• --- spoiler ---

    dan'in aramızdan ayrıldığı 9. sezon 10. bölümüyle hayatımda beni en çok ağlatan dizi ünvanına erişmiştir. bir duygu insana bu kadar net anlatılabilir. dan kendi babammış gibi vedalaştım, hüngür hüngür ağladım. nathan ile basketbol oynadıklarında deli gibi mutlu oldum.

    şimdi üzülerek ve hiç istemeyerek son 2 bölümünü izleyeceğim. sonra bitecek. bittiğinde en yakın arkadaşlarımı kaybedecekmişim gibi bir yumru oturuyor göğsüme.

    --- spoiler ---
  • lise çağlarımın dizisidir. hala yalnız hissettikçe açar izlerim. basketbola olan ilgimi arttırmıştır. dikkat edildiğinde inanılmaz bir müzik arşivi verir. bu dizi piyasasına peyton sawyer ve brooke davis gibi karakterler bir daha zor gelir.
  • üniversiteye ilk girdiğim senelerde tanıştığım yol arkadaşım, sırdaşım hatta evim olan dizi. bir süre sonra karakterlerle arkadaş olup, onların neler yapacağını tahmin edebilyorsunuz, herşey kötüye gittiğinde bir dostun ne kadar önemli olduğunu, bir sevgiliyi kadın/erkek mutlu edebilme yollarını bu diziden öğrendim, biraz uzattılar diziyi 6. sezon sonu bazı izleyiciler için final sayılabilir ama genede hep bir yanım bitmesinde gene izleyebilelim demeye devam etti. şimdi bittide ne oldu dün akşam tekrar başladım ilk sezondan ve bu gece gece benim yüzümü gülümsetmeye yetti.
  • dünyanın en sıkıcı çifti clay ve quinn'i barındıran dizi. bunlar olmasa dizi yalan rüzgarı gibi 25 yıl sürebilirdi belki de.
  • ilk altı sezonu peyton sawyer gibi muhteşem bir karakteri barındıran amerikan yapımı televizyon dizisi.

    gençlik yıllarında büyük izler bırakmıştır. hilarie burton'un oyunculuğu harikadır.

    peyton'un kazandırdığı muhteşem gruplar playlistimden hala eksik olmamakla birlikte bir televizyon karakterine hayran olmamı sağlamıştır.

    (bkz: the ataris) (bkz: jet) (bkz: the honorary title) (bkz: band of horses)
  • ilk 4 sezonu efsane sonraki iki sezonu müthiş geri kalanı güzel bir dizidir. bir diziden fazlasıdır. müzikleri kim seçtiyse ellerinden öpüyorum oth-music.com dan keşftmediğim az şarkı yoktur.
  • bitişinin üzerinden tam 1 yıl geçmesine rağmen eski bir dost gibi özlenen, adeta bir hakaret haline gelen "gençlik dizisi" tanımlamasını en hak etmeyen gençlik dizisi.
  • 3. sezon 1. bölümünün sonunda geçen aşağıdaki diyaloğu ne zaman dinlesem hüzünlenirim:

    --- spoiler ---

    at this moment, there are sixbillion, four hundred seventy million, eight hundred eighteen thousand, six hundred seventy one people in the world. some are running scared. some are coming home. some tell lies to make it through the day. others are just now facing the truth. some are evil men, at war with good. and some are good, struggling with evil.

    six billion people in the world, six billion souls, and sometimes.. all you need is one.

    --- spoiler ---
  • ilk 4 sezonu özellikle çok güzeldir. hele bir 3. sezon finali vardır her defasında fonda babe ı'm gonna leave you eşliğinde tüylerim diken diken izlerim.sırf o bölüm bile one tree hill öylesine bir dizi değildir tezimin en sağlam argümanı olabilir. bunun dışında durgun bir 8. sezonun ardından toparlayıcı 9.sezonla final yapmıştır.

    one tree hill - 3 x 22

    sıradan bir gençlik dizisi asla değildir. müzikleriyle ki müzikleri için hazırlanmış bir site bile vardır oth-music bölüm sonu konuşmalarıyla ayrılır, o incelikle yazılmış diyaloglarıyla benim gözümde bir çok diziden birkaç gömlek üsttedir.

    "six billion people in the world. six billion souls. and sometimes all you need is one." (6 milyar insan var dünyada 6 milyar ses ama bazen tek ihtiyacın olan sadece biri)

    "love is not love which alters when it alteration finds. it is an ever-fixed mark that looks on tempests and is never shaken. love alters not with time's brief hours and weeks, but bears it out, even to the edge of doom." (değişimle karşılaşınca değişen aşk, aşk değildir. sonsuza kadar yıkılmayacak bir kaledir aşk.fırtınalara göğüs geren asla yıkılmayan. aşk zamanın kısacık saatleri ve haftalarıyla değişmez.tam tersine dayanır ve sürer.)
  • --spoiler--

    not : başka bir sitedeki yazımdan alıntıladım.

    5.sezon'una kadar izlediğim, sonunda sapıtıp ilk 4 sezondaki halinden eser kalmayınca izlemeyi bıraktığım ünlü gençlik dizisidir. ilk sezonlar'da beni kendisine bağlayan bir diziydi. her açıdan çok sevmiştim bu dizi'yi. sonradan lise bölümü, yani okul hayatları bitti kahramanlarımızın. giderek kötüleşti ama iş hayatı başladıktan sonra da biraz güzel gitti ama sonradan (daha da değişti) zaman atlaması vs. derken sıçtı batırdı.

    kısaca karakterleri anlatmak gerkirse ;

    lucas scott - chad michael murray : dizinin başrol oyuncusudur. çok iyi basketbol oynar ama sonraki sezonlarda ağırlığı yeteneğinin getirdiği şiir ve edebiyat potansiyeline vermiştir. peyton'a uzun zamandır (platonik olarak) aşıktır. en sevdiğim karakterlerden biridir. ilk sezonun ikinci yarısında sıçsa da iyi bir karakter olmuş ama yine de dizide brooke'un değerini bilememiştir. bu yüzden iyidir ama salaktır diyebiliriz kendisi için.

    nathan scott - james lafferty : lucas'ın üvey kardeşidir. ilk zamanlarda tam bir pislik olan nathan sonradan iyi bir karakter haline gelmiştir. tabi bunda lucas'ın daş kankasıyla kurduğu ilişki büyük rol oynamıştır. çok da iyi basketbol oynar. en son nba'de oynayacaktı. sonra ne oldu bilmiyorum.

    brooke davis - sophia bush : dizinin kevaşe karakteri olmakla beraber bu klişenin zıttı çok iyi bir karaktere sahiptir. cheerleaders'ların başıdır, okulun en popüler kızı ve başkanıdır. aynı zamanda dizinin en güzel kızıdır. okulun eziklerinden kabul edilen mouth ile kurduğu güzel arkadaşlık o amerikan filmlerindeki ponpon kızlar eziklerle çıkmaz ya da arkadaş olmaz klişesini yerlebir etmektedir. en çok bunların arkadaşlıklarına bayılmışımdır zaten. lucas'a aşıktır. kankisi peyton ile lucas için çok kavga etmişlerdir. lucas tarafından 1. sezon'da kankisi peyton ile aldatılmıştır. lucas bu kızı seçmediği için tam bir salaktır bence.
    kendisi ve mouth arasındaki arkadaşlık için güzel bir video : http://www.youtube.com/watch?v=js9tqpsmfdc

    peyton sawyer - hilarie burton : ilk başlarda çok cins bir karaktere sahip olan peyton kendi gibi cins bir karaktere sahip olan nathan ile çıkmaktaydı. sonradan nathan ile ayrılmış ve lucas ile güzel bir arkadaşlık kurmuş ama bu arkadaşlıkta kalmadığı için kankası brooke ile birbirlerine girmişlerdir. lucas ile 9568 kere ayrılıp barışmışlardır. sürekli peşinden koştuğu lucas'ın güzel evlilik teklifini reddedip kariyerini tercih etmiş ama sonradan kuyruğu sıkıştırarak dönüp, lucas'ın başka bir kadınla olan evliliğine çomak sokmuştur. sonunda muratlarına ermişlerdi. tabi izlemediğim sezonlar'da ne oldu bilmiyorum. en son duyduğum, lucas karakteriyle bu karakter dizi'den çıkmış. öldürmüşlerse iyi olmuştur. onlar da kurtulur biz de.

    haley james - bethany joy lenz : dizinin brooke'tan sonraki en güzel karakteridir. ama lucas'a çok çektiren nathan ile ilişki kurup bir de bu konuda lucas'a diklenince gözümden tamamen düşmüştür ki kankasına ihanet sebebi olan nathan'ı da bir şarkıcı bozuntusu ile aldatmıştır. ondan sonra bir daha da bu karakteri sevememişimdir zaten.

    mouth - lee morris : dizi'de okulun en popüler kızı olan brooke ile lucas sayesinde tanışıp çok güzel bir arkadaşlık kurması ile dikkatimi çekmiştir. river court çocuklarından olup lucas'ın tayfasındandır. sonradan spiker olacaktır. bana göre amerikan aksan'ını biraz abartılı kullanması antipatiktir. ağzını yayarak konuşur yani. ayrıca da (sanırım 4.sezon finaliydi) aşık olduğu brooke karakterini bir parti sırasında dam'dan atlayarak gidip öpmüştür (http://www.youtube.com/watch?v=js9tqpsmfdc) ki orada kendisine olan sempatim daha da artmıştır. öpmesiyle benim, koltuğumdan zıplayıp "wohoooooo way to bro man" demem bir olmuştur. brooke tokat atmamıştır ve gülmüştür ve biz de mest olmuşuzdur. in brooke we trust

    dan scott - paul johansson : lucas ve nathan'ın babasıdır. dizinin en kötü karakterlerinden olup aynı zamanda en komik karakterlerindendir. bu karakteri esprileri açısından çok severim. mükemmel laf sokar. tam bir ayar vericidir.

    barbara alyn woods - nathan'ın annesidir. keştir.

    whitey durham - barry corbin : esas oğlan (lucas) ve nathan'in basketbol antrenörüdür. komik ve iyi bir karakterdir.

    keith scott - craig sheffer : dan'in kardeşidir. esas oglan'ın (lucas) annesiyle evlenmek istedi olmadı okulda çıkan bir olayda kardeşi dan tarafından vurularak öldürüldü. kardeşi dan tarafından öldürüldüğü çok sonraları ortaya çıktı.

    karen roe - moira kelly : esas oğlanın annesidir. dan'i deb'e kaptırmıştır. lise yıllarında lucas'ı doğurduktan sonra yalnız büyütmüştür.

    junk : rivercourt çocuklarından olup lucas'ın tayfasındandır. ismimidir lakabımıdır bilmem ama junk (çöplük) ismi çok ilginçtir. skills'in peyton'a söylediğinden anladığımız üzre bebekken klozete düşmüştür kendisi.

    skills - antwon tanner : rivercourt çocuklarından olup lucas'ın tayfasındandır. çok esprili bir karakterdir. lucas kadar iyi basketbol oynar. ne de olsa zencidir. en sevdiğim karakterlerdendir.

    fergie - lucas'ın tayfasındandır.

    bevin mirskey - bevin prince : dizi'nin salak karakterlerindendir. bir ara skills ile çıkmıştır.

    rachel gatina - danneel harris : dizi'de ilk başta kötü bir karakter olarak çıkan, ilk başlarda brooke ile düşman sonradan dost olan karakterdir. mouth ile bir süre ilişki yaşamışlardır. bir ara rivercourt'da lucas ile fantazi basketbol (oğyşş) oynamışlardır! sonraki sezonlardan birinde uyuşturucu bağımlısı olduğunu öğreniriz. sonra tekrar ortadan kaybolmuştu. ayrıca inanılmaz derecede seksidir.

    --spoiler--
hesabın var mı? giriş yap