• otuzundan sonra hayat bitmiyor aslinda yeni basliyor. bunu bilince cok da garipsemedigim olay. almanya da 30 yasinda kariyerine baslayanlar var. junior olarak geliyolar. 20-30 arasi gencler geziyor ogreniyor ne yapmak istediklerine karar veriyor. 30 dan sonra is bulup 40 tan sonra cocuk yapiyolar. 90 a kadar yasadigi icin mantiksiz degil zaten :) dolayisiyla cesur olun 30 dan sonra da yeni baslangic pekala olur
  • şuan ipsala sınır kapısında tel örgüleri kesmeye başladım ve yaklaşık 15 dakika sonra avrupada yeni bir hayata başlamış olacağım. hiçbir şey için geç değil arkadaşlar.ihtiyacınız olan tek şey iyi bir tel kesme makası.
  • 32 yaşında manchester'a doğru gerçekleştirdiğim olay. üç yıl çok hızlı ve güzel geçti. bu süreçte türkiye'ye hiç gitmedim. ekşi sözlük dışında takip ettiğim haber sitesi, sosyal platform yok. burayı takip etmenin sebebi ise türkçeyi unutmamak. otuzlarımı seviyorum.
  • su an lisede, universitede olan gencler, eger ilerde yurtdisinda yasamak istiyorsaniz, bu yillarinizi bos gecirmeyin.

    -1 dili anadiliniz gibi ogrenin. derdini anlatamayanin yurtdisinda barinmasi zor arkadasim. ama siz dert anlatabilmekten daha fazlasini yapmalisiniz.

    -eger universiteyi yurtdisinda okumayacaksaniz turkiye'de gidebileceginiz en iyi universiteye gidin. diplomasinin akredite olmus olmasi onemli. herkesin bildigi o ilk 5 universite var ya, hah iste onlari zorlayin.

    -erasmus veya ogrenci degisim programlari falan hikaye geliyor bana. gezmek icin ok ama cok profesyonel beklentisiniz olmasin arkadaslar, bi tek ona bel baglamayin.

    -sectiginiz\sececeginiz meslegi cok iyi ama cok iyi ogrenin. 1 konuda uzmanlasin. bu yurtdisinda sizi herkesten bir adim one cikaracaktir. baksan herkes insaat muhendisi ama mesela kac tanesinin liman, kac tanesinin metro tecrubesi var? bizimkilerin cogu sahada kontrol muhendisi. geciniz. uzmanlasin. diyelim 1 liman tecrubeniz var, hah dunyadaki tum liman projeleri onunuze bir anda acilir. basvurulariniz ciddiolarak degerlendirilir. diger turlu kazandaki kepce gibi tum insaat projelerine basvurur, hepsinden de olumsuz sonuc alirsiniz.

    -calisirken master ve doktora programlarinizi tamamlamaya calisin. ben bir alman sirketinde calisirken, yonetimin sadece doktorali kisilerden secildigini ogremistim. basimizdaki cobandan bozma mudurleri dusundukce bu insanlarin sistemlerine saygi duymamak elde degil.

    -aklinizda tutun, yurtdisi esittir liyakat demek. torpil, dayi amca cok zor. soyle ki, torpil yapilacaksa amcaoglu, imam hatipli sinif arkadasi turunden bir secilim olmuyor maalesef. bir pozisyona tanidik birinin alinma ihtimali dunyanin her yerinde her daim var evet, ama egitimli ve tecrubeli olmasi must. diger turlu bos adam getirmezler pozisyonlara.

    -yas cok onemli degilse de yine de cok gec gitmemeye calisin. gonlunuz birine dusmeden, ana-baba olma sinyalleriniz calmadan yolunuzu tutun, yolda karsilastiklarinizla da hayallerinizi gerceklestirebilirsiniz. hem amaclari ayni olan kisilerle birarada olmak, bir gelecek insa etmek hem daha anlamli hem daha kuvvetli baglar yaratir.

    -vaktinizi bosa harcamayin. kendinize bir yol plani cizin. mesela lisedeyken dil isini kesinlikle halletmis olun. iyi universite kazanma mevzusu da lisedeki performansiniza bagli. universiteyken de sectiginiz meslekten kesinlikle emin olun. ilerde bu isi layikiyla, severek yapamayacaginizi dusunuyorsaniz kararinizi tekrar gozden gecirin ve emin oldugunuzda da uzmanlasmak istediginiz alanda ilerleyin.

    -yurtdisina mutlaka cikin. olursa olur, olmazsa yas gecince keske deneseydim pismanligi duymazsiniz. birakin bu bos mecralar bos insanlara kalsin. plan yapin ve hayallerinizi gerceklestirin gencler.
  • 32'de anca yaptım. ailem adam olsaydı keşke de 20lerimde yapmış olsaydım. yine de çok büyük şükran duyuyorum hayata, bunu yapabildiğim için.
  • 33 yaşında, kaybedecek hiçbir şeyim, o sırada türkiye’de bulunduğum noktadan hiçbir beklentimin olmadığı, ailem dâhil her şey ve herkesin bana sırt çevirdiğini hissettiğim bir dönemde yaptığım ve iki senedir de sürdürdüğüm eylemdir.

    ilk başta çok fena bir “ben ne bok yedim?” hissi gelmişti. özellikle ev arama ve işe adapte süreci korkunçtu. o ilk 1,5 ayda dönmedi isem, sonraki altı ayda o buz gibi miniminnacık evde donmadı isem bir daha da kolay kolay yıkılmam diye düşündüm, hâlâ da düşünüyorum. bir de gitmeme iki hafta kala yaşamın zaman konusunda bana her zaman attığı kazıkların en sağlamlarından birini yedim ve doğru insanı bulacağım tuttu. bütün bunlara bir de uzak mesafe ilişkisini ekleyip yükümü iyice arttırdım.

    geldiğim noktada iki senedir ayaktayım. türkiye’de yaptığım her işten daha güzel bir pozisyondayım. iş yerimi çok seviyorum, yerimi de iyice yaptım gibi görünüyor. türkiye’deki mesai/fazla mesai, özel alan, özel yaşam gibi kavramlardan bihaber onca iş yerinden ve iş verenden sonra insana değerli olduğunu, varlığına saygı duyulduğunu hissettiren bir iş yerim var. psikolog desteğinden kostüm partisi etkinliğine, sevgililer günü’nde çikolatasından yetenek yarışmalarına her halt var. ilk geldiğim zamanki tüm sorunlar da çözüldü, zamana ve akışına bırakmayı en güzel buradaki yaşamım öğretti bana. uzak mesafe ilişkisinin çekmesi zor hasreti dışında hiçbir sorun kalmadı. ben de bulunduğum ülkeye iyice alıştım bu arada.

    herkesin yaşamı ve koşullarının aynı olmadığının farkındayım. ama fırsatını yakalayabilen herkes yaş maş ayırt etmeden şansını denemeli derim. bu ille yurt dışı için geçerli değil, örneğin başka bir şehre taşınmak da bir yerde konforundan vaz geçip yeni bir maceraya atılmak demek. insan şöyle bir durup yaşamına baktığında olduğu yerden memnun değilse o mikrop kana bir kere giriveriyor ve o andan sonra fırsatlar da bir biçimde çıkıyor ya da yaratılıyor.

    ben yarın dönmem gerekirse türkiye’ye dönerim de. tüm olan bitenlere, korkunç bir sarılmışlık ve tehdit ile karşı karşıya olmasına, yaşam alanlarının git gide daralmasına karşın aklımda da gönlümde de bir yanım hep ülkemde. yani her olasılığa kendini hazırlamak, b, c, d planları ile çıkagelmek gerekiyor.
  • tam otuzumda yerleştim. çok harika ötesi şartlarda.hala da harika. ama dönesim var ve döneceğim sözleşmem bitince. eğer yanınızda hayat arkadaşınız aileniz çocuğunuz yoksa 3 yıldan sonra yalnızlık sıkıyor( bunlar olsa bile ne olur bilemem). gittiğiniz yere köklerinizi bırakıp gidiyorsunuz. orada bulduğunuz çevre ve hayat da kökleşmiş, düzeni oturmuş oluyor. kaliteli düzgün insanların hayatında sizin için pek boşluk kalmamış oluyor. olsa da bunun köklenmesi uzun yıllar alıyor. çocukluk arkadaşlarınız, akrabalarınız, anılarınız, diliniz, kültürünüz en yakın dostlarınız hepsi bir anda sıfırlanıyor.

    kesinlikle insan kendi ülkesinde paralı bir şekilde yaşamalı. istersen pakistanlı ol.

    paran yoksa en erken şekilde medeni bir ülkeye git.asla 25 yaşı geçirme.
    naçizane tecrübelerimden çıkardığım dersler bunlar.
  • üstteki yazar gibi 30 yaşında yaptım. 42 yaşındayım, her şey süper.

    yurtdışında yaşınızın kaç olduğu kimsenin umrunda değil.
  • sanki 30 yildir suyun altindaymissiniz da suyun ustune cikip nefes almissiniz gibi hissettiren eylem.
  • 37 yasinda yapmistim, yeniden kurdum hayatimi, cocuguma yeni bir hayat cizdim, umarim hayirlisi olur

    mevzu buranin cok iyi olmasindan cok; turkiye'de su andaki ortamda kisili kalmak, bu bana iskence olurdu
hesabın var mı? giriş yap