• ölümdür yaşanan tek başına,
    aşk iki kişiliktir
  • insanın yaşamı boyunca kaçtığı ve korktuğu yegane gerçekliktir. bence korkunç olan ölüm değil, hiç yaşanmadan yitip giden hayatlardır.
  • vuslat.
  • platon ölümden korkmanın anlamsız olduğunu m.ö 360 yılında bildirmiştir.

    "ölüm, hiçbir şey duyulmayan derin bir uyku durumuna girmek ya da bizi yeni ödevlerin beklediği yeni bir hayata geçiştir. her iki durumda da korkulacak bir şey yok. ruh bileşik değil, yalınç bir birliktir; dolayısıyla ruh için ölüm olamaz."
  • “her insan ölecek yaşta.”
    hey sen , oradaki; evet sana söylüyorum, sen de buna dahilsin!
  • üzerine iyi düşünülmesi gereken. bugünkü batı düşüncesinin "bu dünya boş bir yer efendim, şengör mengör." zihniyeti çok ama çok sorunlu geliyor bana. bakın bilim karşıtı değilim, pozitivist düşünce karşıtıyım. ve emin olun batı egemenliğinde şekillenen hayatlarımızda batı, düşüncelerini bize inanılmaz derecede empoze ediyor. bugünkü modernizmde büyük sorunlar var, herkes üç maymunu oynuyor. yaşam bu kadar rastgele bir şeyse çok saçma bir şeydir, bir anlamı falan yoktur diyen ben değilim batı düşüncesinin bizzat kendisi. öyleyse yaşamın ne anlamı var, yahu siz bir kadına aşıksınız, yıllarca beraber yaşamışsınız ve bu kadının ölünce mezara girip yok olacağını, bir daha kavuşamayacağınızı düşünüyorsunuz. bu dünyada bundan daha berbat bir şey olabilir mi ? bundan daha yıkıcı, insanı mal gibi ortada bırakan başka bir şey daha var mıdır ? oysa işin aslını bilmediğimiz ve bilemeyeceğimiz bu ontolojik meselede(ontik meselede değil, ölümün bir son olup olmaması vb.) bize düşen iki yol vardır. tamlığa, bütünlüğe ve mükemmelliğe inanmak ya da inanmamak. bugünün düşüncesi inanmıyor. iyi de insan tutmayacağına inandığı bir kuponu oynar mı ? oynamaz, onu oynatan kuponun tutacağına olan inançtır. başarılı olacağınıza inanmasanız hatta başarısız olacağınızı bilseniz (batı düşüncesi bildiğini iddia ediyor) bir sınava girer misiniz ? efendim sınava kazanmak için girilir. sınavı kazanmak için çalışılır, sınavın adı yaşamdır derim ben. hayatlarımızda büyük bir çelişki var. bakın tutarlılıktan bahsediyorum doğruluktan değil. belki de ölüm bir hiçtir gerçekte bunu bilemeyiz, ama biz hayat sınavına hiç çalışmadan giriyoruz, futbolda sahaya hiç ısınmadan çıkıyoruz. gol atacağına inanmayan bir adam nasıl gol atar ? yangın var evinizde, herkes kaçıyor dışarı neden ? kurtulacağına inanıyor çünkü. işte hayata/tanrıya/anlama inanan insan yangından kurtulabilir gibi geliyor bana. dini terminolojiden bahsetmek istemiyorum ama bu inanmak öyle öcüye, cine inanmakla bir değildir. umut eksenli bir yönelimdir, adanmışlık ve güvendir, dini terminolojide adı imandır*. ama bana öyle geliyor ki bu iman kavramını geleneğin anladığından çok farklı düşünmek gerekiyor. hristiyanlıktaki iman bu dediğime biraz daha yakın gibi görünüyor. hayatı bir bilet gibi düşünemez miyiz ? ama bu bu dünyayı değillemek gibi bir şey değil bence. büyüklerin bir sözü var : "cemali bu dünyada görmeyen öbür dünyada da göremez." yani din yorumumuz "bu dünya fani ahirete çalışalım" ekseninden buraya kaydırılmalı bence. bu çerçeveden bakıldığında dünyaya böylesine bir imanla çalışmak demek, aynı zamanda ölüm sonrasına(tamlık, mükemmellik) çalışmanın ta kendisi olabilir.
  • sessiz gemi
  • muamma...
    son mu, başlangıç mı, boyut değiştirmek mi merak ettiğim.
  • her kültürde üzerine düşünülmüş farklı anlamlar yüklenmiş kavram. kimisi yeni bir başlangıç, gerçek yaşam olarak görmüş kimisi acımasız bir son, bir kayboluş olarak.

    benim içinse en hayat dolu anda bile cazibesi var.
  • her canlı organizmanın son durağıdır.

    ötesini kurgulamak saçmalıktır, kendini kandırmaktır.

    diğer canlılara kıyasla büyük ve gelişmiş beyinlerimizle kendimizi bir halt sanıp, ölümden sonra bir şeyler olduğu saçmalıklarıyla kandırmanın ölümden sonra hiç bir faydası olmayacak. hayatta sizi motive edebilecek tek şey, ölümden sonra alacağınızı düşündüğünüz ödül ise, size söyleyebileceğim fazla bir şey yok. bu motivasyon sizi mutlu ve daha iyi birisi yapıyorsa inanın tabii ki. ancak, aksi düşünceleri de kalkıp boşuna eleştirmeyin.

    her insan öleceğini bile bile, kendisine yaşamak için bir amaç atar. yaşamın kendisi zaten bir ödüldür. önemli olan onu nasıl yaşadığımız.
hesabın var mı? giriş yap