• konuyla ilgilenenlerin bildigi uzere, bilgisayarlar ile tam olarak random bir icerik uretmek mumkun degildir. bilgisayarlarin urettigi "sozde random" veri, aslinda cesitli parametrelerin onceden belirlenmis bir fonksiyondan gecirilmesi ile uretilir. "daha random" olarak adlandirdigimiz sey, ortaya cikan "sozde random" veriyi "daha random" kilan sey, ureten fonksiyonun ve o fonksiyonun parametrelerinin kestirilmesinin zorlastirilmasindan ibarettir.

    ornegin; cok basit bir "random veri uretme algoritmasi" benim bu entry'yi yazmak icin kullandigim harfleri veri olarak alsin. bu harflerin ascii karsiliklarini toplasin ve ortaya cikan sayinin tum hanelerini toplasin, ortaya cikan sayi salliyorum: 138623 olsun. bu harflerden bir tanesinin bile degismesi, sonucta ortaya cikan sayinin degismesine sebep olacaktir. ama tamamen ayni veriyi [bu entry'nin icerigini] verirseniz ve fonksiyonu yani sayiyi hesaplama yontemini bilirseniz ayni sayiyi kolayca uretebilirsiniz.

    tahmin edebileceginiz uzere bu cok basit bir algoritma ve gercek hayatta bilgisayarlarin random sayi olusturmak icin kullandigi algoritmalar bu kadar basit degil [genellikle veri olarak, hesaplama zamaninin milisaniye cinsinden zaman karsiligi gibi kestirilmesi guc girdiler kullaniliyor].

    bu niye onemli ? cunku bu random sayilari sifreleme islemlerinde kullaniyoruz dolayisi ile tekrar uretilememeleri, sifreleme sistemlerinin cozulememesi icin bir zorunluluk. ote yandan, basta da dedigim gibi son derece zorlastirilsa dahi teorik olarak "tamamen random" kilmak en azindan henuz mumkun degil.

    velakin bu entry'nin konusu bilgisayarlar ve urettikleri random sayilar degil. benim merak ettigim konu su. ornegin size aniden "bana tamamen rastgele bir sekilde ilk aklina gelen seyi soyle" desem, akliniza gelen ilk sey size yeterince random gorunse bile aslinda gercekten yuzde yuz random mudur ? yani beyin, bilgisayarlarin aksine random bir veri uretebilir mi ?

    size boyle bir soru sordugumda, cevap olarak verdiginiz ve size random gorunen bir veri aslinda 30 sn once yururken tabelada gordugunuz bir yazinin size hatirlattigi eski bir aniniz ya da disaridaki cocuklarin birinin digerine bagirdigi bir cumlenin beyninizde farkindaliga erismemis ama duymus oldugunuz icin beyninizin isledigi, dolayisi ile bir sekilde noronlarinizda bulunan karsiligi da olabilir. siz o verinin random oldugunu dusunuyor olabilirsiniz ama beyniniz her an, uykuda dahi cevreden gelen verileri isledigi icin o verinin cevreden gelen ve dolayisi ile random olmayan bir bilgi olmasi cok olasi.

    olasi diyorum, cunku -en azindan benim bildigim kadariyla- bunu test etme yontemimiz yok. bilgisayardaki fonksiyonu ve parametrelerini kontrol edebiliyorken beyin icin bunu yapamiyoruz, dolayisi ile test edemiyoruz.

    o halde bir sonraki soruya gelelim.

    alan turing'in turing machine'i gibi hayali bir makina dusunelim ve adina guru machine diyelim. bu makina bir insan tarafindan kendisine verilen bilginin, o insanin beyni tarafindan tamamen random uretildigine veya cevresel faktorler gibi sebeplerle ve aslinda random olmayan bir sekilde uretildigine karar verebiliyor olsun. boyle bir makina tasarlanabilir mi ?

    tartisiniz.
  • winampin sarkilar arasinda "saldim cayira mevlam kayira" ruhuyla secim yapmayi saglayan playlist modu.
  • (bkz: rastgele)
  • bilincin olusabilmesi icin noron sinir sisteminin kurulmus, network altyapisinin tamamlanmis ve thalamo - kortikal sisteminin islevsel olmasi gerekiyor. gebeligin 27-28. haftasinda, duyu organlarindan beyine iletilen bilgilerle henuz anne karnindayken bilinc olusmaya basliyor ve beyin olumu gerceklesene kadar elde ettigimiz akumulatif bilinc hayatimizi sekillendiriyor.

    diyelim parkta oturmus herhangi bir seyle ugrasirken, birden "aklimiza bir $ey" geliyor, bir fikir, bir idea. o an yaptigimizla alakasi olmayan fakat bizi heyecanlandiran bir dusunce.

    "aklimiza gelen" bu "$ey"'i aklimiza getirenin ne oldugu, hangi asamalardan gectikten sonra beynimizin bu fikirle ya da dusunceyle onumuze geldigi muamma. fakat gebeligin son aylarindan, parkta oturdugunuz o ana kadar elde ettiginiz birikmis bilincin bir eseri gibi gorunse de, bilincin "aklimiza gelen"'in aklimiza gelmesinde tek ba$ina sorumlu olup olmadigi belirsiz.

    dolayisiyla "aklimiza gelen"'in randomluk derecesi konusunda kesin konu$mak mumkun degil. bilinc, randomize fonksiyonunun tek parametresi gibi gorunmuyor, ancak parametrelerinden biri olabilir. digerleri o anki cevre, beynin ve vucudun anlik kimyasal dengesi, vs.

    bizi biz yapan bilincin deneyimlerden olusmus oldugu (bkz: qualia) a$ikar; ne kadar genel gorunse de ki$iye ozel deneyimler. ornegin bir elmayi yeme deneyimi. elmanin tadi her ne kadar hemen hemen herkesce bilinen bir ozellik olsa da, her ki$iye verecegi deneyim farkli olacaktir ve ba$ka hic kimsenin %100 olarak bilemeyecegi deneyimlerdir. (bkz: what is it like to be a bat)

    bilinci olusturan bu deneyimlerden, norolojik baglanti haritasinin durup dururken cikartabilecegi bir $ey'in aklimiza gelmesi de tamamiyle random degildir kanimca. zira "akla gelen", bilincimiz dahilinde olmak zorunda. 1000 sene sonra bir fizikcinin aklina gelecek bir fikrin su an hic birimizin aklina gelmiyor olmasinin sebebi, bilincimizin onumuzdeki 1000 yilda edinilecek deneyimleri ve bilgileri kapsamiyor olu$udur. da vinci gibilere genius denmesinin sebebi de budur. zamaninin cok ilerisinde du$unebiliyor olmalari.

    randomize fonksiyonunun bir limiti oldugu da bu vesileyle gorulmu$ oluyor. beyinlerimizin uretebilecegi herhangi bir ciktinin, eger dahi degilsek, bu limitler dahilinde olmasi gerekiyor. her insanin bilinc seviyesi, limitleri, cevresel faktorleri de degi$kenlik gosteriyor.

    noronlarin random elektrik sinyalleriyle diger noronlarla baglanti kurmasi neticesinde "aklimiza bir $ey" geldigi du$unuluyor. beynin kimyasal dengesinde yapilacak ufak ve zararsiz oynamalarla bu tip random baglantilarini arttirmanin aklimiza daha cok heyecan verici $eylerin gelmesine sebep olabilecegi sonucuna varabiliriz. ornegin cikolata.
  • arthur dent'in trillian dan olma ruh hastası kızı. (bkz: mostly harmless)
  • el değiştirdikten sonra uzun süre gitmediğim, gittikten sonra da bir türlü eski sıcaklığını bulamadığım, benim için eskiyen mekan.

    müzik kalitesi çok kötü olmuş, konuştuğunuzu duyamıyor, derdinizi karşınızdakine anlatamıyorsunuz. servisleri yavaşlamış, daha çok insanı sığdırmak için her yere masa koymuşlar, eski sıcaklığı kalmamış.

    evt işte söylüyorum; daha da gitmem random'a.
  • insanın olup olamayacağını şurada bir abi kendi sormuş kendi cevaplamış, toparladığı linklerden birinde insan girişlerinin rastsallığını değerlendiren bir yazılım da mevcut: http://www.lancaster.ac.uk/…taff/towse/rgcpage.html

    deterministik makineler olmadığımızdan dümdüz çizgi çizeyim de rastsallığı bozayım desek bile ince motor kaslarının hareketinin rastgeleliği gerçek. düşünce örgüsü gibi neredeyse hiç bilemediğimiz kapalı kutunun gerçek rastgele olduğuna emin olabiliriz, kötü niyet de istatistiksel analizden kaçamaz.
  • dünyada pub olma iddiasında bulunup da rezervasyon alan, ya da "rezerve buralar" yalanıyla kalabalık olmayan grupları geri çeviren belki de işletme. diyelim bir bira atmaya gittiniz buraya; yanınızda 3 kişi daha olmadığı için bahçede oturamıyorsunuz, öyle bir hanzoluk. gelgelelim cinayet işlendiği zaman garsonlar bacağa yapışıyordu noolur gel otur diye müşterisizlikten.
  • bugün atakum rock city'de dinlediğim muhteşem eğlenceli müzik grubu
  • yaratmasi yalan olmus hadise. cunku rastgele diye bir seyi yaratmak diye bir sey yoktur.ve cunku von neumann da der ki, her kim random sayiyi artimetik yollarla yaratiyorsa, gunah isliyordur.
hesabın var mı? giriş yap