdıkları var. "ömer'in çocukluğu" kadarıyla biliyorduk halbuki bu "ömer" ismini.
-
salah birsel'in kahveler kitabında anlattığına göre şöyledir:
naci vefalı,hukuktanır,dürüst,yürekli,hayırsever ve gönlü büyük bir kişidir.oldukça da yoksuldur.yoksulluğu ahmet mithat'a damat olduktan sonra biraz ılınır.ahmet rasim onun deve tüyü bir paltoyu yıllarca sırtından çıkarmadığını görmüştür.muallim naci şiirde oldukça yeteneklidir.ama batı edebiyatına düşmandır.yeni bir edebiyat havası estirmek isteyen recaizade mahmut ekrem'e bu yüzden düşmandır. -
yasadigi dönemin en güçlü edebiyatcilarindan biridir. genel kaninin aksine kendisi eskinin savunucusu değildir sadece yeniliklerin hızlı bir şekilde olmasından yana değildir. recaizade mahmut ekrem ile beraber ilginç birkaç anısı vardır.
-
mânâsıza mânâlı der eshâb-ı taassup
haksız çıkarır haklıyı erbâb-ı tagallüp
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap