• atıf yılmaz beyin yine tarzını şaşırdığı bir dönem ürünüdür ölü bir deniz filmi..

    erhan bener'in aynı adlı romanından uyarlanıp, başrollerine de türkan şoray ile rutkay aziz münasip görülmüş filmde, meşhur "türkan şoray kanunları"ndan eser de yoktur hani..

    zaten dili kah fantastik, kah gerçeküstücü, gerek öyle, gerek böyle olan filmde türkan hanım da iki fışırdamanın anlaşılmayacağını düşünmüştür ihtimal.. nitekim filmin bazı bölümleri siyah-beyaz, bazıları renklidir; tabii sebebi de vardır senaryoya göre: efendim, orta yaş bunalımından mustarip öğretmen adnan'a dünya dar gelmektedir; inzivaya çekileyim, yaşamımı değiştireyim gibi hercai mevzuulara takmıştır.. e yapar da keza, adanın birine serer postu böylece; -burada atıf bey pek değişik sahne düzenlemeleri yapmıştır doğrusu: misal, arazinin ortasına özerk bir kapı koymuştur, yine çardakvari bir düzeneğe de cumba takmıştır vs..

    lakin sonra adnan bey, depresyondaki bankacı yüksel hanıma rastlar bir yol, kaderdir karışılmaz; ve gemi gider.. bu ada ve aşk sahneleri doyasıya renklidir.. son sahne ise siyah-beyazdır, aman da ne mesajdır yani.
  • neden adinin bir olu deniz ya da olu deniz olmadigini hala anlamadigim film. turkan soray'en en sisman halinin neden bu kadar seksi olacagini dusunduklerini hala anlamadigim film. guclu kadin nasil yatakta gudulmek ister konu basligina atif yilmaz'in katkisi oldugunu dusundugum film. evlere senlik, guzel bir komedi.
  • ebru gündeş tatlı bela albümünde bu isme sahip bir şarkı seslendirmiştir.

    sen bırakıp giderken beni yalnızlıkla başbaşa
    sen bakmadan ardına gömüp duyguları karanlığa

    kayboldum denizlerde
    kayboldum sessizlikte
    kayboldum ümitsizliklerde ben

    kayboldum meçhullerde
    kayboldum derinlerde
    kayboldum çaresizliklerde ben

    ölü bir deniz gibi sana hasret gözlerim
    deli fırtına sanki sana eser yüreğim
    yara almış bir gemi gibi çaresiz kalbim
    ağlayamam hıçkıramam yanar durur yüreğim

    sen yanarken kanımda beni yaşatırken aşkınla
    sen küllenir zannedip gömüp duyguları karanlığa

    kayboldum denizlerde
    kayboldum sessizlikte
    kayboldum ümitsizliklerde ben

    kayboldum meçhullerde
    kayboldum derinlerde
    kayboldum çaresizliklerde ben

    ölü bir deniz gibi sana hasret gözlerim
    deli fırtına sanki sana eser yüreğim
    yara almış bir gemi gibi çaresiz kalbim
    ağlayamam hıçkıramam yanar durur yüreğim

    (kaynak: şarkısözüm.gen.tr)
  • özdemir ince'den tarık günersel'e, türk şiirinin bazı simalarının "türkan şoray'la film çektik şu hayatta" demelerini sağlamış olan bir garip film.
  • senaryosunu mahinur ergun yazmıştır ve bunu seven kesinlikle bunu da sever med cezir manzaraları ayrıca bonus olaraktan (bkz: 80 li yillar turk sinemasinda entelektuel hayat)
  • bir sahnesinde rutkay aziz, dudağının kenarında yarım sigarasıyla bulaşık yıkarken "yemek, çamaşır, bulaşık ve yalnızlık... aradığım özgürlük bu muydu?" diye düşünür içinden.
  • türkiye’ye boxer’ı ilk defa 1989 yılında rutkay aziz’in getirdiğinin görüldüğü filmdir.

    - galiba bugüne kadar kendimi sana saklamışım
    + ben de sevgilim meğer ben de seni bekliyormuşum

    ey gidi yalan dünya....
  • çok güzel bir kitap... bir kitabı okumak söz konusu olduğunda aşk hikayelerine pek değer vermem ama burda olay çok farklı vaziyette tezahür ediyor...

    --- spoiler ---

    - evlenebilmemiz için babama o işi yaptığımızı söylememiz gerekir...
    + inanmazsa?
    - o yüzden gerçekten yapmamız lazım... ( der kadın )

    --- spoiler ---
  • psikolojik tahlillere yaslanmış bir modern çağ trajedisi.

    trajedi diyorum çünkü tutkular ile kendilerini çevreleyen olgular arasında sıkışıp kalmış ama sonunda yenik düşmüş iki insanın öyküsü.

    adının fazla geçmemesine aldanmayın ve türü seviyorsanız kaçırmayın.

    orta yaşta iki kişi; emekli öğretmen adnan refik ve bankacı yüksel, bir tatil beldesinde karşılaşırlar. ikisi de yaşamlarını sorgulamakta, kendilerini boğan aile ilişkilerinin zincirlerini kırmayı düşlemektedirler. ortak sorunları onları birbirine yaklaştırır; aralarında doğan aşka tutunarak yeni bir hayata başlamayı denerler...
    ölü bir denizin kıyısında başlayan bu aşk, geçmişten getirdikleri hataların üzerine bir sünger çekmelerine yetecek midir?...

    ölü bir deniz, tutkulu bir aşkın romanı; iki yalnızın, çıkar duygusundan uzak, hayat kadar güçlü, düş kadar güzel aşklarının romanı...

    atilla özkırımlı (cumhuriyet, kültür-sanat)

    http://www.kitapyurdu.com/…olu-bir-deniz/32800.html
  • filmini bilmem izlemem de. kitabı türkçe a1 seviyesinde yazılmış ona rağmen çok derin ruh tahlilleri barındıran, erkeği oedipus kadını elektra kompleksiyle inceleyen(nurtaç ergün) bir yapıttır. ha bi de hakkında yazılan şu eleştiriyi okumak farzdır.ölü bir deniz romanına psikanalitik bir yaklaşım
hesabın var mı? giriş yap