• din veya ümmetçilik filan olmayan sorun!!!!

    yıllardır sebep din olarak görülüyor, bir kere de değiştirin ve anlamaya çalışın yahu!!

    insanlar ideolojiye oy vermiyor, kendilerine benzeyene oy veriyor, yani kendilerine. bu bir din meselesi değil, ego meselesi. erdoğan yarın komple atatürkçü solcu bir politika gütse de yine aynı kitleden oy alır. bu kitlenin nefret etme sebebi din değil, eğitimli/vasıflı nispeten iyi bir hayat yaşayan ortanın üstü gelir grubuna düşman bu kesim.

    ego meselesi çok derin bir mesele, iki başlıkta özetlenebilir. birincisi; akp ve mhp millete hitap ederken milleti pohpohluyor, ecdadımız kahraman milletimiz diye veriyor da veriyor gazı, full hamaset, içeriğin önemi yok, egolarını okşuyor milletin. hayatta tutunacak bir tane bile dalı olmayan adam bile gurur duyuyor "kendisiyle". ikincisi; adam lideri kendisi gibi görüyor, mahalle ağzı konuşma tarzı, eğitim seviyesi, görgü ve ahlak seviyesi, her şeyiyle. düşünsene kendisi gibi bir iett personeli yönetiyor ülkeyi, erdoğan kazanınca kendi kazandı zannediyor, diplomasızların zaferi olarak görüyor. binali yıldırım'a bak, melih'e bak, burhan kuzu'ya bak, donanıma bak. bu vasıflarla nerelere geliyor adamlar. liyakat dersen, diploma dersen bu seçmeni kazanma ihtimalin yok, diploma diye erdoğan'ı aşağılarken seçmeni de aşağılıyorsun. din değil olay.. "türk milleti zekidir, çalışkandır!!" cümlesini hatırlayın..
  • ulaşılmak istemeyene ulaşamazsınız. canı istemiyorsa telefona yanıt vermeyen insan durumudur bu. kendini dünyanın geri kalanına kapatmıştır. ulaşmaya çalışan ile değil, ulaşılmaya çalışılan ile ilgili bir durumdur.
  • muhalefetin anlatabildiği, seçmenin anlayabildiği kadardır.
  • yoktur.
    aynı seçmen yurtdışında kendisini yönetmesi için demokratları seçmektedir.
    kendi ülkesinde hak sorunu olmadığı için öncelikleri farklıdır. ihtiyaç duyarsa o sana gelir. sen “o istemediği sürece” ulaşamazsın.
  • yılın 365 gününü başkalarına ve onların hayatlarına imrenerek geçirenler, bir gece bile olsa kazanan olmak, güçlü ile beraber güçlü olmak sarhoşluğu yaşıyor. sabah uyandığında yine sofraya koyduğu zeytin, ekmek ve çayla kahvaltısını yapacak, zamlara küfredecek, tatil isteyen çocuğunu başından savacak. ama bunlar için asıl müsebbibi suçlamak aklına gelmeyecek.

    seneler önce hocam ahmet cevizci; "felsefe farkındalık getirir, farkındalık ise mutsuzluk" diyerek tek cümle ile özetlemişti belki de gelecekteki pozisyonumuzu.

    farkındayız, hayatın kendisi nedeniyle sancı içindeyiz ama küçük mutluluklarla yaşamdan keyif almayı biliyoruz. şunu biliyorum ki kısıtlı ömrümü, alıcılarını kapamış bir kitleyi güzelliklere ikna etmek için harcayamayacağım.

    kendi haklarını savunan parti saçma bir baraji geçsin diye biz strateji yapıp oy verirken tıpış tıpış iktidara koşan kürt vatandaşlara da ayrıca kızgınım.

    son olarak, seçmene ulaşma falan hikaye. seçmeni eğit, doğru ile yanlışı ayırmayı öğrensin.

    bu sebeple kalan iki kuruşluk enerjimizi gençlere vermeliyiz. umudumuz onlarda. anne babalarından bi cacık olmayacağı ortada.
  • bütün ömrüm bu kitlenin içinde geçmiş biri olarak söylüyorum. rasyonel bir nedeni yok. rte ‘yi pop starı sever gibi seviyorlar. ne yanlış yaparsa yapsın umurlarında değil.
  • sebebi istanbulu beşiktaş, kadıköy bakırköyden ibaret sanmakta yatan sorundur.
    bu ilçelerdeki seçim sonuçlara bakmadım ama mesajın alındığını düşünüyorum.

    uzun uzun yazmaya gerek yok, çoğu chp ya da sol görüşlü dostlar ülkedeki populasyonun eğilimlerinden bi haber. oturup adam akıllı siyaset yapmaktan ziyade birbirlerini gaza getirip, sağa sola umut satıyorlar.

    ayrıca ince iyi başladığı yarışın devamını getirememiştir.birkaç örneği şu şekilde olan yanlışları ivmesini düşürmüştür.

    (bkz: 15 yaşından beri hergün cuma kılıyorum).
    (bkz: konuşuyorum şimdi in bakalım).
    (bkz: apoletlerini sökeceğim).
    (bkz: senin ağzına sıçıcam it oglu it).

    ülke ekonomik olarak dibe vurmadıkça, vatandaş açlıktan taş kemirmeye başlamadıkça rte gitmez.
  • ulaşamaz, böyle devam ederse de ulaşamayacak. sözlükte kendi gibi düşünmeyen herkesi hakaret ve aktroll kampanyasına dahil etmenin kimseye faydası olmadığını, böyle yaparak kendini bir halt zannetmekten öteye gidilmeyeceğini; bu işin güzellikle, herkesin kendi düşüncelerine saygı duymayla yapılacağını ben azından üç beş sekiz başlıkta belirttim. adam küfrederek karşılık verdi. muhalefetin kendisi yüzündendir, beni bizzat soğuttunuz, keşke seçime ldp girseydi de sevimli politikaları ile kendine bağlasaydı
  • açıkcası sebebi şudur, akp'nin bir kazan kazan vaad etmesi. bu seçimde akp hiç bir şey vaad etmedi projesi 7 senedir söylediği kanal istanbuldu. ama seçmenin buna baktığı yok.
    dün trtdeki sunucu "yarışı önde götürüyor" dedi ya burada saklı her şey türk halkı kazanacak ata oynamak istiyor. bununla övünüyor. diyelim ki asgari ücrete çalışan sıradan vatandaşsın. başarın pek yok akp diyor ki "senin dünya liderin var bununla övün". bütün gün tvde bununla övünülüyor adam mutlu oluyor. mesela bir kaç hafta önce youtube yorumlarda uzun uzun tartıştığım ve karşılığında kem küm bir şey yazan adam haftalar sonra dün "nabeeeeeerrr:))))?" yazmış. çocuk gibi. adamın en büyük sevinci başarısı bu.

    ayrıca seçmene bu yatırımlar yanlış yapılıyor deyince ikna edemiyorsun çünkü o yatırım olarak görmüyor batıya atılan tekme tokat olarak görüyor.
  • ulaşamazsın çünkü aşağılıyorsun, ulaşamazsın çünkü iktidara gelirsen onların düzenini yıkacağını söylüyorsun, ulaşamazsın çünkü onlarla aynı empatiyi kuramıyorsun kurmakta istemiyorsun, ulaşamazsın çünkü onları yaşam tarzına düşman görüyorsun. keza karşı tarafta seninle aynı topraktan olduğu için senin hakkında benzeri düşüncelere sahip. ortaya çıkan ise kutuplaşma. kutuplaşmayı gidermek için birşey yapıyor musun, bir çaban var mı? yok. tek yapılan kendi kendine propaganda yapıp tatmin olmak. çıkan tabloda da birşey olmuyor işte.
hesabın var mı? giriş yap