• yazilan e-maillerde cc boslugunu doldurmak icin kullanilan kisilerdir.
  • yine benim gibi skimsonik versiyonları da bulunmakta. şu an bulunduğum şantiyeye bir kaç ay evvel mevcut personel işi yetiştiremediği için çağırıldım. şimdi ise öğleden önce saha (taşeronların ve şsntiyeye bağlı işçilerin) organizasyonunu yapıp öğleden sonra metraj kontrolleri, ertesi günün planlamaları, yerinde metraj ölçümleri (biri saha mühendisi mi dedi), imalatların kontrolü (ki hazır metraja çıkmışken yapıp duruyorum) yetmezmiş gibi dün ta on ikinci kata çıkıp orada mahsur kalan kediyi bir türlü indirmeyi beceremeyen personel yüzünden çıkıp hayvancağızı aşağı kadar indirmek.
    şaka maka vaktinde de yetişecek gibi işler. ha bir de benden öncekilerin hata ve ihmallerini toparlamak. saymaya kalksam ağzınız açık okursunuz, o yüzden özet geçen piç olayım;
    -iki tür lavabodan biri hiç sipariş edilmemiş, diğeri de ihtiyaçtan fazla sipariş edilmiş. teknik personel siparişi kimin verdiğini bilmiyor.
    -tüm seramik gruplarının metrajları yanlış çıkarılmış, bir malzemeden 800m2 fazla varken bir başkasından 1200m2 eksikler var. siparişi kim verdi bilinmiyor.
    -keza yapıştırıcı ve derz dolgu miktarları da yanlış hesaplanmış. ve yine kim sipariş vermiş bilinmiyor.
    -elimizdeki malzemelerle alakası olmayan renklerde derz dolguları var. yine kimse sebebini bilmiyor.
    -yine vitrifiye elemanlarında da sayılar dağlara taşlara vuruyor ki, 132 ara musluk önemsiz olabilir gerçi, 7 ondan fazla 5 bundan eksik derken tam sayıyla tutan neredeyse yok. ve yine siparişi kim verdi bilinmiyor.
    -çalışan onca taşerondan hiç birinden metrajıyla, yeşil defteriyle, ataşmanlarıyla şöyle nizamına uygun hakediş istenmemiş. takribi rakamlara göre işin sonunda netleştiririz diye ödemeler yapılmış, zaten büyük çoğunluğu kat karşılığı ama tam rakam hiç ortada yok. ve personel bir kere bile yerinde ölçüm gereken işlerde kıçını kaldırıp bir yeri ölçmemiş.
    ve daha niceleri.
    şu siparişi kim vermiş bilinmiyor kısmını açayım da abartı sanılmasın; elbette netice itibariyle siparişte şirket kaşesi ve mal sahibinin imzası var. var ama ona bu bilgiyi hangi teknik personel vermiş işte o bilinmiyor. kime sorsam ben değil şudur deniyor. kimse hatayı üstüne alınmıyor. aslında benim de hesap sormamdan kasıt hata aramak değil, kim niye verdi bileyim, neticede sonradan katılmışım, vaktinde kendi şartlarına göre doğru olan bir kararı bozmayayım.
    bu arada hiç malzeme takip listeleri, envanter listeleri, iş programları, iş akış diyagramları (ki inanın şu saydıklarım isimleri gibi zor değil çok çok basit işler) ve güvenlik önlemleri gibi işler yapılmamış. yani kısaca taşeron çavuşu "abi buna ihtiyaç var" dendikçe ofislerden çıkılıp o iş yapılmış. benden istenen de son dört ayda girip önceki yatılan bir senenin açığını kapatmak.
    sonra da derler ki proje müdürü ne yapıyor. götünüzü topluyoruz amına koyim küfrettirmeyin işte.
  • üniversitelerin mimarlık veya inşaat mühendisliği bölümlerinden mezun, yönetici pozisyonunda tecrübe sahibi, en az 5 yıl şantiye deneyimi bulunan, iyi düzeyde malzeme ve detay bilgisine sahip, şantiyedeki işlerin programa göre yürüyüp yürümediğinin denetlenmesini ve gerekli tedbirlerin alınmasından sorumlu, şantiyeye teknik, mali ve idari konularda destek verebilen, aylık raporların analizi ve değerlendirilmesini yapabilen, teknik denetim ve koordinasyonu sağlayabilen kişidir. bu kişiler şantiyede; 23 duvar ustası, 17 demir ustası, 14 sıva ustası, 26 düz işçi, 9 kepçe operatörü, 11 vinç operatörü gücündedir.
  • eskiden inşaat sektöründe çalışan ve 5-10 sene şantiye tozu da dahil olmak üzere tüm süreçlerde deneyimli 30+ mimar veya mühendislerin sahip olabildiği ünvanken son yıllarda her sektörde insanın kendisine yakıştırdığı meslek.

    adam turizm otelcilik mezunu ve 1 senedir iş hayatında. linkedin profilinde "project manager" yazıyor.

    geçen birine daha rastladım. açıköğretim marka iletişimi diye bir bölümden mezun olmuş 22 yaşında bir arkadaş. yine "project manager"

    arkadaş siz hangi project'in manager'ısınız acaba? çok merak ediyorum..
  • ihtiyaç duyulmadığı zamanlarda hem otorite olduğunu hatırlatmak, hem de iş yapmış gözükmek için oto boka karışan; tecrübesine, otoritesine ve desteğine gerçekten ihtiyaç duyulduğu zamanlarda ise ekibini yanlız bırakıp "ben siz işi öğrenin diye karışmak istemedim" diyenlerin pozisyonu.
  • mesaisini elektronik postalar, atılan imzalar ve toplantılar arasında harcayan,
    inşaat sahasını, beton kokusunu, ayağına bulaşan çamuru özleyen insandır.

    eskiden odasına şeeefffiiim diye girenlerin yerini,
    tak tak tak çalınan kapıdan gelen
    "afedersiniz müsait misiniz?" cilere bırakmış, nereden nereye insanı.

    hesabı, kitabı, matematiği bırakıp, stratejik ve politik bilimlere yönelmek durumunda olan koltuk insanı.
  • şantiyelerde adana'da yaşayan nişanlısını düğün öncesi hazırlıklarını organize edebilsin, görmeye gidebilsin diye - ekibin diğerlerinin de rızasıyla- planlamacısına 5 hafta üst üste cuma öğleden sonra izin verenleri pek makbulmüş.

    nikah şahidi bile olma potansiyelleri olan insanlarmış bunlar.

    (bkz: idare et abi)

    o proje müdürünü geçmişte idare eden olmadıysa bile bu kıstas değil tabii.
  • genelde inşaatlardaki proje müdürleri kendinden bahsetmiş, ben de enerji sektöründen bahsedeyim.

    pm gereken işler enerji sektöründe genelde bir elektrik santrali ya da oil and gas ile ilgili rafineri, boru hattı gibi yerlerde yapılır. bunlar kabaca inşaat hariç ice paketi (enstrümantasyon kontrol elektrik) dahilinde sıfırdan kurulum ya da yenileme ile olur ki brownfield greenfield ayrımı buradan gelir.

    satış ekibi projeyi satar, handover dökümanına göre projeyle alakalı tüm bilgileri sana verir.
    sonra senin şovun başlar. (çoğu zaman imza aşamasından önce pm lerden görüş alınır; yani pmin işi aslında tekliflendirme aşamasında başlar)
    (normalde konuşurken ingilizce kelime araya serpiştirme sevmem ama bu kelimeler artık işin abecesi olduğu için türkçeleştirmiyorum kusura bakmayın.)
    örneğin bir enerji santralindeki orta gerilim hücre yenileme işi olsun. bu işin nasıl yapılacağı (project execution plan), kiminle yapılacağı (resource management), ne zaman yapılacağına (project plan), nakit akışına (operational cash flow) sen karar verirsin.
    çok kabaca işi zamanında müşteri memnuniyeti gözeterek sorunsuz ve bütçeyi aşmadan bitirmek amaçtır.
    birkaç hap bilgi;
    pmler sadece deneyimli mühendislerden seçilir. satış ekibinden daha teknik bilgi sahibi olman istenir, mühendislik ekibinden de genelde daha az bilgiye sahip olunur. teknik bilginin yanında ticari bilgiler de gerekir, irsaliye, fatura, nakit akışı, vade, teminat mektubu vs ticari bilgileri bilmen beklenir.
    kontrat yönetimi beklenir ki projenin sonunda 300 sayfalık kontratı kelimesi kelimesine ezberlemiş olursun genelde.
    risklerin (zamanında ve doğru şekilde işi bitirmemeye sebep olabilecek her şey) belirlenmesi ve azaltılması senin görevindir.
    pmler genelde kimsenin direk müdürü değildir ama site manager, operasyon ekibi, common function denilen finans ,tedarik, hazine, isg, kalite vb bölümlerdeki kişiler sana bağlı gibi direktif alır.
    müşteri nezdinde tek adam sen olursun genelde.
  • şantiyelerde baba gibi olanları pek sevilir.
    baba gibi olanlarına, baba gibi saygı göstermek ve ona göre davranmak gerekir. yanında bir yabancı varken "kızım nereye gidiyorsun" diye sorarsa öğlen arası, "sevgilimle buluşmaya" dememek lazım. hem kızabilir, hem de o yabancıdan laf işitebilir.
  • bir proje firmasında birden fazla proje müdürü değiştirmiş bir proje mühendisi olarak aşağıda sıraladığım özelliklere sahip olduklarını gördüğüm tiplerdir*:
    - "benim yapabileceğim bir şey var mı? bana iş ver" diyen
    - iş bitiminde tatlı alsana diye emir verip sonra parasını yanına çağırıp vermeye kalkan
    - yeri gelince benim senden bir farkım yok sen yap bence bu işi diye sorumluluktan kaçan, başka zaman da ben senin müdürünüm diye artistlenen
    - üzerimdeki kıyafetin incelik/kalınlığına göre yorum yapma cürretini kendinde bulan
    - yeni gelen bayan elemanlara "iki üç kahve içek" diye yazan, vs, vs, vs...

    umarım çalışıyormuş gibi görünüp de internette takıldıkları zamanlarda sözlük de okuyorlardır da ne kadar tiksinildiklerini bari burdan anlarlar dediğim cibiliyetsizlere buradan selam ederim.
hesabın var mı? giriş yap