• yaşadığı 39 yılın kayda değer bir bölümünü ölmeye çalışarak geçiren japon edebiyatçı. veremli, alkolik ve uyuşturucu bağımlısıydı ama yine de intihar ederek gitti. o sıralarda ingilizce bir kitap yazmaya başlamıştı, ismi goodbye olan. sonunu iyi bağladığını inkar edemeyiz bu durumda.
  • 39 yıllık ömrü boyunca en sevdiği mısraların çevirisi, 1965'te adına yaptırılan anıtın üzerinde yazarmış, aşino parkı'nda:

    "j'ai l'extase et j'ai la terreur d'être choisi"
    (verlaine'in "sagesse"inden..)
  • (bkz: batan güneş)
  • turkceye diskalifiye adiyla cevrilmis eserinin orijinal adi "ningen shikkaku" dur. yani insanliktan diskalifiye.
    bu adam tokyo universitesini terk etmis (muhtemelen benim de yapacagim gibi) ve firtinali bi hayat sonunda intihari secmistir.sirf diskalifiye kitabinin orjinalini okumak icin bile japonca ogrenmeye baslanmalidir kanimca.
  • ilginç bir kişiliktir kendisi.ülkesinin zengin ailelerinden birinin ferdi olmasına rağmen hayatı bunalım biçimde geçmiştir.
  • dazai eserlerinde aşırıya kaçan özbenlik ve kırılgan yabancılaşmayı taze ve çok renkli yöntemlerle ifade etmenin yanında bağımsız anlatısı ve parodi yeteneğini eğlence ve endişeyle renklendiren kendine özgü romanesk bir dünyayı kurgulamayı başarmıştır.
  • neredeyse bütün hayatı verem hastalığının pençe- i ızdırabında geçmiştir.
  • türkçeye insanlığımı yitirirken* adıyla çevrilen kitabında şöyle birşey demiş büyük japon yazar:

    '' yaşamım utançlarla doludur. insan yaşamının ne olduğu hakkında bir fikrim yok.''
  • yukio mishima olsun, yasunari kawabata olsun müntehirliği 'ek iş' olarak icra eden japon edebiyatının kırılgan çocuklarından, serseri ruhlarından biri dazai. sancılı seyahatnamesi mor bir serserinin gezi notları'na bina ettiği insanlığımı yitirirken ismindeki abe kobo tınılı 'konsantre-kutu adam'ında, iplikle bile yaralanabilecek biri olduğunu söylemesiyle zihnimde yer etmiştir. ülkenin sayılı zengin ailelerinden birine mensupken barlara parasız girip barmaidlere yalvarması: varoluşsal sıkıntılarını entelektüel arayışlarla kompanse etmeye çalışan biz zorlama tutunamayanlar'a bir tokat mıdır?

    karşılıklı birbirini kandırarak berrak ışıltılar yayarak şen yaşama ya da yaşayabilme konusunda kendisine güvenen insanları anlayamıyorum, diyerek gitmesi, tamamlayamadığı goodbye'ı tamamlıyor belki de.
  • (bkz: batan güneş) romanındaki naoji karakterinde kendi hayat hikayesini anlatmak istemiş gibidir.
    "insanın yaşama hakkı olduğu gibi ölme hakkı da olmalıdır" demiştir.
hesabın var mı? giriş yap