• eski orospulardandır.

    lisedeyiz, yavaş yavaş ingilizceyle tanıştığımız dönemler. bazı arkadaşların evinde bilgisayar falan var arada yabancı şarkıdır kliptir falan takılıyoruz araba yarışından vakit kalırsa. bir gün bir arkadaş elinde bir cd geldi, üç beş tane klip varmış içinde. bi şarkı açıcam dedi ve pink'in get this party started klibini açtı.

    neyse pür dikkat izledik ettik falan o sırada uzak köşede elinde kitapla oturan ve klibi göz ucuyla takip eden grubun önemsiz karakterlerinden biri "pink iyiymiş abi", "şarkı güzelmiş", "başka şarkıları varsa dinleyelim mutlaka" muhabbetlerinin üzerine şu cümleyi kurdu; "ha pink mi, eski orospulardandır."

    ya arkadaş sen pink'i ne arada tanıdın, konuya vakıf oldun da yorumlar kısmına geçtin. ki kaç senedir bildiğimiz adamsın daha önce bir şeyi bu kadar kendinden emin bir şekilde söylediğini görmüşlüğümüz yok.

    işte bu yüzdendir ki yıllardır pink'i ne zaman bir yerde görsem, duysam aklıma tek bir şey gelir; "ha pink mi, eski orospulardandır."
  • izlediğim ilk hint filmi ve çok beğendim. özellikle genç erkek arkadaşlara izlemelerini tavsiye ederim. belki biraz sıkılacaksınız ama olur da bazı sahneler aklınızda kalırsa ve bu sahnelerin benzerlerine kendi hayatlarınızda denk gelirseniz sağduyulu ve vicdanlı davranmanız gerektiğini anlarsınız. bu ikisi olmadığı zaman başka hiçbir şeyin anlamı kalmadığını fark edersiniz.

    film çokça derdimiz olan, üzerinde konuşup durduğumuz ama bir türlü sonuca varamadığımız, aslında sadece kendimizi ilgilendiren ahlak anlayışlarımız üzerine. sözlükte de yazıp duruyorsunuz ya günün sonunda ya kezban olunuyor ya da yollu. ortası ne ben bilmek istemiyorum, ortası olmak zorunda mı onu da bilmiyorum. sadece içimizden geldiği gibi yaşasak, nefret etmesek birbirimizden, güvensek birbirimize... çok mu zor bilmiyorum... ben artık bu konuda çaba sarf etmekten, kendimi anlatmaya çalışmaktan, başkalarını anlamaya çalışmaktan vazgeçtim. kendi küçük hayatımda içimden geldiği gibi yaşamak istiyorum. ve korkuyorum. bir gün buna bile izin verilmeyecek olmasından..

    her neyse filme gelecek olursak keşke hayatlarımızda hep deepak sehgal gibi adamlar olsa. varlığını bilsek, hissetsek... öyle bir umut veriyor.

    izlerken çok sinirlendim ama yine de deepak gibi adamlar var biliyorum.

    kırmızı hap, mavi hap çok da umrumda değil. sadece vicdanı ve aklını yitirmemiş insanlar olduğundan umudumu kesmek istemiyorum..
  • (bkz: dream tv)'xe yayınlanan (bkz: wild hearts can't be broken) isimli klibi t-shirt üzerinden görünen (bkz: meme ucu) yüzünden (bkz: blur)lanmış şarkıcı..

    klibe denk geldikten sonra merak ettim, lan ne var acaba sansürün arkasında marka falan mı diye ama bildigin meme ucu..

    sayenizde tahta gögüslü (bkz: pink)e tahrik olan bir nesil yetisti. geçenlerde tv 'de bir sahnede tahrik oldum, açtım baktım (bkz: audi) logosuna erekte olmuşum...
  • bu kadının britney ve xtina'yı geride bırakarak kendi jenerasyonun *en başarılı ismi olmuş olması bana nedense çok ilginç geliyor. beyoncé de aynı jenerasyonda; ama onu bu üçlüyle pek aynı kefeye koymuyorum. o hem solo kariyerine daha geç başladı hem de bu üçlüden ziyade r&b şarkıcılarıyla karşılaştırıldı doğal olarak.

    neyse, tekrar pink'e dönersek 1999-2000 döneminde pıtırcık gibi türeyen 1979-1981 arasında doğup late teenlerinde çıkış yapmış şarkıcılardan biriydi. pembe saçları, sert imajı ve şu an kendiyle özdeşleşen müziğinden çok farklı tınlayan bir r&b albümüyle çıkış yapmış ve sarışın pop prensesleri, boyband'lar ve amerikan marketini fethetmeye çalışan latin şarkıcıların karşısında popülarite konusunda ilk round'da yenik düşmüştü. pink'i pink yapan albüm ise, r&b'yi terk edip pop rock müziğe geçiş yaptığı missundaztood isimli ikinci albümüdür. bu albümdeki müzik, hem o cool imajına hem de sesine daha iyi giden tarzdı şüphesiz ki. bu albümle ilk albümden çok çok daha başarılı olan pink, bu başarının gazıyla üçüncü albüm try this'de tarzını bir adım daha sertleştirmişse de bu albüm missundaztood'un aldığı olumlu tepkiyi alamamış ve ilk albümünden bile daha başarısız olmuş. işte bu albümün başarısızlığıyla birlikte pink, kuzey amerika'yı atlayarak avrupa turnelerine odaklanmaya başlamış ve avrupa'da kendisine çok sadık bir dinleyici/konser katılımcısı kitlesi edinmeyi başararak belki de bugünkü başarısında en önemli etkenlerden biri olan sadık bir fan kitlesi edinmeyi başarmış. avrupa radyosu, amerikan radyosu gibi ageism olayına takılmaz mesela. veya amerikan radyosu kadar tek müzik türünün domine ettiği bir radyo değildir. bu markete yatırım yapmak pink'in kariyerinde attığı en akıllı adımlardan biridir bence. try this, i'm not dead, funhouse turnelerinde pink amerika'da lütfen konserler vermişken, avrupa şehirlerinde sayıca çok fazla konserler vermiş. ve şu an bu emeğinin karşılığını kendisinden daha popüler isimler avrupa turnelerinde bilet satma konusunda zorlanırken büyük çapta arena ve stadyumlarda peynir ekmek gibi bilet satarak alıyor.

    amerika konserlerine tekrar geri dönmesi ise 2012'deki the truth about love albümüne kadar olmamış. 4. albüm i'm not dead hatırı sayılır başarılara imza atsa da, pink'in missundaztood ile eriştiği başarıya gerçek anlamda geri dönüşü ancak funhouse ile olabilmiş. o zamandan beri de ilginç bir şekilde grafiği düşmüyor. the truth about love ve beautiful trauma da en az funhouse kadar başarılı olmuş.

    kariyeri oldukça sallantılı bir başlangıca imza atan bu kadın, 2008'den itibaren adım adım jenerasyonunun ticari anlamda en başarılı ismi haline geldi yani. bunda bir başka etken de 2001'de ikinci albümüyle kendi sound'unu bulduktan sonra bu tarzdan hiçbir zaman tam anlamıyla uzaklaşmadı. ilk albümü saymazsak, en farklı işi try this mesela, en başarısız işi. ondan sonra müziğinde gerçek anlamda risk almadı hiç. dönemdaşı christina aguilera sürekli tarz değiştirmesiyle birçok fanı kendine yabancılaştırmıştır mesela. bir albümü seven diğerini sevmedi. ama pink'in i'm not dead albümünü seven %80 ihtimalle the truth about love'ı da sever, beautiful trauma'yı da. bu tutarlılık kendisine sadık bir hayran kitlesi olarak geri döndü.
  • cayır cayır anal seks yaptığını düşündüğüm şarkıcı.
  • onu canlı izlemek için çok şey verebilirdim.
    inşallah bir gün.
  • glamour magazine için bir video kaydetmişler, fanlarının youtube’da kendi şarkılarına yaptığı coverları izleyip yorumlamış, çok da güzel şeyler ortaya çıkmış, çok içten.

    https://www.youtube.com/watch?v=jwb4t5r6z_e
  • hbb'den aklımda kalanlar da ilk sırada olan aerosmith'in eğlenceli şarkısı ve o şarkıya yaptığı muhteşem klip.
    benim hayatımda da rock müzik dinleme şevkini arttıran şarkılardan biri.
    gece gece nereden aklıma geldi ki ama iyiki de gelmiş...
  • yeni albümünün ismi hurts to be human olacaktır.
  • dün gece itibariyle aday gösterilip kazanamadığı grammy sayısını 20'ye tamamlamış bulunan kadınım.

    yine de asil. çünkü kendinden emin. çünkü eşi benzeri olmadığının bilincinde. öperim.

    ayrıca törenden önce, bayıldığım çocuklarının elinden, muhtemelen babalarının* da yardımıyla şöyle bir grammy kapmış. daha nolsun?
hesabın var mı? giriş yap