• adalet bakanlığı konuyla ilgili çalışma başlatmış haberin linki
    bir kadın olarak desteklediğim düzenlemedir.
  • hakkaniyet gözetilerek düzenleme yapılacakmış.

    haberde geçen cümlelerden biri:

    "bu ölçütler ''evli kalma süresi”, “çocuk olup olmaması”, “boşanan kadının yaşı”, “gelir durumu” ve “kusur durumu” şeklinde belirlenmiş durumda."

    olması gereken buydu. burada bunu yorumlarken cinsiyet veyahut taraftarı olunan akımı belirtmeye gerek yok. bu kadar aferin bağımlısı olmayın.
  • gelen ilk tepkiler feministlerden.

    devlet kadina " bosanma evinde otur " diyormus boylece. vayyyy be. ne kadar akillisiniz siz oyle ya.

    edit : kaynak https://www.google.com.tr/…aylari_ortaya_cikti.html
  • erkekler için boşanma kampanyası niteliğinde bir haber.

    avukatların işleri de hızlanır şimdi. gelsin bmw'ler, gitsin mercedes'ler.
  • süresiz nafaka kaldırılıyorsa evet bazı yazarların belirttigi gibi kadınlara daha çok istihdam sağlanmalı. örneğin madenlerde, gemi sanayinde, inşaatlarda ve asfalt makinalarıyla çalışmalılar. gözlerini diktikleri sadece kariyerli elit meslekler. buyur işci ol çoğumuz gibi tutan mı var.
  • sozluk yazarlari ve onlarin tanidigi insanlar genelde meslek sahibi ve esleri/eski esleri de muhtemelen oyle olduklarindan ve elbette cogu erkek oldugundan sevincle karsilanmasi normal. cunku hakli bir korku veya magduriyet var ortada. makul bir tepki diyebiliriz.

    fakat bence bu memura performans sistemi uygulanmasi gibi bir mevzu. gorunuste cok guzel. calismayanlar ayiklanacak, super bir sey diyorsun. gercek ise malumunuz.
    bu ulkede adam yol ortasinda bilmem kac yerinden bicaklayip esini olduruyor ve namus meselesi diyerek indirim aliyor. kadin beyani cok onemli bir seymis gibi duruyor fakat bir koruma karari cikarmaya calis bakalim ne oluyor? ayni ise talip olan erkek ve kadindan hangisinin girmesi daha kolay? kadinlarin calisma orani ne durumda ve yuzde kaci evlilik, coluk cocuk derken isini birakiyor, birakmak zorunda kaliyor?

    ıstanbul'da yeni sevgilisiyle yasayip aldigi nafakayi yiyen, iki ay evli kalip nafaka alan kadini da gorelim evet fakat turkiye gercekleri bundan ibaret degil. nafaka olmazsa nasil gecinecegi mechul binlerce kadin yaratir bu. veya sineye cekip bosanamayacak kadinlar... kaldi ki duzenli bir isi, maasi olmayan adamdan zaten alamiyorsun.

    yanlis anlasilma olmasin. erkegin sirtindan gecinilsin demiyorum. kadinlar elbette ayaklarinin uzerinde durabilmeli. ben bosanmis aile cocuguyum ve annemle buyudum. annem calisiyordu ve nafaka istemedi. cocuk icin dahi istemedi. babam zaten verecek bir adam degildi gerci. tebligati yapacagin adresini bile bulamazdin, maasa el koymak falan komik seyler. 5 yasindaki cocugu tek basina buyuttu, okuttu, universiteye yolladi, meslek sahibi yapti. allah razi olsun.

    sahsen bosansam nafaka istemem. cocugum varsa onun icin isterim, tek kurusuna da cocuk harici dokunmam, ayri konu. cunku calisiyorum. evlenme amacim birinin bana sahip cikmasi degildi. ama isler boyle gitmeseydi... mesela annemin kazanci az olsaydi, universiteye gidemeseydim, asgari ucretle calisiyor olsaydim, evlenseydim ve esimin hatalari yuzunden bosansaydim, siddet, aldatma vs. gibi sebeplerden... veya bambaska bir sehirde baska bir ailede dogsaydim, belki istese de okutulmayan bir kiz. ya da esimin baskisiyla isten ayrilan bir kadin olsaydim. okumus ama is bulamamis bir kadin da olabilirdim. okumus, calismis, evlenmis, cocugun bakicisi, kres masrafi derken gider gelirden cok olmus, isi birakmak zorunda kalmis bir kadin... ki bu kadinlarin sayisi yeni sevgilisiyle gununu gun edenden fazladir.

    bugun cocugu olan bir kadin olarak gelirin olmadan hele ki istanbul gibi bir sehirde bosanmis oldugunu hayal et. en ucuz kira bin lira, en ucuz kres bin lira, diyelim ki is bulup girdin, ne kadar maas almalisin hayatta kalabilmek icin? nafaka alsan bile, dusun sadece. bunlar erkegin sucu mu? muhtemelen degil. vicdani olan insan zaten kanuni zorunluluk olmasa da eski esini magdur etmek istemez. fakat nafaka yok demek, kadinlari erkeklerin vicdanina terk etmekten baska nedir? kucuk bir sehrin kucuk bir ilcesinde yasiyorsan da iki kiritarak terfi degil ahlaksiz teklif alirsin tahminimce.

    kadinin kalan hayatini erkek sirtlansin demiyorum. omur boyu bakmak zorunda mi, bence de hayir. kadinlar okumali, ayaklarinin uzerinde durmali diyoruz. buna ancak bir aptal karsi cikabilir. olmasi gereken o kadar cok sey var ki. mesela cocuklara tecavuz edilmemeli, hayvanlara zarar verilmemeli, magandalar takimlari kazaninca silaha sarilmamali falan. ol deyince oluyor mu?

    bu nafaka meselesi her evlilik icin ayri ele alinmali belki de. herkese var ya da kimseye yok deyip kesip atmak gorunen o ki bazi durust insanlar icin problem yaratiyor. burasi kiz cocuklarinin her sehirde, ilcede, koyde erkek cocuklari kadar okuma hakkina sahip oldugu, calisma hayatinda esit muamele gordugu bir ulke mi? "dul kadin"a bakis norvec'te oldugu gibi mi?

    "omur boyu" kismi onemli tabii. kadin kendi ayaklari uzerinde duracagi zaman nafaka kesilse? bir yil mi, bes yil mi peki? aslinda benim derdim, anlasildigi uzere bu kadina ne olacagi. erkegi ortadan kaldiralim. onun yerine bir devlet koyalim. cok guzel olmaz miydi? nafakayi erkek degil devlet veriyor mesela. egitiyor, istihdam ediyor, onu birinin nafakasina bagimli olmaktansa kendi hayatini surdurebilecek bir birey haline getiriyor. nafaka biraz da ben bunlari yapmiyorum, sen erkeksin halledersin deyip sorumlulugu uzerinden atmak belki. hatta dupeduz oyle yahu. nafaka verilsin mi verilmesin mi diye dalasmaktansa cozum belki tek ses olup devletten talep etmektir.

    evet bu isi devlet cozmeli. ıste yine geldik bir dogrusu nedir sorusuna. devlet cozmeli, cimlere basmamali, yuruyen merdivenin sol tarafi bos birakilmali, kirmizi isikta gecilmemeli. ıtirazi olan var mi?

    ıki ucu boklu degnek bir konu valla.
    gecenlerde bir kitap okuyordum donna tartt diye bir yazarin saka kusu isimli kitabi. bekar bir anne var, olaylar cocugun gozunden anlatiliyor neyse, "ben kucukken dort ya da bes yaslarindayken en buyuk korkum annemin bir gun isten eve gelmemesiydi" diye bir cumle var bu kitapta. okumamla gozumden yaslarin akmaya baslamasi bir oldu. oyle ki dakikalarca hickirarak agladim. ben o cumleyi yasadim cunku. onun nasil bir korku oldugunu iliklerime kadar hissettim. ama unutmusum meger. hatirlayinca bir an dagildim. sevdigin birini kaybetmek bir yana, ne yapacagin, nereye gidecegin, o bilinmezlik inanilmaz korkunc. o cocugun gozuyle yaziyorum bunlari. bosanmis kadin deyince sizin akliniza nasil biri geliyor bilmiyorum ama benim aklima hep ortada dimdizlak kalmis biri geliyor. ne yapar, kime gider allahim cok delirtici bir sey degil mi bu!

    bugun yirmi yedi yasinda, tek basina hayatta kalabilecek kadar kazanan bir kadin olarak uyuyamadigim geceler var korkudan. ya isimden atilirsam, ya is bulamazsam, ya o arada bosanirsam ve annem de vefat etmis olursa, gidecek yerim olmazsa, bi de cocugum varsa, ne yaparim? hele ki ısi, meslegi olmayan bir kadin ne yapar? sifirdan baslamak mumkun mu? elbette mumkun elbette. ama o gecis sureci korkutuyor insani. bir cozumu olmali bunun. kadini erkegin sirtina yukleyerek degil, kadini ortada birakarak da degil. daha medeni, daha kalici, daha efektif, daha insanca, daha onurlu bir cozum olmali. ve biz enerjimizi buna harcamaliyiz. 3/b sinifinin kizlariyla erkekleri arasindaki sudan sebepten cikan bir kavganin taraflari gibi, ne bu boyle? bi sakin olalim lutfen. mevzu gayet ciddi.
  • en çok kuzenimi sevindirecek gelişmedir. adam 15 ay evli kaldı, ortada çocuk da yok. ancak 6 senedir nafaka ödüyor.

    bu arada "ama boşanan kadın ikinci el görünüyor toplumumuzda" diyenler için belirteyim, eski eşi bakire de değildi ve kuzenim de zaten bu durumu önemseyen birisi olmadığı için sorun etmemişti.

    şu an eski eşi herkesin de bildiği bir şekilde başka bir erkekle karı-koca ilişkisi yaşıyor. hatta kadın bir kaç sene önce "enayi parası yemek de çok tatlıymış, ahahhaha" gibi laflar söylemiş ve bu da bizim kulağımıza kadar geldi. ancak kuzenin hukuki girişimleri maalesef işe yaramadı.
  • destekliyorum. ömür boyu nafakaya mahkum etmenin cidden adalete sığan bir tarafı yok.
  • evli kalındığı gün kadar nafaka ödenmesi tarzında bir kanun gelirse destekleyeceğim olay.

    ömür boyu nafaka gerçekten büyük toplumsal krizlere yol açan, çok yanlış bir uygulama idi.
  • kadın istihdamını arttıracağını düşündüğüm olumlu gelişmedir.

    artik ömür boyu ekmek elden su gölden şeklinde bir yaşam süremeyecek olan kişi, mecburen herkes gibi emeğiyle çalışmak durumunda kalıp iş hayatına girecek ve artık asalak gibi yasamayacaktir. üretim yapacaktır.
hesabın var mı? giriş yap