• çalışanı çalıştırmaya gerek yok, diğerlerine bir çözüm bulmak gerekiyor.

    edit: patron olsanız çalışanı kaç saat çalıştırırsınız başlığı değiştirilmiş ancak başlıkta anlatım bozukluğu devam ediyor. personeller yerine daima topluluk ismi olan personel kelimesi çoğul eki almadan kullanılır. örneğin ormanların yangını değil orman yangınları olur. personellerin değil personelin çalışma süreleri vardır.
  • çoğunluğun dürüst bir şekilde yanıt vermediği sorudur.

    kime sorsan "ideal" olanı ve "herkesin beğeneceği" bir şey söyler. ama, gerçek yaşam içerisinde durum farklıdır.

    nereden mi biliyorum?

    ben bir patronum ve çevremde de çok patron (ceo/founder) var. bazıları benim çocukluk arkadaşım.

    patron olma yolunda yürürken, kendi işlerimizi kurmanın arifesinde hep konuşurduk:

    - patron oldun, diyelim. çalışanlarına ne verirsin?
    + işlerini yaptıkları sürece kafalarına göre takılsınlar. herkese hakkını fazla fazla verecem. herkes rahat olacak.

    ama, patron olduktan sonra durum değişiyor. bunu söyleyenlerin şirketlerinde çalışanlara kan kusturuluyor resmen. hatta, ortam öyle bir hale geldi ki, çalışanlara maaşları eksik veya geç ödeniyor. hem millet "işimi kaybetmeyeyim" diye korkuyor, hem de patron kimsenin kendisine dokunmadığını, devletin yanında olduğunu biliyor.

    o yüzden, özellikle son üç buçuk yıldır sömürünün seviyesi arttı. herkes çok acımasız. patronlar, gidersen git. hatta şimdi siktir git! modunlara. bir gidenin yerine gelecek ve daha ucuza çalışacak yüzlerce insan olduğunu biliyorlar, çünkü.

    bu söylediğim, bilişim sektörü.

    ben ise daha farklı yaklaşıyorum. bu yüzden bana "aptal", "geri zekalı", "işçisinin siktiği salak", "amına koduğumun ot kafalı şişkosu" vs. diyen çok oldu. halen de var.

    ben mi ne yaptım?

    geçen yıl bu sıralar iflasın eşiğindeyken, yanımda çalışanları işten çıkartmak durumunda kalmışken, yeniden ayağa kalktım. işten çıkarttığım kişilerden ikisini geri aldım. şimdi kırk küsür kişilik, yurt dışında da operasyonları olan bir iş kurdum. ciromuz yirmi milyon doları geçiyor. güzel bir ürün buldum. abd'de silikon vadisinde ofis açma düşüncemiz var. yatırımcı arıyorum. birden bire işlerimiz fena açıldı. dört kişiye daha ihtiyacımız var. "on-site" operasyonlarda olduğumuz için şimdilik ofisimiz fazla büyük değil. idari işler ve insan kaynakları için beş kişilik bir kadro var. onlara kozyatağı civarında güzel bir ofis tuttum. asıl büyük ofis, daha önce demiştim, ama mayıs'a doğru açılacak. depodan bozma bir yer. oldukça ucuza buldum. şehir merkezine çok yakın, trafikten de uzak. koskocaman bir bahçesi var. depoyu bir tür stüdyoya dönüştürüyorum.

    bunları neden anlattım?

    bu işi yapan, 35 kişilik bir emek gücü. hep birlikte çalışıyoruz. ben, emeğin performansının bilimsel olarak ölçülmesinden yanayım. ve şunu iddia ediyorum: bir yazılım mühendisinin optimal verimlilik süresi dört veya beş saattir. daha fazlasını zorlarsınız ama verim alamazsınız.

    bizde haftanın dört günü, günde altı saat çalışılıyor. iş günü 10:00 gibi başlar. 16:00 gibi de biter. müşteriye de bu şekilde kabul ettirdik. orada müthiş iş çıkartıldığı için kimse de ses etmiyor.

    sonuç olarak, herkes mutlu. kimse gergin değil. çalışan herkesin özel hayatı var. trafik saatlerinin dışında işe gidip geldikleri için ayrıca gerilmiyorlar ve hayatlarının önemli bir kısmını da yollarda harcamıyorlar.

    sonuç olarak, çalışanlara düşman ve sömürülecek inekler gibi yaklaşır, kârlılığı insan faktörünün önüne koyarsanız, kaybeden hep siz olursunuz.
  • çoğu kişinin ideolojisi veya mevcut konumuna göre fikir beyan ettiği başlık. orta ölçekli bir sahil ilçesinde asgari ücret 1200 tl iken 1800 tl maaş verdiğim ustam (+yemek + sigorta tabi + iş yerine ait geri dönüşüm gelirleri ki azımsanamayacak kadar çok + bayram seyranda erzak yardımı vs.) işten ayrılma talebiyle geldi maaşı yetmiyormuş hakkıdır haklıdır keşke daha çok kazanıp versem ki bu verdiğim maaşın yarısını alıyordum o sırada borç harç ödeyeceğiz diye neyse, bir diğer ana elemanımı da fişfikleyip aynı anda işten çıkıp bizi kapatma noktasına getirmeye çalıştılar.

    hakları olan tazminatları kuruşuna kadar ödedim sonuç şimdi neden olduğunu anlamadığım bir şekilde çarşı pazarda yüzümüze bakmıyorlar. işe 9.30 da gelip 10.30 da anca başlayıp 17.30 da köye arabam var diye koşarak giden bu tipler mesaiye kalalım arkadaşlar talebimize (ücreti mukabilinde) işim var hastayım şu bu diyerek rakip firmaya giderlerdi çalışmaya mesaiye, demek istediğim şu ki insanın içinde kötülük varsa ne yapsan boş işçi içinde işveren içinde geçerli bu o yüzden hiç bir ideoloji pratikte yeterli kalmıyor. 1 mayıslarda en önde yürüyen koşturan birisiyim la ben, aldığım paranın 3 katını verdim nerdeyse hala kimseye yaranamadım çalışma saatleri manyak rahattı sonuç yüzlerini çeviriyorlar. tek taraflı anlatım olduğunu düşünmeyin ilçede resmen ibretlik işçi hikayesine konu olduk artık 3 aile üyesiyle çalışıyoruz, iş varsa mesai de yapıyoruz yoksa kapatıp gidiyoruz. çorbamızı içiyoruz en kötü en azından kafam rahat....
    edit: rakamları orantılayın arkadaşlar 1200 olmaz 1300 olur 1100 olur yormayın şu kardeşinizi hatırladığım kadarını yazdım başıma geleni yazdım yanlış yerlere odaklanmayın rica ediyorum.
  • otuzbirci ergenler hoşgeldiniz. işçi sınıfına yüz vermezmiş, köpek gibi çalıştırırmış. lan sen annenin evinde yaşayan bir otuzbircisin muhtemelen bu ne özgüven, bu ne hayalgücü :d

    günde dokuz saat, haftasonları tatil olarak çalışıyorum ve günde 8 saat en iyisi bana kalırsa. haftada 40 saatin üzerinde olmamalı beyaz yaka için.
  • biraz işe bağlı. masa başı işlerde 10 saatte yapılan işlerin çoğu aslında 3-4 saate bitirilebililir. o nedenle masa başı iş patronu olursam çalışanın konsantrasyonuna bağlı olarak 6 saat gayet uygun bir süre bence.
  • (bkz: soru şeklinde başlık açmak)

    format falan kalmadı ekşide. protesto etmek amacıyla tanım dahi yapmadan direkt cevap yazacağım.

    halihazırda yöneticiyim, 9'da ofiste olunmasını talep ediyorum. öğle aralarında sıkmıyorum, nadiren gidip 2 saat gelmeyen personele ses etmiyorum. öğlen arasına geç çıkanın geç gelmesini istiyorum. mesai akşam 6'da sona eriyor. personel günlük 7-8 saat çalışıyor.

    bana kalırsa öğle arasını kısa tutmak şartıyla günlük 6 saat işlerin verimli yürümesi için yeterli. türkiye'ye uyum sağlamak zorunda olduğumuz için buna müdahale edemiyorum.
  • 10-16, artı olarak cumartesi-pazar tatil, fazla mesai yasak.

    ilk işe giriş, en az maaş asgari ücretin iki katı.

    çalışma saatleri 6 saati geçmemeli, sosyal hayata ve ailesine daha çok zaman ayırabilmeli.

    düzeltme (sorular gelmiş) = resmi tatiller ve bayramlarda tabii ki tatil, türkiye'de yaşamıyoruz herhalde, benim işyerimde yaşıyorsunuz...

    işçi hakları, iş güvenliği ve iş sağlığı konuları seminerler ve toplantıdan ibaret değil işyerimde. bizzat yaşanılan bir gerçeklik.

    ayrıca sendikasız çalışmak yasak
  • kız arakadaşım özel bir okulda ingilizce öğretmeni. dersler 9 da filan başlamasına rağmen geçen 7 de gittiler okula. okulu açtık filan diyor. boş boş ders saatini bekledik diyor. ve kendisini okuldan almaya gidince görmek istemiyorum burayı hadi gidelim vs diyor. şimdi bu nedir? öğretmen veya mühendis veya farklı bir iş icra eden birisinden ne kadar verim alabilirsin? asgari ücret ile 12 saat çalışan arkadaşlarım var.

    benim patron olduğum özel bir sektörde çalışanlarım günlük olarak üzerine düşeni hakkı ile yapsın, dilerse o gün evden çalışsın veya erken çıksın. (yapılan işe göre) bu durum çalışan insanın motivasyonunu artırır. dünyanın en büyük şirketlerinde ki çalışma prensiplerine bir bakmanızı öneririm. özellikler google'da.
  • haftada 5 gün.cumartesi çalışma yok.09-18 arası.15 dakika öğleden önce,1 saat yemek,15 dakika öğleden sonra çay molası.
    ben böyle çalıştırıyorum.
    şahsım,08-20 arası haftanın 6 günü mesaimi aksatmadan sürdürüyorum.
  • remote

    günde 6 saat

    haftada 4 gün

    iş kolu: yazılım geliştirme

    başka iş kollarında bilemem ama zaten bu iş kolunda çalışan insanların gerçekten çalıştığı ve verimli olduğu süreyi toplasanız bulacağınız sonuç bundan az olur.

    11 yıldır bu işi yapıyorum bana öğretmeyin.

    o yüzden bırakacağım boş yapmaktansa işini yapıp siktirsin gitsin herkes ne derdi varsa.

    çalışmaz batarsa bir şey öğrenmiş olurum. ama bence çalışır çünkü dediğim gibi.

    insanları cehennemin dibine götürüp 8 saat çalıştırınca bi bok oluyor olsaydı milletin 100 yazılımcıyla yaptığı şeyi 700-3000 yazılımcıyla yapmaya çalışıyor olmazdınız.
hesabın var mı? giriş yap