• eski ihtişamlı günlerinden hızla uzaklaşmış, çoraklaşmıştır. benim gibi hayatının büyük bir kısmı orada geçmiş birisi için bunu aşama aşama görmek hüzün veriyor. ama maalesef gerçek bu. osmanbey bence en güzel zamanlarını 70'lerde ve 80'lerde yaşadı. site, kent, gazi sinemaları, pilavcı pasajı, kristal büfe, saray muhallebicisi. bunlar osmanbey hayatının vazgeçilmezleriydi. va tabii bütün bunların konuşlandığı halaskargazi caddesi. bir cumartesi günü burada turlamak, ya da hafta içi yazın akşamüstleri dolanmak günlük hayatın en önemli aktivitesiydi bizler için. o vakitler dükkanlar hala gözalıcıydı, sinemalar capcanlıydı, caddeler cıvıl cıvıldı ve o koca osmanbey halkı, öylesine merkezi bir konumda olmasına rağmen sanki hep birbirini bilen insanlardan oluşur gibiydi. caddenin en "yürünesi" bölümü, rumeli caddesi ile köşe yaptığı yer ile şişli kent sineması arasıdır, piyasa tabir edilen yer burasıdır. gerek alışveriş, gerek yeme-içme, gerekse sinemanın kalbi burasıydı, bu bölgeydi. ama bu kalp 90'ların başında yavaş yavaş sönmeye başladı. bunda birkaç faktör var. a) akmerkez. tarife gerek yok sanırım. ve en önemlisi b) osmanbey sakinlerinin taşınması. şöyle izah edeyim. 90'ların ortalarında hali vakti yerinde şişli, osmanbey, nişantaşı ahalisi, ulus, sarıyer üstleri, kemerburgaz gibi yeni semtlere taşınmaya başladı, aslında yeni kuşak zenginler arasında kök salan bu trend yerleşik/geleneksel burjuva semtleri olan osmanbey, şişli, nişantaşı'nı da etkiledi. (nişantaşı'nın bu kadar trendy olması da biraz bu durumla alakalıdır aslında, burjuvaların boşalttığı ama hala havasını kaybetmemiş bir semte yerleşme çabası var mesela yuppielerde, bunun tantanasını yaşıyoruz gülse birsel'de filan) burjuvaları eleştiririz başka bir düzlemde filan ama bir semte tarz katanlar da güngörmüş, yerleşik, sonradan görme olmayan gerçek burjuvalardır, bunu kabul etmek lazım, o tarzı severiz sevmeyiz tiksiniriz o ayrı. ama şimdi mesela yazın caddeden geçerken o kuraklığı, o tenhalığı, birer birer kapanan dükkanları, tüm ruhunu kaybeden sinemaları, cadde kenarında bekleyen travestilerle pazarlık yapmak için kuyruğu giren doğan görünümlü şahinleri gördükçe eski şaşalı günleri aramıyorum desem yalan olur. belki boş bir nostalji bu, hayat çünkü durmuyor durduğu yerde, dondurmak mümkün değil, bilmiyor değiliz.
  • metroda anons yapılınca küçük çocukların "anne, osman bey kim" "baba niye senin adını söylediler" şeklinde sorular sormasına sebep olan semt ismi.
  • laleli'nin tahtını ele geçirip, poşetlerle gezen rus bayanları ağırlayan;
    ezelden beridir var olan ve de olmayan bütün italyanca isimleri taşıyan mağazalara sahip, tekstil toptancı ve perakendecileri bölgemiz...
    3000 tane mağaza varsa 2870 tanesi massimo giovanni, donatello ancelotti, silvio paganini, ahmettino hoppidino vb. markalar yaratmış.
  • adini vaktiyle orada oturan matbaaci osman bey'den almis bir semt.matbaaci osmanbey sokagi da bulunur.
  • bu metro durağında anons yapılırken teyp de takılıyo bazen: osman...osman...osman...osman...
  • metro durağının adını niye nişantaşı yapmamışlar merak ettiğim bi konudur sonuçta osmanbeyde nişantaşının içinde bi mıntıka birde insan şaşırıyor yaw neresi ya burası felam durumu oluyo dalgın oldugum çoğu zaman
  • saat 22:30 dan sonra tek başınıza yürürken çok dikkatli yürümeniz gereken semttir. şöyle ki:

    işte mesaiye kalmışım, mecidiyeköy metrobüse doğru yürüyorum, saray muhallebicisinin oralarda elli-elli beş yaşlarında sarhoş (taklidi yapan) bir adam (adam denmez aslında, şerefsiz hırsız) "ateşin var mı" sorusuna "hayır, sigara kullanmıyorum" cevabını aldıktan sonra "ben akıllı adamı severim" diyerek üzerime yürüdü ve ben ne olduğunu anlamadan kemerime sarıldı. o "sırtıma alırım senin gibi adamı" diyerek beni silkelerken zar zor kurtuldum elinden ve koşar adım uzaklaştım.

    sonuç; mecidiyeköy metrobüs girişte sıfırlanmış istanbul karta para yüklemek için elimi cebime attığımda anladım cebimdeki paraların gittiğini. allah'tan güvenlikçi "insan" çıktı da evimize dönebildik.
  • pangaltı çıkışındaki o eski pasaj ve dükkanlarının artık olmadığı semt.
    2 gün önce vitrininden ayakkabı beğenip, ablamla almaya gittiğimizde o koca binaların yıkıldığını görmek... biraz, detaysız bir araştırma ile meydana çıktı her şey. bütün esnaf gece yarısı çıkıyor ve dükkanlarını boşaltıyor. neden gece?
    yakında istanbul alışveriş ve oteller merkezine sahip bir kimsesiz olacak.

    edit: oraya avm yapılacak deniyor. allah belanızı...
  • ara sokaklarında gündüz vakti sürekli trafik olan, tekstilcilerin kamyonlarının zaten tek arabanın sığabileceği sokaklarda saatlerce duraklayıp trafiği kitlediği, yemek yenecek bir tane güzel bir yerin bile bulunmadığı, yaşayanlarının çöplerini gece camdan dışarı atmakta bir beis görmediği sözde nişantaşı.

    bu kadar merkezi olup da bu kadar mezbelelik içinde olan bi yer daha bilmiyorum.
  • istanbul'u bilmeyen birinin "osmanbeydeyiz gel." lafına cevabının "o kim?" şeklinde olduguna şait oldurtan semt.
hesabın var mı? giriş yap