• 2004 masters finalini o'sullivan ile oynayan ve 2006 yılında mide kanseri sebebiyle ölen snooker oyuncusu.

    hey gidi ne çabuk geçti zaman.
  • bana snooker'ı sevdiren efsane. ışıklar içinde uyusun.
  • vefat edeli 15 sene olmuş sarı oğlan. amk zamanı amma çabuk geçiyor.
  • az önce eurosport'ta malum 2004 masters finalinden görüntülerini izlerken ronnie ile bir 20 sene daha rekabet edebilmiş olsaydı snooker nasıl bir yerde olurdu diye düşünmeden edemediğim merhum oyuncu. evet şu anda da trump gibi, neil gibi, selby gibi elit isimler oyunu sürüklüyorlar ama herhangi bir sporda süperstar ışığı ve karizmasını üst düzey sportif yetenekle birleştirmiş çok az oyuncu var ve paul hunter da onlardan biri olarak çok erken gitti.
  • 2003-04 masters turnuvasının final maçında ronnie o'sullivan'ın maçın başıyla sonunu bir eden oldu bitti oyununu paul hunter'e de kabul ettirmiş gibi görünüyordu. ronnie'nin hanesine bir bir yazdığı framelere karşı donuk bakışlar eşliğinde bardağına buz kovasından bir kalıp daha atıyordu paul hunter. onuncu frameye gelindiğinde fark artık beş, şampiyonluk için gereken oyun sayısı üçtü ronnie o'sullivan için. klişe bir maç, alışılmış alkışlar eşliğinde müsamere sürüyordu.

    bir şehrin urgan satılan çarşıları kenevir
    kandil geceleri bir şehrin buhur kokmuyorsa
    yağmurdan sonra sokaklar ortadan kalkmıyorsa
    o şehirden öcalmanın vakti gelmiş demektir

    fakat onuncu frame sonrası dört oyun kazanmasını kimse beklemiyordu. ketum suratının yüzüne taktığı bir maskeden ibaret olmadığını göstermişti. ronnie suratındaki rahatsızlık ve omuzlarına binen kaybetme fikrinin artık hiç olmadığı kadar yakınında olduğunu biliyordu.

    duygular paketlenmiş, tecime elverişli
    gövdede gökyüzünü kışkırtan şiir sahtedir
    gazeteler tutuklamış dünya kelimesini
    o dünyadan, o şiirden öcalmalı demektir

    paul hunter nereden geldiğinin farkında, cesur oyunundan ödün vermeden oyunu kazanabileceği fikrini tüm salona kabul ettirmiş olsa da ronnie'nin kendisinden çaldığı frame ile şampiyonluğun bu katışıksız yetenekli umursamaz adama gideceğine artık kesin gözüyle bakılıyordu.

    ölüm gelir, ölüm duygusuna karşı saygısız
    ve zekâ babacan tavrıyla tiksinti verir
    söz yavan, kardeşlik şarkıları gayetle tıkız
    öcalınmazsa çocuklar bile birden büyüyebilir

    uzatmalardan ibaret kalmak üzere olan bu çabanın çözülüp gitmemesi için serin kalmalı ve sakince hareket etmesi gerekiyordu hunter'in. simsiyah çetelesini aymak sırası ondaydı.

    yargı kesin: acı duymak ruhun fiyakasıdır
    kin, susturur insanı; adına çıdam denir
    susulunca tutulan çetele simsiyahtır
    o siyah öcalmakcasına gür ve bereketlidir

    yüz kırk iki'lik keskin bir adım, kaybetmek üzere başlamış bir frameden kayıpsız amansız bir devam edişle son ana, son topa getirdi oyunu. bundan sonra onun payına sadece kazanmak kalıyordu. ronnie ise yere düşen burnunu almak için dünya şampiyonası bekleyecekti.

    vandal yürek! görün ki alkışlanasın
    ez bütün çiçekleri kendine canavar dedir
    haksızlık et, haksız olduğun anlaşılsın
    yaşamak bir sanrı değilse öcalınmak gerektir.

    (bkz: ismet özel) - (bkz: esenlik bildirisi).
hesabın var mı? giriş yap