• kelebekler filminin seansını kıl payı kaçırmamız sonucunda bugünün sinema faslı kendisine nasip oldu.

    pop kültür atıfları, old school müzikler, izlemeyenlerin dahi tanıyacağı filmlerden kesitler, oynamayanların dahi bir şekilde tanıdığı oyun ve oyun karakterleri ile inanılmaz keyifli bir zaman geçirmemizi sağladı. kitabını okumamıştım, konu/senaryo ile ilk kez filmde karşılaştım. bu açıdan bakan biri olarak, çok eğlenceli ve bittiğinde içinizde iyi bir his bırakan bir film olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.
  • --- spoiler ---

    kitabını okumadım ama daha çok blizzard karakteri görmek isterdim. bolca tracer ve ucundan raynor gördüm yanlış hatırlamıyorsam.

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    sanırım filmin en büyük sıkıntısı olayları 2 saate sıkıştırabilmek olmuş. kitabı okusun okumasın herhangi bir kişi "dünya üzerinde 1 kişi bile 4 yıldır ilk ipucunu bulamazken, veledin biri 2 günde tüm oyunu nasıl çözdü?" diyebilir, ki filmin verdiği hissiyat da bu.

    onun dışında çok beğendim. fragmanlarda film çok karmaşık olacakmış gibi duruyordu ama spielberg müthiş bir iş çıkarmış. çoğu sahne kitabı okurken hayal ettiğim gibiydi.

    --- spoiler ---
  • son zamanlarda beni en çok tatmin eden film olabilir kendisi hatta dayanamadım 1 kere daha izledim. oyun oynamayı seven insanları kucaklayan güzel bir film olmuş
  • sanatın alıcısı yokmuş. o anlaşıldı. yine de devam.

    az evvel izlediğim film. unutmadan yazayım dedim. ki çok zor. biraz sarhoşum. her satırı tekrar tekrar yazıyorum. bu gece hep bozuk.

    hayatımda ilk kez sinemada dublaj film izledim. mecburen. seans uymuyordu ve herzamanki gibi bilet kodlarımın son günüydü. korktuğum kadar kötü değildi. veya ben polyannaydım.

    güzel bir filmdi. seksenlerin sonlarına kıyısından yetişmiş olduğuma sevindim. ama layığıyla anlamak için seksenlerin başından itibaren yirmili yaşlarda olan bir kuşak gerek sanırım.

    filmdeki faberge yumurtasında asıl gizlenen, "git ve seksenlerin popüler kültürünü iyice öğren" di. bence. 80'ler önemli. bilgisayarların iş ve ev hayatımıza aktif girdiği, ilk bilgisayar oyunlarının çıktığı, bilim kurgu, korku ve fantastik sinemanın muhteşem, hala geçilememiş kültleşmiş örneklerinin çıktığı, müzikte de teknolojik bir devrimin yaşandığı yıllar, bir nevi teknolojik milat 80 ler. ve film diyor ki, bilgisayar oyunlarını seviyorsan, ustalara saygı duy. düşün altında kefensizce yatanı diyor. git hiç değilse dinle, izle, adlarını öğren diyor.

    sana bugünleri veren çok yakın bir dünü öğrenmek gerek. yalnızca müşteri değil birey olabilmek için.

    ama bizim millete kar etmez. hatta amerikan milletine de kar ettiğini sanmam. çocuklarıyla izlemeye giden ve 80 lerde en azından 15 yaşında olanlar da bir bok anlamamıştır. sinema neredeyse boştu. boş boş gülen birkaç ergen ve daha da salak ebeveynleri...

    filmin birçok güzel mesajı vardı. gerçek dünyada yaşa diyordu ama halliday kendini oasis'e transfer edebilmişti*

    gerçeklikle bağını koparma, arkadaş edin, aynı davada savaşacak yandaşlar edin, hatta ordu kur(tabii ki sanal ortamda haberleşerek gerçek dünyada bir araya geliyorlardı). gibi bir dizi güzel mesajı vardı filmin.

    öte yandan,
    steven spielberg'in "izmir yunan şehriydi. türkler işgal etti" bok yemesini unutmam mümkün değil. kurtuluş savaşımızı ve isgalcilerin yunan olduğunu, şehrin bizim olduğunu gayet iyi bilecek kültürü var spielberg'in. ve fakat, akp- israil ilişkileri doğrultusunda pozisyon alan bir çıkarcı hollywood yahudisi. ermeni ve rum lobilerinin destekçisi bir tip. bu filmde biraz veda etmiş, biraz da ölse ne kadar ölümsüz kalır, "beni unutmayın anacım" demiş. kendi filmleri, üçüncü türle yakın ilişkiler ve e.t. bu filmde adını anmayarak, andığı 80'ler aslında.

    sorry türk düşmanı spielberg, hepimiz ergenlerin hatırladığı kadarız.

    edit: haa bir de filmin sonunda, haftada iki gün oasis'i kapatmak ne amk?! bir çuval inciri mok eymişsin. istemezsen girmezsin. çok salakça.

    edit: türkler hakkındaki spielberg sözleri röportajından, fimden sahne değil.
  • kitabın oluşturduğu ready player one evreninde geçen oldukça alternatif bir parzival hikayesi olmuş. film olarak fena değil, hatta imax'te epey keyif aldım da diyebilirim.

    fakat kitabı tam bir geek pornosuydu. hem sayfa başına düşen 82374 pop kültür referansı, hem hikayenin asıl akışı ve nefes kesicliği açısından çok mükemmel bir sanat eseri olmasa da aşırı akıcı ve soluk soluğa okunan bir kitaptı.

    filmi beğenip kitabı okumadıysanız kesinlikle okumanızı tavsiye ederim, zira halliday'in ölmesi ve easter egg mevzusunun ortaya çıkması dışında tüm olay örgüsü farklı akıyor. karakterlerin öyküsü ve gelişimleri de yine oldukça değişik. bambaşka bir kitap okuyacağınıza emin olabilirsiniz.
  • 80'lerde ve 90'larda doğanlar için mükemmel göndermeler içeren, aksiyonun dozu güzel ayarlanmış, imax teknolojisi sonuna kadar kullanılmış bir feel good movie. birkaç saatliğine beyin boşaltıp, insanı alternatif bir evrene ışınlama işlemini çok iyi yapıyor. siz de, filmde gözlüklerle oasis evreninde, gerçekliği unutan karakterler gibi; sinemada 3d gözlüklerinizle, filmin içine girip, gerçeklerden uzaklaşıyorsunuz.

    söylemeden geçemeyeceğim, başroldeki ergen, pek sevimsiz ve hafif yetenek yoksunuydu. o yönden biraz konsantrasyon eksikliği yaşadık. sanırım spielberg, parayı oyunculara kaptırmak yerine, özel efektlere abanmayı tercih etmiş. bu arada, ilk başta sadece dijital versiyonu görünen bates moteldeki kızı sesinden tanıdığım için, kendi kendime şaşırdım resmen. tabii, kötü karakter rolünde, bloodline'daki hain ağabeyi, biraz kilo almış ve gençleşmiş halde görmek de hoş bir sürpriz oldu.

    sonuç olarak, mutsuz ayrılmayacağınız film. gidin görün. 2000 ve altı doğumlu akrabanız/çocuğunuz varsa, onu da götürün. bizim dönemin referanslarından mahrum kalmasın yavrucak.
  • bu filmi beğenmemeyi anlayamıyorum eğer geek ise bir kişi.
    ben bir half geek ve married to a geek olarak bu filmi çok sevdim.
    ben çocukluğumun bir çok göndermesinden mutlu oldum. aksiyon tadında idi... sıkılıyorum çok aksiyon olunca normalde.
    ayrıca verdiği mesaj da şu an ki gençler için oldukça önemli.
    daha ne olsun.
  • spielberg’e akıl veren ekşiciyi de gördü ya bu gözler daha ne diyeyim*

    tanım: spielberg’in en iyi onuna girebileceğine inandığım beni çok mutlu etmiş bir filmdir.
hesabın var mı? giriş yap