• hinoğlu hin bir filmdir kendisi. şöyle ki; orijinal eserdeki casuslukla ilgili tüm diyaloglar uyuşturucu kaçakçılığına yontulur, film fransa'da "le port de la drogue" (the drugs port) adıyla gösterime girer. soğuk savaşla da, anti-komünizmle de alakası kalmaz. e samuel fuller de faşisttir falan ama iyi yönetmendir allah için. fransız yeni dalgacıları fuller'in rejisine bayılır. gerçek yıllar sonra ortaya çıkar. godard fuller'in götünde el bombası patlatır, yine de hıncını alamaz.
  • böyle paranoyak bir anti komunizm ile film noir elementlerinin bir araya geldiği ufak, kirli, sert bi mücevher diyelim bu film için. richard widmark bir yan kesicidir. ama sinemada kopil, kavruk olarak gösterilen yan kesicilere karşılık widmark sanki pentagon'a girip devlet sırrı çalabilen profesyonel hırsız gibi havalı ve serttir. birgün içinde devlet sırlarının bulunduğu bir mikroçipi çalar metroda bir kadından eskaza, olaylar gelişir.

    widmark'ın ahlaki kaygıları yoktur, vatanseverlik filan umrunda değildir, mikroçipi komunizlere satmakta bir sakınca görmemektedir. kadınlardan nefret etmekte, onlara güvenmemektedir. kadınların aşkını da, vatanseverliği de güvenilmez ve adamı arkadan bıçaklayacak duygular olarak görmektedir, duygularla işi yoktur.

    sonra işte bi kadın gelir, widmark kadının kendisinin iyiliğini istediğine bir türlü inanamaz, kadın ise widmark'ın hem kendisi hem de vatanı için iyi olanı yapmasını istemektedir. widmark'ın vatan sevgisinden uzak egoizmini bir kadının saf ve temiz aşkı yumuşatabilecek midir?

    holivudda sıklıkla görülen cinsten, ideolojik, politik sorunların daha basite, kişisele, bir aşk hikayesine paralel ilerlediği, iki paralel hikayedeki seçimlerin (kadını sevsem mi? vatanımı sevsem mi?) birbirine bağlandığı cinsten bir hikaye söz konusu. yeterli soyutlama seviyesine ulaştığımızda filmi ilkel bir antikomunizm hikayesinden ziyade dünyaya ve insanlara güvenmekten korkan ve bu yüzden egoizmi seçmiş bir adamın yumuşama hikayesi olarak okuyabilir, kazı çevirebiliriz. aslında kazı çevirmek her zaman mümkün.

    güzel çekilmiş, iyi oynanmış, ufak, kirli, sert bir film olduğunu söylemek yeterli aslında.
  • casusluk ve soğuk savaş temalı alt türe ait filmler arasından sıyrılıp, film-noir kalıpları da uygulanarak, bir başyapıt ortaya çıkarılmış. samuel fuller iyi yönetmen gerçekten; filmi de müthiş stilize çekmiş. yakın plan çekimler sadece stili yaratmıyor, aynı zamanda içeriği de destekliyor.
  • keyifli hızlı dönemin hollywood kalıplarını ortaya seren bir kara film.
    ilginç bir adam bu (bkz: samuel fuller)....

    (bkz: shock corridor) (1963) izleyip öyle konuşmak gerekir hakkında....
  • 1953 yapımı (bkz: shock corridor) filmiyle bilinen (bkz: samuel fuller) filmidir. klasik bir hollywood anti-komünizm filmidir.

    yankesici(richard widmark) her ne kadar , para için her şeyi sata bilen bir tip olarak görülse de söz konusu vatan ve komünizm olduğunda 180 derece dönmektedir.

    film kendisini gayet güzel bir şekilde izletmekte, izlerken hiçbir şekilde kaç dakika kaldı diye süreye baktırmamaktadır.

    samuel fuller her ne kadar hollywood yönetmeni olarak görülse de çektiği dar bütçeli filmler ve gerçekçi üslubuyla dikkat çekmektedir. ayrıca fransız yönetmen (bkz: jean-luc godard) da filmlerini beğenmekte ve bir hayrını olduğunu söylemektedir.

    shock corridor filmi en az iki kere izlenmesi gereken filmleri arasında bulunmaktadır.

    --- spoiler ---

    film tabii ki mutlu sonuyla bizi şaşırtmamaktadır. yankesici ülkesine ihanet etmez komünistlerin ele geçirmeye çalıştığı mikroçipi polise teslim eder ve üstelik komünistleri bir güzel patakladıktan sonra esas kızı kaparak kapanışı yapar.

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    türkçesiyle "cenup sokağı", 1953 abd yapımı unutulmaz film noir. suç-gerilim türlerini harmanlayan yapım, en eski ve önemli istihbarat filmlerinden biri kabul edilmektedir. soğuk savaş döneminin biri olan yapımın senaristi dwight taylor, yönetmeni ise samuel fuller'dır. filmin başrollerinde richard widmark, jean peters ve thelma ritter gibi oyuncular rol almışlardır. son olarak, çekimleri california ve new york'ta yapılan 80 dakikalık filmin imdb.com puanı 7,7/10.

    konusu
    skip mccoy (richard widmark), polis tarafından 3 kez tutuklanmış bir hırsızdır. new york'ta bir balıkçı kulübesinde yaşamaktadır. bir daha yakalanırsa ömür boyu hapse atılacaktır. ancak bu durum onu suça bulaşmaktan alıkoymaz. metrodayken bir kadını soyar ve çantasını çalar. güvenlik kameralarının gördüğü olayda, kadının çalınan çantasında gizli bilgielr içeren bir mikrofilmin bulunduğu anlaşılır. aynı zamanda patlayıcı maddeler de içeren çanta için fbi alarma geçer ve skip'i yakalamak için tehlikeli bir kovalamaca başlar.

    imdb.com - https://www.imdb.com/title/tt0046187/

    wikipedia - https://en.wikipedia.org/…ki/pickup_on_south_street

    trailer - https://www.youtube.com/watch?v=4fl5dwvgbs8
    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap