• 45'lik bara yolum düştü geçenlerde.
    sigara molasında kapıdaki güvenliğe sordum, "müştak yok galiba bu akşam buralarda" dedim.
    "kim?" dedi.
    "müştak yahu, şiir okuyan müştak, hani yukarıdaki apartman boşluğunda..." derken arkadan diğer görevli seslendi. "galip'i soruyor".
    tanıyan görevliye yaklaştım, "evet, galip, nerede acaba?" dedim.
    - o gelmiyor artık buralara.
    - nasıl? neden? nerede ki acaba?
    - çok dövdüler onu burada, sarıyer'deymiş artık diye duyduk
    - dövdüler mi?
    - çok. duramadı artık burada, durdurmadılar.
    - yapma be! nasıl acaba?
    - sarıyerdeymiş, iyidir herhalde.

    bütün keyfim kaçtı, eğlenemedim ben de daha fazla, kalktım eve döndüm.
    ne acı bir kelime "dövdüler". "çok dövdüler".
    ne acı bir yaşam.
    ne kadar iç burkan bir söz "duramadı buralarda"

    ... ve bunu yapanlar, o sokakta artık müştak yok diye kendilerini bir halt başarmış sayıyorlardır muhtemelen. nasıl gönderdik diye övünüyorlardır. belki de hayattaki en büyük başarılarından biri budur. hiç bir halta yaramamak, yaradığını zannettiğin şeyin de bir çuval inciri berbat etmekten öteye geçmemesi ne garip...
    müştak'ın tırnağı olsanız gam yemem!

    hayat ne garip, vapurlar falan...
  • kendisi kadar yürekten şiir okuyan başka hiç kimseyi işitmediğim güzel adam. umarım sağlığı sıhhati yerindedir ve şiirlere can vermeye devam ediyordur sokaklarda yine..
  • sik kalkmaz am sulanmaz vecizesinin sahibi olan zat.
hesabın var mı? giriş yap