• bir roportajinda $oyle konu$mu$ buyuk sanatkar:

    "turkiye'de kultur cok zaafa ugradi cok kotu duruma du$tuk.spikerler konu$masini bilmiyor her onune gelen spiker oluyor,telaffuzda vurgulamalari bile yerinde yapamiyorlar.kendilerini gostermek icin oraya cikiyor.her $ey boyle..
    biz kultursuzlukten peri$aniz,kultur yok yok.. sabahtan ak$ama kadar televizyonda acayip $eyler seyrettiriyorlar bize,milleti guzellige ali$tirici hareketlerin olmasi lazim. belgesellerin olmasi lazim vesaire. bizim artik bunlara ihtiyacimiz var.. bir cocuk var , mercan dede diyorlar, me$hur bir neyzenmi$. ben onun hocasiymi$im. hic alakasi yok, beni taniyan insan bilir, oyle bir insan yeti$tirmemin katiyyen imkani yok. halk da bunun arkasindan ko$uyor. ama halkin da kabahati yok, halka ne verirseniz onu alir..

    -yani hic ders almadi mi mercan dede sizden?

    hayir, efendim ben buna hic ders verir miyim? ben yobazim,ayni zamanda musikide yobazim ben. ben klasik bir insanim. sokak muziginden ho$lanmam. beni taniyan bir insan talebelerime baksin nasil insan yeti$tiriyorum."

    kaynak: sema ozbek / zeck dergisi,16 no'lu sayi.
  • hamzavi melamet yolunda bir meşrebde olduğunu öğrendim. bu yıl ki mevlana ihtifallerinde şeb i arus gecesi mutribin arasında yer aldı. ney üfleyeceği anı beklerken heyecan yapmıştık ki üflemekten vazgeçti.
    çok ilginç bir rivayet vardır hakkında ki o da şudur:
    3. selim bir gece bir rüya görür. uyandığı zaman rüyasını şöyle anlatır:
    "benden 150 yıl sonra bir neyzen yaşayacak bu topraklarda ki adı niyazi'dir. bu muhterem öyle bir ney üflemiştir ki kendi üflediğim neyden hicab duymuşumdur. bıyıklarını titrete titrete bir kendi bestesi bir şevkefza eser yapacaktır ki eserin gücüne erişen pek olmayacaktır."
    rivayet bu ya yıllar sonra niyazi sayın şevkefza makamında bir şarkı yapmış. 3. selim'in rüyasında anlattığı gibi.

    yine niyazi sayın efendi'nin seyyid soyundan geldiğini de anlatan muhibbandan yine öğrendiğim kadarıyla niyazi bey "benim sohbetimde evliyaullahtan mutlaka biri hazır olur" der imiş. kendisi hakkında yapılmış hezarfen yakıştırmasına can ı gönülden katılmakla birlikte yaratanın kullarına nakşettiği esrara hayran olmamak mümkün değil demekten kendimi alamıyorum.

    yok efendim adam sünger gibi içki içermiş, şöyle yaparmış, böyle edermiş diye yan gözle bakıp burun kıvıran kardeşlere de "hayran" olmalarını tavsiye ediyorum. o zaman sır açılmaz da ne olur. sır açıldığında hakikat görünmez de başka ne görünür...
  • gezegenimizde soluk alıp veren en azim neyzen, kutbu'n-nâyî!
  • yaşayan önemli neyzenlerden sadreddin özçimi'ye hocalık yapan aka gündüz kutbay hocanın, "benim artık sana öğretebileceğim bir şey kalmadı, senin artık niyazi hocanın yanına gitmen lazım" diyerek talebesini yönlendirdiği kutb-i nayi.

    kaynak: vakti zamanında beşiktaş'taki tanbur atölyesinde aka gündüz hoca ile meşk etmiş fehmi hoca'nın anılarından.
  • saka kuşlarına olan merakı sebebiyle bektaşi olduğunu düşündüğüm neyzen.
    ney'e olan aşkından kadınlardan uzak kalmış bir anlamda kılletül cima yaparak seyr-i süluk'un yolcularından olduğunu düşündürmüştür. başından bir evlilik geçmiştir anlatılanlara göre. evlendiği hatun bir ney'e bakmış bir de kendisine. ya o ya ben demiş.sonuç malum.
  • 1980'de toronto konserinde 17 dakikalık bir taksimi vardır ki belki de yüzyılları deviren musikimizde böyle bir eser vücuda gelmemiştir ki çalalım.
    ney'in bir kutbu varsa ve bu değilse daha başka ne olabilir bilemiyorum; belki böyle bir ikinci neyzen görmemiz mümkün değildir, hatta belki eslaf da görmemiştir...
  • mercan dede'ye asla ders vermediğini söyleyen büyük üstat.
  • tayyip erdoğan'dan ödül alışıyla, sözüm meclisten dışarı, büyük sosyal medya mütefekkirlerinin diline düşmüş adamcağız. bu bahis üzerine bir tartışmaya tesadüf ettim, yemin ediyorum ağzım bir karış açık kaldı:

    demek ki şimdiye kadar niyazi sayın'ı götüyle dinlemiş adam "meğer şimdiye kadar düdük çalıyormuş" diyor. 60 küsur senede sanatıyla kazandığı itibarın, kendi ideolojisine ters olduğunu düşündüğü bir hareketini gördüğü için silinmesini isteyen bir cins küçük hüsamettin, niyazi sayın'a ve onu [hâlâ] savunanlara "siyasetten arınamamış" diyor. birine vaktiyle kim bilir ne gibi anlamlar yüklediği için ve diğerine artık kim bilir ne gibi anlamlar yükleyerek "zaten bir akagündüz kutbay olamamıştır hiçbir zaman" diyen mal değneği, birkaç saat sonra geri gelip "niyazi sayın bir mitos haline getirilmiş" diyor. daha neler neler... henüz 20'li yaşlarında beyinleri götlerine kaçmış zibidiler, 87 yaşındaki niyazi sayın için "bunamış herhalde" demeye getiriyorlar.

    topunuzu, kafalarınızdan bilgisayar ekranlarına sokmak suretiyle slikon vadisine upload etmek lazım. umarım "bizim kadar uzağa bok atabilenler olsa olsa ekşi sözlük'te vardır" ümit ve hevesiyle, niyazi sayın'ın aldığı ödül için neler denmiş diye bakmak için gelip buraları okursunuz.
  • en büyük hatası mercan dede ye ders vermek olan, büyük neyzen.
hesabın var mı? giriş yap