• istanbul'un fethiyle avrupa'da bitmiş olabilir, ama halen ortaçağdan çıkamamış inanç yaklaşımı ile islamiyet topraklarının halen severek yaşadığı şeydir.
  • feodalizmin birazcık daha ekonomik boyutu.

    http://aetiusflavius.wordpress.com/…e-iv-feodalizm/
  • 2014 türkiye'sidir.

    iki ileri bir geri sistemi yüklüdür akıllarda...

    yolun sonu 'rönesans' olursa ne ala...
  • bu çağın bitmesine hangi olay neden olmuştur bilemem ama hangisi olmamıştır o gayet açık ortada : istanbul'un fethi. doğu'da bir şehrin bir başka devletin eline geçmesi emin olun çağ açıp kapatacak bir olay değil. kaldı ki katolik avrupa bir ortodoks şehrinin düşmesini çok da yaşlı gözlerle işlemiş değildir. eğer viyana alınmış olsaydı belki avrupa neye uğradığını şaşırabilirdi tabi.

    ortaçağın bitmesi için bir çok değişken mevcut. kiliseye karşı düzenlenen reform hareketi , keşifler çağı ve matbaanın icadı.
    yabancı resmi kaynaklar ne diyor açıkcası tam hakim değilim ama mantıklı olan luther'in başlattığı harekettir. kralların, prenslerin bin yıl boyunca boyun eğmek zorunda kaldığı, insanların papa'nın iki dudağından çıkan sözle kalkıp kudüs'e yardırmalarını göz önüne alınca kendisine siktir çekmiş olan luther çağ kapatmıştır ancak.

    edit: 15. yüzyılın ortasına gelindiğinde elinde istanbul'un sur için kalan küçücük bir bölümü ve mora yarımadası'nın bir kısmı kalmış bir devletçik siyasi arenada ses getirecek bir güce sahip değildir. avrupa için sembolik bir önemden başka bir şey de arz etmez. eğer istanbul'u türkler değil de sırplar almış olsaydı bu kadar yaygara koparılmazdı.
  • çoktan bitti diye öğretilmişti ama dünyanın bazı bölgelerinde halen bitmemiştir. özellikle suriye, ırak taraflarına bakıyorum.
  • yaşamak istediğim zaman dilimidir.sırf dük ve düşes ünvanları yeterlidir bu çağı nitelendirmek için.
  • ortaçağ nerede biter? istanbul'un fethi'nde mi, amerika'nın keşfinde mi? ya da başka bir olayda mı? barutun icadı ve toplarla feodal prenslerin kalelerinin yıkılmaya başlanmasıyla mı? naçizane fikrime göre ortaçağ denilen zaman tüneli tamamen dini bir geleneğin eseridir ve bitiş noktası nerede başladığına bağlıdır. nedir bu dini gelenek? mesih'in beklenmesi. roma imparatorluğunun çöküşüyle başlar bu gelenek. aziz agustinus'un mührüyle tüm kilise erbabı, din alimleri, ve o dönemin, yani 400'lü yılların "entelektüel" kesiminin zihnine işlenir bu inanç. "isa 1000 yıl sonra gelecek." dolayısıyla 1400'lü yıllar bu bekleyişin ve ortaçağ'ın sonudur.

    petrarch'ın keşiş arkadaşı dionigi di borgo'ya ventoux dağına tırmanışını anlattığı mektubu o zamana kadar din dışı zihniyetle yazılmış ilk eserdir ve benim gözümde bu mektubun yazılış tarihi olan 1336 ortaçağın bitimini simgeler. nitekim "karanlık çağlar" nitelemesi de bizzat petrarch'a aittir. 1300'lü yıllar amerika'nın keşfine ve istanbul'un düşüşüne göre çok erken bir dönem gibi görünebilir ancak 14. yüzyıl birçok ekonomik tarihçi için de erken modern dönemin başlangıcıdır. yani ekonomik açıdan baktığımızda da ortaçağ kapitalizmin ilkel halinin başladığı 14. yüzyılda bitmiştir artık.

    ama illa binyılcılık açısından belirleyeceksek ortaçağın nerede bittiğini, roma imparatorluğunun başkentinin istanbul olduğu 330 yılını başlangıç olarak alıp petrarch'ın mektubunun tarihi olan 1336'yı bitiş olarak belirlemeyi tercih ederim ben.
  • ilgili donemde saniye kavramı yoktur.
  • avrupa için karanlıktır çünkü,

    antikçağda girit ve akdeniz menşeili avrupa medeniyeti bu çağa gelindiğinde karaya çekilmiştir. deniz yoktur, dolayısıyla ticaret de yoktur.*

    ticaretin durması ile paraya dayalı ekonomi kaybolmuş takas usulüne geri dönülmüştür.

    yine ticaretin yokluğu şehirlerin de yok olmasına neden olmuştur.

    ve yine ticaret'in yokluğu ile ortaçağ'ın büyük bir bölümünde ekonomi tarıma dayalıdır.

    okuma-yazma bilen sayısı kilise bilginleriyle sınırlıdır. öyle bir çağ düşünün ki krallar bile okuma-yazma bilmesin, bu çağ o çağdır.

    patriyarkal örgütlenmede insanlar ya toprak sahibidir ya da köle. (slav ırkının hristiyanlaşmasına rağmen köle olarak satılması, köle ticaretinin en önemli unsuru olması bu çağa tekabül eder. etimolojik olarak da slave kelimesi slav'dan türemiştir.)

    liste böyle uzar gider. tüm bunlara rağmen ortaçağda avrupa'da görece olarak gelişmeler söz konusu olmuştur fakat bu sözlükte de bazılarının söylediği "dogunun bugun bile erisemedigi zirai, fenni ve tibbi bilgiye sahiptiler" gibi komik iddialardan oldukça uzaktır. yani böyle bir şey nasıl iddia edilebilir anlayamıyorum. avrupa kendisini temellendirdiği antik yunan'ı bile 12. yüzyıla kadar araplar sayesinde tanımıştır.

    11 ve 14. yüzyıl arasındaki gelişmeler ticaretin biraz canlanması ile birlikte şehirlerin yeniden kurulması ve insanların bir nebze olsun rahat nefes almasından ibarettir. o bahsedilen büyüklükteki katedrallerin yapılması kilise egemen bir örgütlenmenin en büyük isbatıdır. her türlü gücü elinde bulunduran kilise, bu gücü inşa ettirdiği görkemli binalarla gösterme girişiminde bulunmuştur. bunlar bir medeniyetin ileride olduğunu gösteren kıstaslar değildir.

    ilaveten, 14. yüzyılda vuku bulan kıtlık, veba salgını ve yüzyıl savaşları toplumsal bir cinnete neden olmuş, bunun sorumlusu olarak yahudiler toplu bir şekilde avrupa'da katledilmeye başlanmıştır.

    ayrıca haçlı seferleri gibi tamamen yakmaya, yıkmaya, öldürmeye yönelik barbarca bir düşünce bu dönemde ortaya çıkmış, yaklaşık üç yüz yıl sadece müslümanlar'a değil, yahudi ve hristiyanlar'a da dehşet verici anlar yaşatmıştır.

    son olarak avrupa'nın bu döneminin karanlık olarak adlandırılması doğulular değil bizzat avrupalıların kendileri tarafından verilmiştir. inanmayanlar aydınlanma çağını düşünsünler biraz, bir şey neden aydınlanır gibi..

    doğu için de bilahare yazarım, şimdilik bu kadar.

    iki yıl sonra gelen edit: yukarıda söylenenler doğru olmakla birlikte artık çok da karanlık olduğunu düşünmüyorum. zaten söylediğim gibi karanlık olması bizimle alakalı bir problem değil aydınlanmacılar ve sonrasında gelen pozitivistlerle ilgili bir durum.
hesabın var mı? giriş yap