• bir kismi siz gul ağacını gorduğunu duşunurken, o gizli duyarliligiyla yapraklarındaki renk tonlamalarını, hangi yaprakların kenarlarının kahverengileştiğini gorur, bunla birlikte dikenleri seçemeyebilir canlılığı incelerken, o esnada etrafında biri dikeni gosterirse sakince gozlerindeki minnettarligi son anina dek saklayabilecek bir zattir zihin olarak.
  • 1. 3. ve 5. sevgililerim.
  • gururlu olmanın cılkını çıkaran kadın. işbu sebepten ötürü mantık insanı denmemeli kendisine. mantıklı insan nerede gurur yapmaması gerektiğini bilir çünkü. oğlak kadını ise her şeyden, kendi hayatından bile vazgeçer de gururundan vazgeçmez. bu onun hem en güçlü hem de en zayıf noktasıdır. gururu gözlerini kör etmediği zamanlarda gayet mantıklıdır ama. hatta sinir bozucu derecede mantıklıdır. öyle ki bu kadar mantıklı olmanın başlı başına mantıksız olduğunu düşünebilirsiniz.

    detay insanıdır. bir şey kusursuz olmayacaksa hiç olmasındır. ayağına diken batmasın, saçı rüzgarda dağılmasın ister. en ufak bir şeyi bile düşünür, düşünür, düşünür. o kadar düşünür, o kadar çok ihtimali hesaplar ki; sıklıkla hiç aksiyon almaksızın el elde baş başta oturur bulur kendini. bir karar alıp harekete geçmesi günler, aylar, yıllar sürebilir. kararını verdiğinde anlayın ki yanılma payını neredeyse sıfırlamıştır.

    çoğunlukla uzağında kalmak iyidir. yakınında olsaydınız sizi daha az severdi zaten, illa ki bir kusur bulurdu. imkansızı sever bu kadın. tanrısal özellikler sever. kusursuzluğu bozan her şeyden tiksinir. tam bir manyak bana kalırsa. ama o en başta sözünü ettiğimiz mantık sayesinde bunları çok bilinçli yapar ilginç bir şekilde. mesela kendisinin de kusursuz olmadığının farkındadır. kimsenin kusursuz olamayacağını bilir. dünyanın ve sistemlerin defolarını görür, kabullenir. ama bu kabullenme onu mücadele etmekten alıkoymaz. kusursuzluğa giden yolda düzeltebileceğimi düzelteyim kafasındadır.

    müzmin mutsuzdur oğlak kadını. böyle olup da nasıl olmasın zaten? fakat genelde depresyona girmez. sebebi mutsuzluğun kaçınılmazlığını da yine mantığı sayesinde sorgusuz kabullenmiş adeta içselleştirmiş olmasıdır. inatla devam eder hayatına, kendini kapamaz.

    müzmin mutsuz olduğu için anlık mutluluklarla mutluluğu tatmaya çalışır. sanırım çoğunlukla başarılı olmalarının ve kendilerini kariyere adamalarının sebebi de bu. her başardıkları işle bir süre kendilerini avutup mutlu insanlar gibi hissedebiliyorlar.

    yazdıklarımı baştan sona okudum da. sucks to be you oğlak kadını. yine de seviyorum seni. belki de böyle olduğun için sadece.*
  • guclu kisiliklere sahip kisilerdir ve bunun da gayet farkindalardir.istedikleri zaman elde edemeyecekleri hicbir sey yoktur.bir isi yapacaklarsa bunu en iyi sekilde yaparlar.ask ve iliski konusunda manyakca bir mukemmelliyetcilige sahiptirler,omurleri boyuca tek ve gercek aski ararlar bu yuzden basit iliskilere hayatlarinda yer vermezler.guven konusunda cok netttirler ya siyah ya beyaz onlarin hayatinda bu konuda griye yer yoktur.disardan cok soguk gorunmekle birlikte tanidiklari arasinda gayet samimi sevecen tavirlar sergiler oglak burcu kadini.bir de sahip olduklari liderlik vasiflari vardir.emir vermeye ve yonetmeye bayilirlar bununla birlikte disiplin konusunda da ustlerine kimseyi tanimazlar bu yuzden bir sirkette yonetici konumunda calismalari ruhuna en cok uyan ve en basarili olacagi meslektir ayrica.
  • hani şu yirmi yıl beş para etmez adamları koca diye taşıyan, evin faturalarını da yatıran, bulaşığını da yıkayan, çocuklarına da bakan, kariyerini de zerrece sektirmeyen, sağda solda kocasıyla gurur duymaya da devam eden, dostluğu, emanete sadakati, sohbeti, sevişirken kendini unutuşu, herkese yetişmesi, hiç yaşlanmıyormuş gibi dururken gönlü depremler altında kalışıyla erkek gibi kadın diye imrendiğimiz kadınlar var ya. işte onlar oğlak burcu kadını aslanım. hayatı boyunca herkesin saçını okşayacak kadar çok eli olan, ama etrafındaki herkes elsiz olan kadın..
  • bu burca mensup kadınların 30 yaş öncesi ve sonrası diye ikiye ayrılan dönemleri vardır, demedi demeyin ama 30 yaş ve sonrasına mensup grupların artık dengesiz halleri bir nebze de olsa ortadan kaybolmuş, duygusal yoğunlukları azalmış ve duygularını törpülemiş, daha bir mantığına hitap eden şeylere yönelmiş oluyor.
  • mantığı, hapsi olan kadın.
  • ikizler kadar çok yönlü, terazi kadar eşine bağlı, akrep kadar tutkulu, aslan kadar mantıklı, yay kadar güvenilir, başak kadar düzenli, kova kadar entelektüel, balık kadar duygusal, yengeç kadar neşeli, koç kadar dikkat çekici, boğa kadar güçlü olma potansiyelini barındıran burç. yani diğer burçların en belirgin özelliklerine sahip olan bir burç. ne kadar harika bir düşünün.

    tabi tüm bunların gerçekleşmesi için ve dengeli bir şekilde sürmesi için en büyük beklentisi anlaşılmaktır. eğer bunu başarabilirseniz oğlak burcu kadınının anahtarını elinize aldınız demektir. fakat tüm olay anahtara sahip olmakla bitmiyor. o anahtarı doğru kullanmak da gerekiyor. bunun için ilgi, şefkat, dürüstlük, sevgi ve empati gerekiyor.

    eğer oğlak burcu kadını ile bir ilişkiniz varsa sahip olduğunuz cevherin değerini bilin ve ona göre davranın. her kadın değerinin bilinmesini ister, oğlak burcu kadını anlar.
  • çok zor kadınlardır.

    şimdi bunu okuyanlar, her kadının kendine göre zorluğu vardır diyebilir. ama oğlak bir başka zor. arkadaşken gayet iyidir, canayakındır, hoşsohbetttir. konuşurken vakit nasıl geçiyor anlamazsınız. hatta uzaktan çok soğuk görünüyor ama içi bambaşkaymış dersiniz.

    ammaaaaaa.....

    işin içine duygular girdiğinde her şey değişir. beyazdan siyaha döner tüm dünya. o eski neşeli, gülücükler saçan kadın gitmiştir artık. onun yerine her hareketinize kırılan, yanınızdayken gerim gerim gerilen, abartı beklentilere giren bi kadına dönüşür. tanıyamazsınız bile. gider sorarsınız, "ya bi sorun mu var, son zamanlarda soğuk duruyorsun" diye. "yoo, hiçbir sorun yok" derler. üstelersiniz "ya ama bak gerçekten bi sorun varmış gibi hissediyorum" diye, bu sefer de "üff, böyle şeylere ayırıcak vaktim yok" diye terslerler insanı. ne yapacağınızı şaşırırsınız.

    bir şekilde imkansızı başarıp barıştınız diyelim. bu fake barışıklık max. 2 gün sürer. ama o 2 gün var ya, aaahhh ahhhh. o aradaki nadir iyi periyotlarda var ya, bulutların üzerine çıkarır sizi, çocuklaşır adeta, yaşama sevinci pompalar damardan size. sonsuza kadar böyle sürecek sanırsınız. ama gene kendince bi şeylere kırılır içinde ve sonra adım adım soğuma devreye girer. bi bakmışssınız aradan daha bir hafta bile geçmeden tekrar küsmüş size. üstelik hiçbir münakaşa bile yaşamadan!!!

    sürekli bekler dürüst bi şekilde açık açık duygular koyulsun ortaya, ne var ne yok dökülsün her şey. bekler beklemesine ama bu ortamı asla oluşturmaz, mücadele edersiniz, edersiniz, edersiniz... sürekli ortam oluşturmaya çalışırsınız, ama o gerginliklerden bi türlü fırsat bulamazsınız.

    sonuçta insansınızdır siz de... yorulursunuz, vazgeçersiniz...

    bu defa da yüzünüze bakmamaya çalışır ama siz farkedersiniz, uzaktan hep sizi izler. bir şekilde sürekli yollarınız kesiştirir. cesaret toplamaya çalışırsınız, ama sizi o kadar yormuştur ve kırmıştır ki, "o" adımı atamazsınız bi türlü.

    sonsuz bi işkence hapsolursunuz, biri boğa diğeri oğlak iki inatçı ruh...
  • sayılan bütün özellikleri kişiden kişiye değişebilir. her özellik her oğlak burcu kadınında bulunmayabilir. yok yükseleniydi yok ay burcuydu bir sürü etkileyeni var sonuçta. ama bu burçtaki insanların ortak noktası şudur ki, tanımayan farklı bir kadın görür, tanımaya başladıkça da ilk izleniminden tamamen zıt biriyle karşılaşır. şöyle söyleyeyim. sıkıcıdır, soğuk nevaledir falan ya. evet öyledir ama herkese değil işte o. sevdiği, değer verdiği ve özellikle güvendiği insanların yanında şen şakrak, sıcacık, esprili ve şefkatli bir insandır. bu yanını sadece en yakınlarına gösterdiği için soğuk nevale olarak anılır. ha ama duygusuz diyenler daha çoğunluktadır. çünkü gözyaşlarını en yakınlarından bile saklar, onlarla da paylaşmaz duygusal yanını. yeri gelir defalarca dinlediği bir şarkıda oturup hüngür şakır ağlar, tabi yalnızsa. en fazla bir iki kişi vardır yanında ağlayabildiği, o da belki.

    ayrıca yaşlı doğup genç ölürler, yaş geçtikçe gençleşirler. hem ruhları gençleşir, hem de kendilerine bakmayı yaş aldıkça öğrenirler. gençlik resimlerine bakıp da "ah gençken ne kadar güzelmişim" diyebileceklerini sanmıyorum. ne kadar bakımsız ve zevksizmişim diyebilirler, çünkü her geçen sene bu konuda ilerleme kaydetmişlerdir.
hesabın var mı? giriş yap