• punisher hayranlarını özellikle ilk faciadan sonra oldukça mesut edecek bir film olmuş. konu olarak bir şey yok, sonuç itibariyle punisher filmin başında öldürmeye başlıyor, sonunda öldürerek bitiriyor. bu arada bol kan, bol aksiyon ve bol kahkaha ile size izlemek kalıyor. punisher kavramına biraz olsun yabancı değilseniz oldukça eğlenebileceğiniz bir film.

    --- spoiler ---

    punisher filmi tek jeton ile bitiriyor.

    --- spoiler ---
  • uzun bir aradan sonra beklenen performans ile sahalara donen frank castle'in ortaligin kelime anlami ile amina koydugu, bunu yaparken de bizi zevke bogdugu film olmu$. pek $ahane.

    punisher usta'nin konu derinligi yerine mermi deligi ile gonlumuzu fethettigi bir gercek.
  • garth ennis'li punisher elementleriyle klasik punisher elementlerini harmanlamış bazı yerleri kafasına göre değiştirmiş ve temel hikaye itibariyle çizgi romandan bağımsız biçimde kafasına göre takılmış bir film. senaryo açısından "kafasına göre takılmış" desek de punisher çizgi romanlarının ruhunu yansıtıyor. frank castle film esnasındaki olaylara tam kendinden beklenecek şekilde yanıt veriyor.

    film daha önce de belirtildiği gibi aşırı şiddet ve kan içeriyor. öyle ki bazı sahneler b sınıfı korku filmlerini anımsatıyor kısa bir anlığına.

    oyunculuklarda benim görebildiğim bir berbatlık/harikalık yok. julie benz'in kötü durduğu anlar var, ray stevenson'ın iyi olduğu anlar var ama süper bir performans ivmesi kazandıkları yok. soap karakterini dahil etmek ennis-severlere tatlı bir göz kırpış olmuş. soap karakterini bunalımlı ve loser birinden ziyade becereksiz ve salak olarak resmetmişler; orijinalinden fersah fersah uzak olmasa da orijinaline sadık kalınsa daha güzel olurdu diye düşünüyorum.

    bundan sonrakiler spoiler olabileceği için uyarayım;

    sevdiklerim:
    -ray stevenson karakteri fiziksel olarak iyi temsil ediyor
    -punisher'ın "masum" öldürmesi ardından cozutması
    -punisher'ın kiliseye gitmesi. bu çok muhtemel bir preacher dolayısıyla garth ennis göndermesi. içerideki dialog da lezzetli!
    -finaldeki jesus saves'in sadece saves'e dönüşmesi
    -soap
    -jigsaw ve arıza kardeşi çeteleri biraraya toparlarken abd bayrağı önünde konuşma yapmaları

    sevmediklerim:
    -çok miktarda güzel dialog/monolog içermemesi. 2004 versiyonu bu bağlamda daha başarılıydı bence
    -microchip
    -rusları yakalatalım-bizi serbest bırakın anlaşması (yokan*nınamı)

    özetlersek fena bir film olmamış. yobaz olmamaları koşuluyla fan'leri tatmin eder gibime geliyor. onun dışında punisher nedir bilmeyenler için de 2 saat kafa yormadan izlenebilir bir film çıkmış ortaya. bu film bir daredevil değil ama batman begins de beklemeyin derim.
  • çatıdan çatıya zıplayan elemanı roketle patlatan castle abimizin ortalığı kan gölüne çevirdiği film.
    frank psikopat, e suçlular psikopat ortalık kandan geçilmiyor ve bence ilk filmden daha iyi bir film.

    göndermelerden bahsedilmişken otele girip milleti üçer beşer öldürdüğü sahneler de max payne i hatırlattı...
  • ilk filminden daha iyi eleştiriler almasına rağmen 4 milyon dolarlık ilk üç gün hasılatıyla gişede batan film.

    dipnot: punisher war zone 2004 yapımı the punisher'ın devamı değildir, reboot'tur.
  • iki soguk bira, bir yakın arkadaş ile güzel bir -bol kanlısından- aksiyon izlemek istiyenleri kesinlikle tatmin edecek film. marvel ürünü olması, frank castle ile 2 saat gecirmek işin tuzu biberi oluyor. yıllarca salt aksiyon beklentilerimizi die hard la giderirken böyle güzel opsiyonlar cıkması sevindiriyor insanı.
  • bir önceki punisher adı altında çekilen rezalet düşünülürse, punisher hayranı olan bünyeme ilaç gibi gelmiş filmdir. soap'ın ezikliği, punisher'a uygun olarak kopan uzuvlar, dağılan kafalar, şiddet tam dozunda olmuş. scarface göndermesi* ve klasik reservoir dogs yürüyüşü de filme ayrı bir hava katmış. film boyunca beklediğim "o saç kesilecek" repliği gelmese de, bir punisher hayranı olarak, benim için birden fazla kere seyredilecek bir film olmuş.
  • 5 aralıkta çıkacak film malesef fragmanıyla atv aksiyon kuşağındaki don "the dragon" wilson filmi tadı verdi. işin ilginci bütçe kısıldığından bu duruma düşüldüğünü düşünmüştüm oysa wiki'deki değerler doğruysa eski filmden (2004) %33 daha fazla bütçesi var bu filmin.

    ray stevenson fena seçim gibi durmuyor punisher karakteri için; zaten şu ana dek tip olarak "yok lan öyle mi olur panişır" denecek punisher görmedik. dolph lundgren bile saçları siyaha boyanıp formata uygun hale getirildi.

    fragmanlarda çizgi romanlara gönderme yakalayamadım pek. punisher'ın nemesis'i jigsaw arz-ı endam etmekte. jigsaw'un jigsaw olma sürecini de yamultup çizgi romandan saptıracaklar gibi duruyor zira ben dev bir mikser gördüm fragmanda.

    kütür kütür julie benz oynuyor onu ekleyelim.
  • --- spoiler ---

    dexterin karisi gelip ordan sifreyi soyluyor efenim o yuzu bircik pincik olan jigsaw kasayi acarken o sifreyi girmek icin dondurdugu yarim silindirimsi dalgamotorun uzerinde greenleaf bilmemne yaziyor. kasa da bos cikiyor. olacak is degil.

    --- spoiler ---

    hayatta gozumden kacar mi sandiniz lan yonetmenler! dava acip surundurecem sizi! ya da efendi efendi tatmin olacagim seyler yollayin da dava etmiyim bu konu buda kapansin.

    soru: nick fury'yi de akitin artik lan?
    (bkz: richard anderson)
hesabın var mı? giriş yap