• nobel odulune, statik ve dinamik iktisat teorisini geli$tirmeye yonelik bilimsel cali$malari ve iktisat biliminde analiz duzeyinin dogu$una yonelik aktif katkilarindan dolayi layik gorulmus amerikali iktisatci.
  • iki saattir konusuyoruz, bir kere "stolper* samuelson theorem" demedik sevgili sözlükcüler?

    neyse, öyleyse ben anlatayim. ama simdi türkce aciklamaya cok üsendim, bu yüzden international economics kitabimdan alinti yapacagim. önce neoklasik bir framework icinde bulundugumuzu hatirlatayim. bu ne demek? iki ülke, iki ürün ve iki üretim faktörü kullaniyoruz. kolaylik olsun diye ürünlerimizi manufacture ve food diye ayiriyoruz; üretim faktörlerimiz ise is ve sermaye olsun. ülkeleri pasa gönlünüze göre secebilirsiniz. simdi söyle:

    "..., an increase in the price of a final good increases the reward* to the factor of production used intensively in the production of that good and reduces the reward* to the other factor, provided both goods are produced."

    örneklemek icin manufacture'i sectim*. kitabim manufacture'un sermaye agirlikli oldugunu varsaymami istiyor. stolper samuelson teoremi cercevesinde bu su anlama geliyor: manufacture'in fiyati artarsa, o zaman rental rate yükselir (ve wage rate düser). peki rental rate nedir? sermayenin fiyat seviyesidir. wage rate de ücret orani olduguna göre, isin fiyat seviyesini gösteriyor.

    peki bu bilgi gercek hayatta ne isime yarayacak? hemen ilk saniyeden itibaren sevdigim donald r. davis ve prachi mishra'nin agzindan cevaplamak istiyorum bu soruyu (neden sevdigimi birazdan aciklayacagim): "stolper-samuelson says that trade liberalization will raise the real income of the abundant (unskilled) labor in poor countries." - iste böyle.* davis ve prachi'yi sevme sebebine gelince, "stolper-samuelson is dead and other crimes of both theory and data" isimli bir makale yazarak, kalbimi caldilar. hayatimda duydugum en fantastik makale isimlerinden biri bu. aninda sevdim makaleyi, oksamak istedim. ne oldu sözlükcü, sasirdin mi? makalelerimle ic ice yasiyorum ben. cok yakin bir iliskimiz var. sen sabah kahvaltinin yaninda hürriyet gazeteni okurken, ben günüme kenneth arrow ve francine blau'un makaleleriyle basliyorum. böyle de üstün, böyle de sahane bir insanim.

    bu arada bogazicili türkcesi kullaninca entry'yi ne denli katettigimin farkindayim, ama yapacak bir sey yok. sonucta bogaziciliyim. tamam tamam, yalan söyledim. bogazici'de okumuyorum. ama gönüllerin bogazicilisiyim, hatta bogazici'yi reddedecek kadar nefis bir insanim, bunu da bir ara yazmasaydim ölürdüm.

    son olarak da sunu söylemek istiyorum: bir youtube video'sunu izledikten sonra, büyüyünce paul samuelson olmak istedigime karar verdim. neyse, ben simdi ders calismaya dönüyorum, "zeki ama tembel" olanlarin hic biri zengin olmuyor - hindistan, new york ve tokyo'ya da low budget ucus yok. marc jacobs elbiselerini de bedavaya dagitmiyorlar. üstelik el bulli'de sodexho gecmiyormus. adieu!

    *davis ve mishra bunu ironik sekilde kullaniyorlar; ama artik daha fazla detaya girmeye cok üsendim - link'i vereyim, kendiniz okuyun:
    http://www.columbia.edu/…lper-samuelson is dead.pdf
  • kamusal ve özel mal tanımını yaparken, yarı kamusal, yarı özel mallar ve küresel mal kavramlarını dışarıda bırakan ütopik bir yaklaşımın yaratıcısı, 1915 kuşağı abd asıllı iktisatçı. dili kullanma üslubu, ödev yapanlara, kendilerine zarar vermeyi düşündürecek kadar ağır ve karmaşıktır. öne sürdüğü modellerindeki değişkenleri açıklamakla zaman kaybetmez, arif olan anlar der.
  • 13 aralık 2009'da 94 yaşında vefat etmiştir
    iktisat bilimine yaptığı katkılarla ilgili olarak:
    http://www.nytimes.com/…my/14samuelson.html?_r=1&hp
  • modern iktisat teorisinin peygamberi, gün itibâriyle 94 yaşında terk-i dünya eyledi

    bu muhterem hakkında söylenecek söz çoktur, nerden başlanır nerde bitirilir biz gibi gençlerin harcı değil bilmek. iktisat bilimine yaptığı katkılar diye yazdığı makaleleri, yayınladığı kitapları, verdiği konferansları sıralamak anlamsız zirâ bu adam modern (çağdaş) iktisat teorisinin kurucusudur, daha ötesi var mı? mikroiktisatın da abc'si yazmıştır makro'nun da; çağdaş teorinin matematize edilmiş steril ve formel metodolojik düsturunu geliştirmiştir. iktisadın nerdeyse her alanında "formel teori" üretmiş, hangi taşı kaldırsanız altından çıkar olmuştur. mit iktisat bölümünü mit yapmış adamdır, bugün hepsi taşakları on batman olan sayısız teoricinin de onun öğrencisi olduğunu belirtmeme gerek yok zannediyorum.

    doktora yaptığım okulda mitde uzun süre hocalık yapmış bir hoca samuelson ile ilgili bir vefat e-maili gönderdi tüm doktora öğrencileri ve fakülte üyelerine. doktorasını yeni vermiş biri olarak profesör olup şu an çalıştığı okula transfer oluncaya dek aynı çatı altında bulunduğu paul samuelson hakkında yazdıklarının benim çiziktireceklerimden daha ilginç ve daha etkileyici olduğu kanaatindeyim, aynen aktarıyorum:
    "
    today paul samuelson died. only about five feet tall as i recall him, he was a giant. like michael jackson, he came from the awful industrial city of gary, indiana that exports polluted air to next door chicago.

    in 1991, when i was hired at mit, i had only heard of their theory group of *fundenberg, *hart, and *tirole, their macroeconomists *dornbusch and *fischer (who both believed in s before ch), and two nobel prize winners, samuelson and *solow. but my boasting point to my parents and friends was that paul samuleson would be my colleague.

    on wednesdays at mit was the faculty luncheon. free food! in the year the *mcafee visited, he would sometimes grouch when he arrived late "oh great, i'm at the old farts table". by contrast, i very much enjoyed listening to paul samuelson hold fort at that "old" table. realizing he was a part of history (he was over 75), i would probe him for history pieces that only he knew, such as how passed luminaries x or y were.

    i also knew that he was the most wide-ranging economic theorist ever -- revealed preference, public finance, "real" finance, trade, mathematical economics (from matrix conditions in dynamics to smooth pasting" at the start of the stochastic calculus revolution in finance), etc.

    he was also a fantastic business man. his textbook made him fabulously wealthy. his trading instincts also helped. one mit professor of io, nan friedlander, told me how as a grad student, she and others would listen on the heating pipes in the building to hear his conversations with his broker, and then emulate his trades.

    once i had a paper on insider trading in finance that i thought he'd enjoy. i later published it in 2000. but after i slid it into his mail folder around 1997, he visited my office somewhat animated and upset. i was writing about an "illegal" practice, and should not do this. he was really quite serious. i kept the paper unchanged, but was impressed at his sincerity.

    paul was famous for having had triplets. i went to a dinner when peter diamond was given the new paul samuelson chair at mit. at my table was a pair of beautiful women sitting next to each other. one was one of these triplets. she reached across to me and said "i am paul samuelson's daughter, and this is my lover". i was speechless, and just smiled.

    when i once complained about being "blocked" on a paper by an established theorist whom i was opposing, paul told me "science progresses, funeral by funeral." that line has stuck with me through the ages. but i'm not sure if science has progressed today.

    i think samuleson proved that people can make a difference by the power of their ideas, expressed within the analytic framework of the scientific method. and they can enjoy the life they lead in seeking this ideal, and pursuing their dreams.

    cheers, lones smith
    "
  • blogun birinde bir abi soyle demis: keynes kadar politikacilara, friedman kadar halka, arrow kadar iktisat teorisine etki etmedi belki ama ikitsatin bugun bulundugu yere gelmesinde herkesten cok payi vardir. kendisinden bir alintiyla bu savi dogrulayacak olursak:
    “i don’t care who writes a nation’s laws — or crafts its advanced treatises — if i can write its economics textbooks,”
  • tam adı paul arthur samuelsondur. 17 yaşında "iktisat" kitabını okurken tanıştığım büyük iktisatçı. özellikle kitabın giriş kısmında "iktisatta paraya nereye gider?" kavramını "zengin kadının köpeğine mama almak ve aç çocuğu doyurmak" kurgusu ile etkileyici şekilde anlatır.
    sorusu şudur:
    elinizde bir fon var. bunu sosyetik hanımın fifi'sine mama almak için mi kullanırsınız yoksa sokaktaki aç çocuğu doyurmak için mi?
    doğru cevap verebiliyorsanız, iktisat hakkında birşeyler öğrenmeye başlamışssınız demektir.
  • hakkında hasan ersel'in referans'taki köşesinde yazdığı yazı:

    samuelson iktisadı yeni ufuklara taşıdı
    21.12.2009 | hasan ersel

    13 aralık'ta vefat eden paul anthony samuelson, iktisat kuramını yeni ufuklara taşıyan önemli isimlerden birisiydi. samuelson, 1970'te nobel iktisat ödülü'nü de kazanmıştı.

    13 aralık 2009 günü 94 yaşında vefat eden paul anthony samuelson, xx. yüzyılda iktisat kuramının gelişmesine en çok katkısı olan birkaç insandan birisiydi. samuelson iktisadın hemen her dalında yaptığı katkılarla iktisadın yeni ufuklara yol açmasını sağlamıştı. yakın dostu, meslektaşı robert m. solow onun katkılarını özetlerken herhangi bir iktisatçının çalışmasında kullandığı zihinsel araçların çok büyük bir kısmının paul samuelson'un çalışmalarının ürünleri olduğunun altını çiziyor. isveç merkez bankası'nın alfred nobel anısına koyduğu iktisat bilimleri ödülü, 1970 yılında samuelson'a verildi. bu ödülün daha ikinci yılıydı. ilk yıl ödül, yine iktisadın gelişmesine çok büyük katkı yapmış ama samuelson'dan çok daha yaşlı olan iki büyük iktisatçıya verilmişti. bu iktisatçılar norveçli ragnar frisch (1895-1973) ve hollandalı jan tinbergen (1903-1994) idi. bu değerli bilim adamlarının seçilmesi çok olumlu ve doğal karşılanmıştı. ertesi yılsa isveç bilimler akademisi ödül vermek için uygun kişiyi seçmekte zorluk çekmedi. kuşkusuz bu kişi samuelson olmalıydı. akademi yaptığı açıklamada, bu ödülü samuelson'a "statik ve dinamik iktisat kuramını geliştirme yönünde yaptığı bilimsel çalışmalar ve iktisat biliminin çözümleme düzeyini yükselten aktif katkıları" nedeniyle verildiğini açıkladı. sanırım bu seçim hiç kimse için sürpriz olmamıştı.

    tesadüfen iktisatçı
    samuelson, abd'nin indiana eyaletinin gary kentinde 1915'te doğdu. 1932'de chicago üniversitesi'ne girdi. kendi anlattığına göre bu üniversiteyi, sadece ailesinin oturduğu eve ve mezun olduğu liseye yakın olduğu için seçmişti. samuelson tesadüfen iktisatçı olduğunu söylüyor. bunu da şöyle anlatıyor: "2 ocak 1932'de saat 08:00'de, daha liseden mezun olmamışken, chicago üniversitesi'ndeki konferans salonuna girdiğimde iktisatçı olarak yeniden doğdum." o günkü dersin konusu malthus'un nüfus kuramı imiş. bu kurama göre nüfus, geometrik hızla çoğalıyor. ama toprak (doğal kaynaklar) değişmiyor. bu durumda nüfus yoğunluğu giderek artıyor. buna karşılık, toprağın sınırlı olması, üretimin daha az hızla artmasına, hatta giderek artış hızının düşmesine yol açıyor. o zaman da kişi başına gelir düşmeye başlıyor. sonunda kişi başına gelir insanların ancak yaşamlarını sürdürebilecekleri düzeye kadar iniyor. bu noktada ise doğum oranı, ölüm oranına eşit oluyor. nüfus artışı duruyor. samuelson, bu açıklamanın çok basit bir differansiyel denklemin çözümü olduğunu hemen fark etmiş. ama üniversitede böyle basit bir konuya bu denli önem verilmesine bir anlam veremediği için gizemli bir karmaşıklığı gözden kaçırdığını sanmış. bu da onun iktisatla ilgilenmesine yol açmış. çok kısa bir süre içinde de hiçbir şeyi kaçırmadığını, malthus'un kuramının aslında bu kadar basit olduğunu saptamış.
    samuelson hep çok şanslı bir insan olduğunu söylermiş. "ben hep doğru zamanda doğru yerde oldum" diyor. belki; ama kesinlikle başarısı sadece buna bağlanabilir nitelikte değil. tanıyan herkes onun hem üstün yetenekli hem çok çalışkan bir insan olduğunun altını çiziyor. gerçi öğrenim yılları kendisini şanslı görmesine hak verdirecek nitelikte. chicago üniversitesi'nde okuduğu yıllarda, orada frank knight, jacob viner, henry simons ve paul douglas gibi amerika'nın en önemli iktisatçıları ders veriyormuş. samuelson onların öğrencisi olmuş. ayrıca okulda çok parlak iktisat öğrencileri de varmış. bunların başında, yaşam boyu dost kalmalarına rağmen tamamen zıt görüşte olduğu milton friedman yer alıyor. samuelson daha sonra tüm hocalarının columbia üniversitesi'ne gitmesini önermesine rağmen harvard'a gidiyor. bu okulda da akademik ortam ona çok yardım edici nitelikte. harvard'ın güçlü bir hoca kadrosu var. o sıralarda avrupa'dan göç eden pek çok önemli iktisatçı bu okulda buluşmuş. bunlar arasında samuelson'u en çok etkileyenler joseph alois schumpeter (avusturya'nın bir dönem maliye bakanı), wassily leontief (girdi çıktı çözümlemesini bulup geliştiren nobel ödüllü iktisatçı) gottfried haberler ve alvin hansen var. amerikalı hocalar arasında ise seymour harris ve edward chamberlain gibi iktisada önemli katkı yapmış olanlar yer alıyor. belki de daha önemlisi, çevresindeki iktisat öğrencileri. james tobin, lloyd metzler, john kenneth galbraith, abram bergson, richard musgrave ve richard m. goodwin gibi xx. yüzyılın iktisadının biçimlenmesinde büyük rol oynamış iktisatçılar, o sıralarda harvard'da öğrenim görüyorlar.

    harvard'ın 'dâhi' çocuğu
    samuelson, harvard'daki öğrenim yıllarında çok başarılı oluyor. "dâhi çocuk" olarak anılıyor. 1941'de doktora tezini bitiriyor. onun tez savunması da bir olay oluyor: tüm arkadaşları tezin olağanüstü bir yapıt olduğu konusunda görüş birliği içinde olduklarından, savunmanın birkaç dakika süreceğini bekliyorlarmış. oysa öyle olmamış. saatler geçmesine rağmen savunma sürüyormuş. bir ara jüri başkanı ve tez yöneticisi ünlü iktisatçı joseph alois schumpeter dışarı çıkmış. samuelson'un arkadaşları etrafını sarmışlar ve olduğunu sormuşlar. kan ter içindeki schumpeter "çok şey öğreniyoruz" diye yanıt verip, tekrar odaya girmiş. schumpeter, samuelson'un tez savunması bittiğinde ise jüride yer alan wassily leontief'e dönmüş ve "wassily sınavı geçebildik mi" diye sormuş.
    samuelson'un bu tezi "iktisadi çözümlemenin temelleri" (foundations of economic analysis) adıyla 1947'de yayımlandı. kitabın temel amacı, neoklasik iktisadın "ençoklama" (maksimizasyon) ilkesinden hareketle, denge noktalarını karşılaştırarak amprik açıdan anlam taşıyan önermeler elde etmekti. samuelson, bu işin hem neden keyfi bir biçimde yapılamayacağını hem de nelere dikkat edilerek yapılabileceğini göstererek önemli bir kapı açtı. bu bağlamda iktisatçıların dikkatini çektiği en önemli konu, veri olarak kabul edilen büyüklüklerden (parametre) birisinde değişme olduğunda sistemin nereye varacağı sorusuna nasıl yanıt verileceği ile ilgili. bir örnekle açıklayayım: ekonomide işçi verimliliğinde bir sıçrama olsun. bu yeni durumda istihdam düzeyi ne olur? samuelson "artar" ya da "azalır" denmeden önce, "bu soru hangi koşullar altında tutarlı olarak yanıtlanabilir" sorusunun sorulması gerektiğini söylüyor. ulaştığı sonuç da bu soruya yanıt verebilmek için öncelikle sistemin istikrarlı olduğunun gösterilmesi gerektiği biçiminde. başka bir değişle iki denge noktasını karşılaştırabilmek, yani karşılaştırmalı statik çözümleme yapabilmek için sistemin dinamiğinin bilinmesi gerekiyor. buna iktisatta "karşılama ilkesi" (correspondence principle) adı veriliyor. samuelson'un iktisatta yöntem alanında yaptığı önemli katkılardan birisi. samuelson'un bu kitabının ilk sayfasında josiah willar gibbs'ten (1839-1903, amerikalı fizik kuramcısı, kimyager ve matematikçi) alınma şu kısa cümle yer alıyor: "matematik bir dildir." samuelson, 1983'te yayımlanan ikinci baskısına kitabın ilk yayımlanmasından sonra iktisadi çözümlemede meydana gelen gelişmeleri ve bunların kitabın savlarına olan etkisini değerlendiren uzunca bir bölüm ekledi. samuelson'un bu ünlü kitabının, sorduğu sorularıyla bugün de değerini koruduğunu söylemek, sanırım yanıltıcı olmaz.

    harvard'ın yanlış tercihi
    bütün bu başarılarından sonra harvard'ın samuelson'u hemen öğretim üyesi olarak alması beklenir değil mi? oysa harvard'a öğretim üyesi olarak kabul edilmemiş. yakın dostu, nobel ödüllü abd'li iktisatçı robert m. solow bunu şöyle açıklıyor: "o zamanlara harvard üniversitesi iktisat bölümüne hoca olarak alınmamak için ya zeki ya keynes'çi ya da yahudi olmak gerekiyordu. hem zeki hem keynes'çi hem de yahudi olan birisinin şansı ne olabilirdi ki?" aslında bu hata harvard'a pahalıya patlamışa benziyor. çünkü samuelson hemen harvard'ın yakınındaki massachussetts teknoloji üniversitesi'ne geçiyor ve buradaki iktisat bölümünü dünyanın en önemli iktisadi düşünce merkezlerinden birisi haline dönüştürüyor. bu bölümde onunla çalışan isimlerin sadece nobel iktisat ödülü almış birkaçının adını anmak bile bunu anlamak için yeter: george a. akerlof, lawrance r. klein, paul krugman, franco modigliani, robert c. merton, robert m. solow ve joseph e. stiglitz!
    samuelson, kendisinin hak ettiğinden fazla gelir elde ettiğini söyler, bunun gerekçesi olarak da "yaptığı işten zevk almasını" gösterirmiş. yaşamı boyu hiçbir resmi görev kabul etmedi. çok yakın olduğu john. f. kennedy'nin abd başkanı'nın iktisadi danışmanlar heyetinin başına geçmesi önerisini bile, "düşüncelerini özgürce ifade edebilmeyi sürdürmek" gerekçesiyle geri çevirdi.
    samuelson'un finans alanındaki önemli katkılarından birisi, borsada fiyatların rasgele hareket edeceğini göstermesidir. yaptığı kuramsal çalışma daha sonra bu alandaki araştırmaları tetiklemiştir. borsaya ilişkin bir de ünlü sözü vardır: "borsanın iktisadi dalgalanmaları öngörebileceği doğrudur. borsa son beş durgunluktan dokuzunu tahmin etmiştir!"

    kitaplari onlarca dile çevrildi
    samuelson'un önemli katkı yaptığı alanlardan bazıları: tüketici kuramı (açıklanmış tercihler yaklaşımı), dış ticaret kuramı (stolper-samuelson teoremi), iktisadi büyüme (çoğaltan-hızlandıran modeli), makro iktisat (başta sosyal güvenlik olmak üzere pek çok alanda yoğun olarak başvurulan "örtüşen nesiller" [overlapping generations] modeli), kamu maliyesi (kamusal mallar kuramı), gönenç iktisadı (bergson-samuelson toplumsal gönenç fonksiyonu), doğrusal programlamanın iktisada uygulanması ve finans (etkin piyasa kuramı, opsiyon fiyatlaması, uzun dönemli yatırım kararları) geliyor. samuelson'un dünyada en çok tanınmasına yol açan ise ünlü iktisat kitabı. bu kitap 1948'de ilk yayımlandığından bu yana tam 19 defa gözden geçirilerek basıldı, 20 dile çevrildi, 4 milyonun üzerinde sattı. türkçeye de demir demirgil tarafından çevrilmiş (6. baskısından) ve ilk defa 1965'te odtü iktisat bölümü tarafından yayımlanmıştı. (öğrencilik yıllarımda bu kitaptan çok yararlanmıştım. demirgil hoca'yı, bizlere yaptığı bu katkısından dolayı da bir kez daha minnetle anıyorum.) bu kitabı yazmaya onu zorlayan ise eşinin üçüz doğurması olmuş. 32 yaşında altı çocuk sahibi olunca para kazanmanın yollarını aramaya başlamış ve o sıralarda massacussets teknoloji üniversitesi iktisat bölümü başkanı olan dostu ralph freeman'ın önerisi ve özendirmesi üzerine, daha sonraki iktisada giriş kitaplarına model olan bu kitabı yazmış.
  • keynesyen büyüme modelindeki tüketim fonksiyonundan yola çıkıp, çarpan ve hızlandıran katsayılarını birlikte ele alarak ve işin içerisine lag'leri ekleyerek sarkaç etkisi adını verdiği bir kavram ortaya atan burjuva iktisatçısı.

    (bkz: sarkaç etkisi)
hesabın var mı? giriş yap