• teknoloji 1. sıradadır.
  • hasta eden insanlar.
  • yetersiz beslenmeyle tetiklenen, vitamin ve mineral eksikliğiyle zuhur eden, sıvı elektrolit bozukluğunu da doğuran kimyasal değişikliklerdir.
  • daha önceden anksiyete bozukluğu ve depresyon tanısı almış biri olarak diyorum ki;
    1- genetik
    2- çevresel şartlar
    hiç şaşmaz.
  • çok sebep sayılabilir ama esas dendiği için kesinlikle " genetik yatkınlık " .
  • "hasta olanların hasta ettiği sıyrık.."
  • vereceğim cevabı çoğu insan beğenmeyecek ama çok büyük bir kısmı, belki de %90dan fazlası egoistlik ve şımarıklıktan dolayı. evet evet modern insanda ciddi ciddi normal olmaya karşı bir direnç var.

    insanlar kendilerini diğer insanlardan daha üstte görmek için bile kendisinin hasta olduğuna inanıyor. çünkü herkes gibi davranışları , hareketleri huyları olamaz benzememeli diğerlerine bu yüzden de insan olmanın getirdiği bazı kaygı, sinir, heyecan, korku, hiper aktivite, sıkılma gibi sıradan , belli bir dereceye kadar herkeste görülmesi gayet doğal ve hatta görülmesi gereken özellikleri sadece kendilerine has birer rahatsızlıkmış gibi etiketlenmesi hem de psikologlar tarafından çok hoşuna gidiyor egosunu okşuyor. çünkü artık farklı olduğuna inandı*
    bunun dışında diğer bir sebebi ise bu rahatsızlıkların:tembellik/savunma mekanizması yani durdurmak istemediği davranışları düzeltmek istemediği tavırları bende bilmem ne obsesifliği var , hiperaktivite var , odaklanma sorunu, kaybı bozukluğu vs vs deyip düzeltmiyor.

    tabii ki bunu keşfeden bir piyasa da oluştu ve herkese birer tanı sıçarak pazarlıyor "pskoloji bilimini" . gerçi alan razı veren razı.
  • hastalığa göre sebepleri bilimsel olarak bellidir. bilgi dediğimiz bir şey var okuyunca öğreniyorsunuz. böylelikle bilmeden işkembeden sallamak zorunda kalmıyorsunuz.

    biri şımarıklık demiş mesela. senin bilgin olmayan konuda fikrin olması ne peki sayın çok bilmiş?
  • şizofreninin bütün dünyada herhangi bir erişkin topluluğunda yaygınlığı yaklaşık % 1'dir. anne veya babadan birisi hasta ise, çocuklarda hastalık riski % 13; her ikisinde de hastalık varsa bu oran % 35-40'a çıkmaktadır. akrabalık uzaklaştıkça bu oranlarda düşme görülür. disbindin geni (dtnbp1) buna etken olan gendir.
  • çocukluk dönemi.

    ne ailemde ne de geniş ailede bipolar bozukluk var. ama gelin görün ki bende var. son 4 yıldır teşhisi konmuş bir şekilde var. ama kim bilir kaç yıldır aslında benimle beraber yaşıyor.

    benim fikrim çocukluk döneminde yaşananlardan ötürü olduğu yönünde, en azından kendi hayatım hakkında düşüncem bu. hep içine kapanık, melankolik bi çocuktum. lise döneminde ara ara o melankoli yerini müziğin hayatımdaki yerinin yükseklik derecesine göre daha hareketli bi hayata bıraktı. müzik yapmadığım her an melankoliktim, müziğin içinde olduğum anlarda ise yaşadığımı hissederdim.

    benim için her türlü sorun, lisede ailemden uzak okuma isteğimle başladı. onlar bu isteğimi yerine getirdiler, başka şehir başka ortam okey dediler. ama ben hala içime içime ağladığım o günleri unutmuyorum, unutamıyorum. o renkli merdivenlerde led zeppelin dinleyip yağmurda ıslanmaktan başka bir şey yapmadığım günleri unutmuyorum. bende bir sorun var anne, dediğim cümleleri unutmuyorum. ya çok mutlu ya çok mutsuz olduğum o kahrolası günleri unutmuyorum, ne hissettiğimi o günde bilmiyordum 10 küsur sene geçti hala ne hissettiğimi çözemiyorum. yaratıcılığım hat safhada idi. bunu da bipolar bozukluğuma bağlıyorum. çünkü 4 senedir ilaç kullanıyorum ve köreldim. oysa ne açıktı o melankolik olmadığım anlarda zihnim, ne güzel üretirdim notalarla soloları.

    diyorum ya bence çocukluk önemli bi dönem. ben 13 yaşında ayrı yaşama kararı verirken, birilerinin beni tutması gerekirmiş. her çocuk yalnızlığı kaldıramayabiliyor. bu kadar sene sonra farkına varıyorum ki, ben kaldıramamışım. benim sevgiye ihtiyacım varmış aslında hep. hala bana sarılmalarını sevmem, öpmelerini sevmem. böyle büyüdüm ben, yapayalnız. yalnızlık hiç değişmiyor işte. şimdi sık görüyorum ama. ama işte, bi çocuk tek başınalığa 13 14 yaşında alışmamalıymış.

    iz bırakanlar unutulmaz
hesabın var mı? giriş yap