• alain de botton'un 2005 çıkışlı kısa küçük deneme kitabı. statü endişesi'nde anlattıklarından buraya da serpiştirmiştir. ya da burdaki denemeleri statü endişesine aktarmıştır, tam anlaşılmıyor. şu bölümlerden oluşmaktadır:

    on the pleasures of sadness
    on going to the airport
    on authenticity
    on work and happiness
    on going to the zoo
    on single men
    on the charm of boring places*
    on writing (and trouts)
    on comedy*

    yıldızlı alt başlıklarda statü endişesinden tanıdık olduğumuz kısımlara rastlıyoruz. hemen hemen aynısını yazmayı nasıl kabul edebilmiş, o kısmı şaşılası tabiii.
  • botton'un her yazdığını yalayıp yutan bi bottonfil değilim, lakin şu ana kadar gözattığım bir kaç kitabı ve belgeselinden çıkardığım şey şu: kendisi bu kitabın adını kendini düşünerek koymuş olmalı. evet, alain ağabey görüyor ve fark ediyor, sonra da gördüğü ve fark ettiği şeyleri bol bol isimle süsleyerek * tekrar tekrar ve de tekrar bize kakalıyor.
  • sadece kapağındaki resme bakılarak alınmış ve bana hediye edilmiş bir kitap.
    kapak resmi için: http://images.amazon.com/…23074.02._sclzzzzzzz_.jpg
  • ilk sayfasında leonard cohen'in adı geçiyor diye bana hediye edilmiş kitap.
    okudum, pişman değilim. ama neyse ki ellibeş sayfadan daha uzun değildi...
  • ekim 2007'de sel yayıncılık'tan görmek ve fark etmek adıyla çıkan 104 sayfalık alain de botton kitabı.

    çevirisi ayşe ece - ahu sıla bayer- ahu antmen tarafından yapılmış.

    içindeki bölümler:

    sıkıcı kentlerin büyüleyiciliği
    yalnız erkekler
    hayvanat bahçesi
    yazmak (ve alabalıklar)
    mizah
    çalışma ve mutluluk
    özgünlük
    havaalanı
    hüznün güzelliği
  • kolayca okunan ve hoşça vakit geçirten bir kitap.

    iki ufacık alıntı fikir verebilir..

    "aşık olmak ne kadar kolay. birine karşı ruh halimize göre çekim, tutku ya da yanılsama olarak adlandırılabilecek bir duygu yoğunluğu hissetmek ne kadar da kolay. tren newcastle istasyonunu geçtiğinde ben çoktan onunla evlenmiş, kiraz ağaçlarının sıralandığı bir caddedeki eve yerleşmiştim, pazar akşamları başını omzuma yaslıyordu, ellerim kestane rengi saçlarında geziniyordu, sessiz ve huzurlu bir ortamda onun pişirdiği bir ortadoğu yemeğini ya da başka bir bölgenin yemeğini yiyorduk, en sonunda ben de bu dünyada yaşadığımı ve sonsuza dek burada olacağımı, artık bir yere ait olduğumu şükran duyguları içinde hissediyordum."*

    "onun yanında öyle bir aşağılık duygusu hissediyordum ki, bu üstün varlığın isteklerine göre belirlenecek yeni bir kimliğe bürünmem gerektiğini düşünmeye başlamıştım. aşık oldum diye kendimden mi uzaklaşıyordum? belki sonsuza dek değil ama, şu an ciddi bir uğraş içinde olduğuma göre baştan çıkarmanın şu aşamasında, benim hoşuma giden nedir? yerine, onun hoşuna giden nedir? sorusunu sormam gerekiyordu."**

    *botton, a. (2007), görmek ve fark etmek, sel yayıncılık, istanbul, s. 24
    **age. s. 66
  • alain de botton 'un bir kiss and tell ya da bir romantic movement'ı bir daha yaratamayacağına iyiden iyiye inandırmış;

    sıradan bir otobüs kitabı.

    edward hopper'a salladığı selamla, tamamen boş bir okuma eylemi olmaktan kılpayı kurtulmuş olan...
  • içindeki bölümlerin çoğu (çetelesini tutmadığım için tamamı diyemiyorum ama büyük ihtimalle tamamı da denebilir) yazarın diğer kitaplarından alınmıştır. bu kitap çeşidine gıcık oluyorum arkadaş. başka bir kitabında okuduğum şeyi niye tekrar okuyorum burada. malmıyım ben. anlamamışımdır diye tekrar mı yazmış aynı şeyi? bari arkasına yazın. diğer kitaplarından derlenmiştir toplanmıştır diye, haberimiz olsun.

    sel yayıncılık sözüm sana: alırım senden tüm yetkimi
  • küçümseyerek başladım bu kitabı okumaya (kibirli ve kötü bir şey, ama yapıyoruz bazen). bitti. haklıymışım. (kendimi haklı çıkarmaya gizli gizli çaba sarf etmiş olabilir miyim? sanmam).

    alain de botton çok satıyor. alain razı veren razı. çok da satacak. esasında çok mantıklı. vasatın hükmü. lakin, "görmek ve fark etmek" gibi afili isimlere ve afili kapaklara sahip kolay okunabilir kitaplarının 100 yıl sonra kimseler tarafından siklenmeyeceğini bilmek biraz olsun rahatlatıyor gönlümü.

    ayrıca bu kitaba dair bir ayrıntı var ki not etmek lazım. çevirisini ayçe ece, ahu sıla bayer ve ahu antmen adında üç hanımefendi birden yapmış. tam 3 kişi! herifin oğlu suç ve ceza'yı yek başına çevirirken hanımlar nasıl oldu da bunu başardı meraktayım..
  • “ görmek ve fark etmek ” alain de botton’ın insanın yaşadığı ortama, hislerine dair bakış açısını sorguladığı bir kitap. kitap yazarın farklı kitaplarındaki yazılarının derlemesinden oluşuyor. kitabı oluşturan 9 bölüm; sıkıcı kentlerin büyüleyiciliği, yalnız erkekler, hayvanat bahçesi, yazmak (ve alabalıklar), mizah, çalışma ve mutluluk, özgünlük, havaalanı ve hüznün güzelliği isimlerini taşıyor.
    kitap içerisinde en beğendiğim iki bölüm sıkıcı kentlerin büyüleyiciliği ve çalışma ve mutluluk oldu. sıkıcı kentlerin büyüleyiciliği bölümünde yazar yaşadığı kent olan zürich’ten yola çıkarak insanın herkesten farklı olma isteğini sorguluyor ve “sıkıcı” bir şehrin faydalarını anlatıyor.

    çalışma ve mutluluk bölümünde ise yazar insanların sahip oldukları işe yükledikleri anlam ve işten beklentilerini sorguluyor. modern dünyada insanın işten bir beklentisinin de mutlu olmak olduğunu belirten yazar bu beklentinin insanın işe katlanmasını zorlaştırdığını öne sürüyor. eskiden insanların işten mutluluk gibi bir beklentisi olmadığını sadece geçinmesi için bir araç olduğu belirtilen bölümden işin mutluluk getirmesi beklentisinin nasıl ortaya çıktığını irdeliyor. çalışılan iş ile ilgili beklentiler değiştirildiğinde insanın işe ve kendine bakış açısının değişeceğini anlatıyor.

    kitap ile ilgili nacizane yazımın tamamı için ;
    https://kelimelerinzihni.wordpress.com/…fark-etmek/
hesabın var mı? giriş yap