• yemekteyiz izlerken aglamaktir zaman zaman.
    sofralarin vazgecilmezi pacanga boregine bakip sezercik gibi ekrana yapismak, 'nesini begenmediler ki?' diye sormak,
    'nasil zayifladin bu kadar?' diye soranlara 'acim bacim accccc' diye cevap veren seda sayan'i anlamaktir.
    neresinden baksan bi huzun kumkumasi, bi efkar toplasmasi, bi duygu selidir rejim yapmak.
    ya da benim karnim cok ac.
  • çılgınlık kavramınızı değiştiren olay;

    ''bugün bir çılgınlık yapacağım ve üç yerine dört köfte yiyeceğim!''

    ''hatta ve hatta yanında yoğurt da yiyeceğim lan!''
  • normalde "ay midemi bi tuhaf yapıyo" diyerek yüzüne bakmadığınız elmayı yerken, bitmesin diye dua etmek.
    nefret edilen kepekli makarna yenirken gözlerden istemsizce bir damla yaş süzülmesi.*
  • rejim yapmak bir hayat tarzıdır.

    evet, biliyorum ki bunu okuyan insan, allah aşkına bir siktirip gider misin lütfen diyecek, daha sonra aburcuburlarını yemeye devam edecek, ama öyle mi ya gülüm. bak burada yıllarını bu işe vermiş bir insan evladı konuşuyor. bir nevi içimde, ebru şallı'nın plates aşkı gibi bir rejim aşkı var...

    ilk olarak, tüm rejimler, aslında kısa sürede kilo vermenin değil, beslenme alışkanlığının değiştirilmesinden falan bahseder... lakin her gün evine bir paket aile boyu cips ile dönen insana bunu söylemek, maymuna fıstık atmayın demek gibidir insan için, kimse sikine takmaz.

    ilk önce kararlı olmak gerekiyor ve psikolojik olarak hazır olmak... eğer içinizden sürekli rejimde olup şunu yiyemeyeceğim, bunu çok özleyeceğim diyorsanız, siz hazır değilsiniz henüz. patlayana kadar istediğiniz her şeyi yemeli öyle gelmelisiniz karşıma...

    ikinci kararlılık ise damak tadı denilen şeyinizi sikip atmayı kabullenmek üzerine kurulu. bu gerçekle yüzleşin. damak tadı dediğiniz şey hiç hoş bir şey değil...

    ilk olarak şunu söylemeliyim ki, eğer aşağıda sayacağım light ürünler ile yeni karşılaşıyorsanız pes etmeyin.
    +light süt
    +light yoğurt
    +light kola
    +light eritme peyniri
    +light reçel

    bu saydığım beşli ilk kez tadanlar için dünyadaki en sikik ve gereksiz şeylerdendir. bizzat tattım biliyorum. ama ne var biliyor musunuz, irade... işte bu irade ile, sevseniz de sevmeseniz de sofranızdaki şeyleri az kalorili versiyonları ile değiştirmelisiniz. o su katılmış taklidi yapan sütü bu ay, o kıvamsız yoğurdu gelecek ay diğerinin yerine koymalısınız...
    bir iki ay sonra zaten siz bu suntaları çok lezzetli bulacak, normal ürünleri iğrenç yağlı şeyler olarak algılayacaksınız.

    bir diğer rejim yanlışı da sanırım tatlı yememeliyim ühü ühü olmalı. herkesin hastası olduğu yiyecekler vardır. sizinki iskender, onunki, baklava, berisinin ki çikolata olabilir. haftada bir gün istediğiniz yemeği yiyeceği yiyin, yoksa o rejim yalan olur.

    domates, salatalık, marul gibi tatsız ve bir o kadar da düşük kalorili besinler muhteşem tadı olan yiyecekten önce midenizi doldurmanız için vardır. nasıl ki en sevdiğiniz yemeği sona bırakırsanız, bunları yemeğinizin boyutunun iki katı yedikten sonra ana yemeğe geçerseniz az kalori alırsınız, geçebilirseniz tabi doymadan.

    ayaklarınız sizin tanrınızdır. market torbalarınızı taşıyıp, her yere yürür, her merdiveni çıkarsanız bir mutluluk abidesi olabilirsiniz. eve araba ile market torbalarını götürmek yerine elinizde 10 kg + taşırsanız kendinize bi şeker gibi ödül verebilirsiniz de...

    ve evet zayıflamak muhteşem bir ayrıcalık. en küçük bedenleri giymek, giysilerin size yakıştığını, kırışmayıp, pot yapmadığını bilmek bile insanın özgüvenine özgüven ekler...
    kilo verme işlemini olmak istediğiniz kilo -4 şeklinde yaparsanız, geri kilo alsanız bile ideal kilonuzda oluyorsunuz. evet

    edit: light cips iğrenç bir şey.. hayallerini yıkmak istemem.
  • akşam saat 8 de dişlerini fırçalayarak dükkanı kapatmaktır.
  • tam 6 ay önce ilk aşamasını tamamladığım , 1 sene gibi bir süre boyunca yaptığım ve bana 40.000 gram kaybettirmiş olay. 6 ay boyunca düzenli ağırlıktan * ve kofti sporlardan sonra, bugün tekrar başladım ve artık işin piri olduğum için kolay geçeceğini düşünüyorum. gelelim işin sırrına: öncelikle neden rejim yaptığınızı ve hedeflerinizin ne olduğunu bilmelisin. o hedef sizi derinden tutuşturacak ve diyeti asla bozamayacaksınız.
    (bkz: burning desire)

    ikinci aşama kendinize uygun ve sıkılmayacağınız bir spor bulmak. vucüt tipinize ve geçmiş spor deneyimlerinize göre bulabilirsiniz. ancak vucüt rejimle sarsılacağı için yavaştan başlamakta fayda var tempoya.
    benim seçimim (bkz: kickbox)

    üçüncü aşama diyet listesi kesinlikle ve kesinlikle bir diyetisyene gidilecek arkadaş lamı cimi yok. kısa kesiyorum bu bölümü.

    dördüncü bölüm sabır. belki de en önemlisi bu. sürekli tartılmayın, vucüdun belli dönemlerde yağ yakmaması doğaldır önemli olan istikrar. sporu yaparken bugün az yerim az koşayım diyorsanız bu sizin için bir hata olacaktır. ayrıca günlük yaşam döngüsü içerinde çok sık hareketsiz kalmayın. 1 saat bilgisayar başında iseniz saat dolunca 20-30 mekik çekebilirsiniz.

    beşinci bölüm ise en önemlisi. inanın verilen kiloyu sabit tutmak, o kiloyu vermekten çok daha zor ve bu şekilde bumerang diyet ile çok haşır neşir olursanız bu iş kısır döngüye girebiliyor. evet şans yok ne yesek yarıyor ancak bu değiştirilebilir bir sıkıntı.

    şimdi elindeki tostu bırak, ağlamaya da vakit yok. sakin ol şampiyon ve kararını ver.

    yaklaşık iki yıl sonra gelen edit: -20.000 gr daha artık yok. olayı bitirmiş biri olarak, yukarıda yazdıklarıma tekrardan imzamı atarım arkadaş.
    no pain no gain...

    yaklaşık iki yıl daha sonra gelen edit: +20.000 aldım iki yılda. yaş arttıkça, stres arttıkça, gelir arttıkça hep eski dostumda aradım çareyi. hep derlerdi kilo vermek kolay muhim olan onu korumak diye. artık çok daha iyi anlıyorum ve malesef yaşamadan bilinmiyor. bugün itibarıyla tekrar başladım spor ve diyete. inşallah iki ay içerisinde bu yazıyı tekrar editleyeceğim. bunu da buraya yazıyorum ki ileride baktıkça hep hatırlayayım..
  • yanlış yapıldığında kafayı yedirten eylem. bu aktivite yüzünden az önce mutfakta gollum edasıyla gizlice pasta yedim. yok mısır gevreğiydi yok salataydı derken sonunda sıyırdım, hissediyorum. çünkü sevgili annem 'gel bak pasta getirmişler ye' dedi ve ben buna karşılık 'tanrı aşkına neler diyorsun anne, asla yiyemem, çok kalorili o, görmüyor musun sırf krema!' diye bir tepki verdim. herkes salona gittikten sonra gizlice buzdolabını açtım, bir dilim kestim ve 10 saniye içinde tükettim. nasıl bitti anlamadım bile. o yüzden benden siz yoldaşlarıma tavsiye, benim gibi çok aç kalayım da hızlıca kilo vereyim gibi bir düşünceye kapılmayın. utanmasam pastayı kesmeyip direkt ellerimle saldıracaktım.

    edit: imla.
  • sabah simit poğaça kokularının arasında işe yürümektir. ama bu sadece kilo almamanı sağlar. vermek için o kokuların arasından “koşarak” geçmen gerekir.
  • sene olmu$ 2012, hala kalori sayan insan mevcut.

    a$iri kilolu degilse, saglik sorunu yoksa "yani sabahlari iki dilim kepekli ekmek, bir kibrit kutusu.." filan diyen insani sevmiyorum. yemek mi yiyorsun, fizik problemi mi cozuyorsun.

    cok basit bir gercegi sunayim: beyaz ekmek yerine tam tahilli, iki tabak makarna yerine bir tabak makarna, kati yag yerine her ama her zaman ve her yemekle sizma zeytinyagi, yanmi$ gidalar (kizartmalar, cipsler, fast foodlar) yerine izgara, az pi$mi$ veya cig gidalar, cikolata ve gofret yerine kuru meyveler, kuruyemi$ler, bol bol balik, bol bol zeytinyagli sebze, bol sogan sarimsak, krema yerine yagsiz krem peynir (makarnaya koymak icin mesela), mayonez yerine de yagsiz krem peynir..

    rejim literaturunde "kacamak" adiyla anilan o deh$etengiz nutellalar, bal-kaymaklar, pastalar borekler de bence "kacamak" filan degil, normal yemek i$te. sadece gidip nutellali ekmegin uzerine bir de bir tabak makarna yemeyin. onu kendi icinizde hallediverin artik, biftek ve salata yerine oturup borek yiyorsan da yiyorsundur, uzerine diger ogunu de sokma sadece. bir de metabolizma gunduz daha hizli cali$tigindan o "kacamak" denen naneleri gun icinde ye, ak$ama miden bo$ uyu.

    bu saydigim $eyleri yapip da hala 34 beden degilsen de olmaman gerekiyor ki. hadi gul hatrin icin pastayi boregi de yeme, ama hala kemiklerin sayilmiyorsa saymaya cali$ma. gun icinde toplam iki dilim ekmekle kendini oldurmeye cali$ma. eger kati yagdan, kizartmalardan, a$iri hamurdan, beyaz ekmekten filan uzak duruyorsan zaten sagliklisin demektir. saglik e$it degildir anoreksik goruntu.

    son olarak zeytinyaginin onemini biraz daha vurgulamak isterim. pilavinizi da zeytinyagiyla yapin, eliniz lezzetliyse zaten guzel olur. marifetsizseniz de bir kilo tereyagi da atsaniz bir halta benzemez o. kati yag kullanmazsaniz olecekseniz de tereyagi ile zeytinyagini e$it oranlarda kari$tirabilirsiniz. ama margarin kullanmaya kalkarsaniz bozu$uruz, yuzunuze bakmam.
  • "mesut yar kadar da mı olamıyorsun?" deyip geri başladığım aktivite.
hesabın var mı? giriş yap