• iktidarda olanlarini hic kimse sevmez. ancak sonra, nasil olur bilinmez, bir de bakarsiniz ki ayni sahis tekrar secilmis.

    (bkz: her millet hak ettigi sekilde yonetilir)
    (bkz: #3121771)
  • gercek bir politikaci herhangi bir konuda, kendi kozlarini oldugu kadar kar$isindakinin kozlarini da mukemmel bir $ekilde kullanir.
  • siyasi duru$ları farklı olsa da, bütün siyasilerin hali, tavrı ve çıkarlarının aynı olduğu mantığından hareketle dünyanın her yerinde, politikacıların dna’ları aynıdır derler. .
  • aptal politikacı “siz isterseniz neler yaparsınız” der milletine.. uyutur..
    akıllı politikacı “bilseniz neler yapabilirsiniz” der ulusuna.. uyandırır..

    özdemir asaf
    yuvarlağın köşeleri
  • politikaci olana kadar halkin icinde olup sonra politikaci olunca halktan uzaklasip secim donemlerinde yapay bir halkla kaynasma gosterisi sunan kotu oyunculardir.kucaklarina bir iki bebe alip,bir iki gariban basi da oksayinca kaynastik zannetmeleri de cabasidir.
    ayrica,bu yasima kadar benimle veya tanidiklarimla kaynasabilmis yada kaynasmayi denemis politikaci da gormus degilim.
  • kasla goz arasinda olmadik seyleri yapan, bunu da size caktirmadan beceren insandir. kendimden ornekleyeyim...

    politikaci kisi bir milletvekili. gazete sahibi 70 yasinda bir adam... gazetesindeki elemanlarindan birini egitmem icin beni cagirir. egitim ucreti, gunleri ve saati belirlenir, konusmanin sonuna dogru tam kalkacakken ekleme yapar:

    -bizim sekreter kiz da derslere gelebilir mi, izlesin o da ogrensin?
    -eee oluuur...
    -tamam sali gunu baslarsin

    aradan birkac gun gecer. gazeteden telefon gelir:

    -merhaba, aksam vereceginiz derse bir kisi daha katilacak.
    -yani 3 kisiye egitim verecem?
    -evet 3 kisi.
    -ya ben iki kisi biliyordum. olmaz ki oyle...
    -bana boyle soylediler beyefendi. geldiginizde gorusursunuz isterseniz.
    -iyi olur. bunun icin ek ucret talep etmem gerekiyor
    -haklisiniz. geldiginizde konusun bunu.

    neyse, aksam gazeteye gidilir. milletvekilimiz odasinda beni beklemektedir. iceri buyur ederler. ben girer girmez ayaga kalkar, hal hatir sorar...

    -ben 2 kisi icin anlasmistim
    -simdi dersi benim odamda verirsin olur mu?
    -3 kisiye vermek zor olur
    -kizim benim bilgisayara quark yukledin mi?
    -ayrica bunun icin ek ucret...
    -cocuklar buraya gelin
    -ek ucret diyordum...
    -iste bizim elemanlar bunlar
    -iyi guzel de...
    -bi de su hanim kizimiz var. gel kizim iceri
    -ama 4 kisi oldu
    -sen ne kadar surede bitirirsin dersleri?
    -1 ayda biter de... fazla kisi oldu...
    -tamam siz baslayin simdi. kizim paltomu getirir misin?
    -iyi de beyefendi 1 kisiydi 4 oldu...
    -yarin da gelecek misin?
    -gelirim de bu fazladan 2 kisi nereden cikti?
    -onlara da verirsin evladim, yerimiz genis
    -de ben yeterince genis degilim
    -kizim bastonum nerde benim. soforu cagirsana
    -bunu konusalim lutfen.
    -tamam sonra konusuruz...
    -ne zaman
    -ben ararim seni
    -ama...

    iste boyle. ne demisler; politikaci ile is yap-maaaa!!!
  • bu ülke topraklarında "yılmayan insanlar" olduğu anlaşılmış kişilerdir -bu ifadeyi mesut yılmaz üstüne yapmak istediğim laf oyunu için kullandım, sonra çok hoşuma gitti-.

    türk siyasetini 80 sonrası izleme "şansı"nı bulmuş bir insan olarak hayretler içindeyim. onlara göre şu oldukça genç yaşımda hayattaki en büyük amacımın domates, maydanoz, çilek, zeytin ve defne ağacı yetiştirmek, ayrık oltlarını temizleyip kuru dalları budamak olduğunu, bunu sağlayacak koşulları hazırlamak olduğunu söyleyebilirim. hayretler içinde izliyorum ki bugün benim bu hayallerimin kat be kat fazlasını gerçekleştirebilecek kudretteki bu "yılmayan politikacılar" yaşadıkları başarısızlıklara aldırmadan yeniden o politika denen yıpratıcı ama aslında hakim olmadığımız parametrelere bağlı garip kurallar bütününe, güç arenasına dönmeye can atıyorlar. hayır, ben mi başka bir dünyada yaşıyorum acaba? bana dünyaları verseler acaba o bıyıklı, parlak takım elbiseli adamların "memleketi yönetme" yolunda bir "ulvi" amaçla girmeye can attıkları, aslında memleketlerinden gelen hemşerilerini makamlarında kabul edip partilerinin kararlarına göre parmak kaldırma dışında pek de bir fonkiyonlarına rastlamadığımız o kişilerden biri olmak ister miyim acaba?

    tüm bu karmaşık cümleleri neden kurdum? sevgili "eski" (haydi tecrübeli diyeyim) politikacılar, iyi kötü servetleriniz, boğazda yalılarınız, orada burada mülkleriniz var. yahu gidin organik tarım yapın, eğitime katkıda bulunun, anılarınızı yazın, fahri trafik müfettişi olun. ama ne olur tüm hayatımız boyunca gözümüzün önünde olmayın, egolarınıza yenik düşmeyin. beni siz gazetelerin magazin/cemiyet haberi takipçisi yaptınız yahu!

    bu arada zeytin gibi ağaçları bahar olmasına rağmen hala devam etmekte olan çok soğuk havalarda budamayın, maazallah soğuktan donar ölür yavrucaklar. malum, onların yüzlerce yıl yaşamak için sizden daha ulvi nedenleri var.
  • pek sevgili başbakanımız rte*'nin dün "millete yalan söylemeyecek, omurgalı olacak, mırın kırın etmeyecek, tam manasıyla delikanlı olacaksınız." şeklinde tarifini yaptığı sözcük.

    "tam manasıyla delikanlı olmak"tan kastettiği, "ülkenin götünü tam manasıyla dışa döndürmek" olsa gerek.
  • dalkavuk gazetecilerin neyse nesi.
hesabın var mı? giriş yap