• tahminimce bir başkanlık seçimini kaybettikten sonra yeniden aday olabilip bir de üstüne seçilen ender amerikan başkanlarından biridir. (hatta belki de bu konuda tektir.)

    edit: john adams, thomas jefferson ve andrew jackson da kaybettikten sonra girdikleri seçimleri kazanmışlar. (nerde o eski istanbul a teşekkürler). o zaman belki şöyle demek lazım: bu başarıyı 20. yüzyıldan sonra yakalamış tek başkandır. (bildiğim kadarıyla)
  • amerika birlesik devletlerinin sevilmeyen baskanlarindan birisidir kanimca. vietnam savasini bitirmek disinda bir icraati olmamistir ancak kendisi watergate (bkz: watergate skandali) olarak bilinen utanc verici bir skandal ile koltugundan olmustur (tabi bunda halk buyuk rol oynadi). ayrica bill clinton ve bir kac baskanin yuzlestigi "impeachment" yani baskanin sorgulanmasi/yargilanmasi olayindan baskanligindan istifa ederek kurtulmustur. son olarak nixon amerikanin ilk ve tek istifa eden baskanidir. bu arada bill clinton'i yargiya goturen olay (bkz: monica lewinsky).

    edit: telefondan entry giren bir adamim yazimda imla hatasi olabilir. o degilde bu teknoloji guzel birsey arkadas

    edit: kendisi ile bir bucuk yil sonra genis ve detayli bir arastirma yapma firsati buldum. ve fikrimi degistirdim. kotu bir adam degilmis arkadas aslinda. biraz psikolojisi garip sadece. yoksa bircok amerikan baskanindan daha zeki birisiymis. cocuklugunda fakir bir aile'de buyumus, harward'i kazanmasina ragmen maddi durumlar yuzunden gidememis. hatta abd baskanligindan sonra daddy bush ve bill clinton'un foreign policy surecinde onlara cok yardimci olmus, hatta zaman zaman rusya ve orta dogu ulkelerine yaptigi ziyaretler ile iliskileri guclendirmistir.

    ayrica merak edenler icin

    (bkz: the president's club)
  • terleme konusunda ismail türüt ile kafa kafaya kapışabilecek eski abd başkanıdır.
  • beyaz sarayın her yerine dinleme cihazları koyar. kendi sesli günlüğü bir anlamda.

    skandallar yüzünden savcılık bu ses kayıtlarını ister. nixon, başkana/yürütmeye has ayrıcalık (bkz: executive privilege), bu kayıtları vermek zorunda değilim der. the supreme court, executive privilege her koşulda geçerli değil, daha üst bir çıkar (bkz: overwriting need), mesela böyle bir ceza davasında olduğu gibi, varsa başkana has ayrıcalık geçerli olmaz der.

    sonuçta ortaya missing 18 minutes of watergate tapes ismi verilmiş ve hala çözülememiş bir gizem kalır. çünkü nixon bu kayıtları vermek zorunda kalmıştır.

    87 yaşında ölecek olan sekreteri rose mary woods mahkemede kayıt cihazı kendi odasında olmamasına rağmen, artık nasıl olduysa, ayağının kayıt cihazının sil tuşuna yanlışlıkla dokunmasıyla ilgili kayıtları sildiğini kabul etmiştir. bir nevi şu. nixon sekreteri woods'la ilgili 'aileden biri gibi yakın' ifadesini kullanacaktır daha sonra yazdığı hatıratında.

    öyle veya böyle görevinin gereğini yerine getiren bu yakın dost 2005 yılında alliance, ohio'da bir bakım evinde ölmüştür.
  • amerika birleşik devletleri'nin altın standardını tamamen bırakmasına sebep olan eski başkan. o günden bugüne amerikan dolarının değeri yaklaşık %90 azalmıştır; ancak petrol ticaretinin çoğunlukla dolar üzerinden yapılması, ve amerika'nın doları istediği gibi basabilmesi sebebiyle amerika, dünya ekonomisine hakimiyetini pekiştirmiştir.
  • nixon'ın dillere destan paranoyaklığına en büyük delalet beyaz saray'da ondan evvel senelerdir bulunmakta olan, franklin d. roosevelt döneminde başlatılmış ve nixon'ın ardından yine eski haline geri döndürülmüş olan normal manuel ses kayıt sistemini otomatik hale getirmesidir.

    derler ya "kişinin kendine verebileceği büyüklükte zararı yedi düvel biraraya gelse ona veremez". nixon'ı tüm aleme rezil rüsva eden de işte paranoyasının mahsulü bu ses kayıt sistemi oldu

    kendisinden önce bu kayıtlar sadece önemli toplantılar sırasında yapılır ve toplantıda bulunanlar kayıtta olduklarından haberdar edilirlerdi. çünkü maksat fişlemek, delil toplamak, işbirliği kanıtlamak vs. değil sadece konuşulanları hataya mahal vermeyecek biçimde kayıt altına almaktı.

    nixon bu sistemi odadaki sese duyarlı biçimde otomatik kayda başlar hale getirtti ve bunu sadece yönetim bölümü olan batı kanadı(the west wing)ndaki odalarla sınırlı tutmayıp rezidans bölümündeki odalar da dahil neredeyse tüm beyaz saray'a yaydırdı. bu şekilde nixon'ın önemli gördüğü her odadaki her konuşma kayda alındı. ve bundan nixon'ın kendisi, sekreteri, sistemi kurdurduğu danışmanları ve sistemi işleten birkaç görevli haricinde kimse haberdar değildi.

    öyle ki, bu sayede onların hiç haberleri olmaksızın karısını, çocuklarını bile dinletti bu sistemle.

    nixon bu sırrın hiç ortaya çıkmayacağından o kadar emindi ki, ta ki watergate skandalı patladıktan çok sonra skandalın temsilciler meclisindeki soruşturmaları sırasında sistemi işletmekle görevli olanlardan alexander butterfield'in ifadesinde sistemi sürpriz biçimde ifşa edişine kadar dahi kayıtlar alınmaya devam edildi. bu sırada zatürre teşhisiyle hastanede yatmakta olan nixon haberi alınca apışıp kaldı elbette. panik ortamında, avukatlarından bir kısmı tapeleri yakmasını çünkü skandaldan en az hasarla kurtulmak için bunun en iyi yöntem olacağını telkin ederlerken; diğer bir kısmı ise tapeleri yok etmenin daha büyük skandala yol açacağında, çünkü bunun nixon'ın suçlu olduğunu bizzat kabul etmesi anlamına geleceğinde ısrar etmişlerdi.

    sonuçta nixon gözü gibi baktığı tapelerini yaktırmadı ama arada bir 18.5 dakikalık kısım "kim sildi"ye gitti: beyaz saray yönetimi tapelerin o kısmının nixon'ın sekreteri rose mary woods tarafından mevzubahis tapelerin yazıya aktarılması sırasında yanlışlıkla silindiğini iddia etmişti ama silinen kısmın skandalın kronolojisindeki yeri bu iddiayı gülünç kılar. zira kaybolan kısım amiyane tabirle tam da zurnanın zırt dediği yerdir.

    nixon'da azıcık tayyip hamuru olsa hiç düşünmeden yakardı tabi bütün kayıtları ve sonra da bir şekilde sıvışmaya çalışırdı. ama o tapeleri kendi şahsi malı olarak gördü ve mahkemenin bunları alabileceğine ihtimal vermedi. nixon önceleri kayıtları vermemekte ısrar edip sadece transkriptlerini açık etti ama mahkeme istedikçe birer birer asıllarını da vermek durumunda kaldı. skandalı örtbas etmeye çalıştığını ayan beyan gösteren tape de ifşa olduktan sonra meclisteki tüm desteği eriyip bitince kendisine tek çıkar yol istifa etmek kaldı. ne de olsa istifasının ardından yerine başkan olarak geçecek olan, ilk başkan yardımcısı spiro agnew'ü evvelden bir vergi skandalına kurban verdikten sonra bizzat bugünler için başkan yardımcılığına seçtirdiği, gerald ford denen herif onu tüm suçlarından azad edecek şekilde başkanlık affına tabi tutacaktır ve bu şekilde nixon hiçbir zaman mahkemeye çıkartılamayacaktır

    işlediği suçlardan ötürü mahkemeye çıkmadı evet ama ömrünün geri kalanı tapelerin halka açılmasını engellemek üzere mahkemelerde geçti

    herhalde sırf şu kesit bile niye skandaldan geriye kalanları bile devlet mercilerine vermemek için canhıraş didindiğini açıklar:

    "şimdi bu pandaların sorunu ne biliyo musun? bunlar nasıl seks yapacaklarını kendi başlarına bilemiyorlar. illa da başka pandaları iş üzerinde seyretmeleri icab ediyo ki aynısını tekrar edebilsinler. anladın?"*

    nixon çok yırtınmıştır yırtınmasına fakat günümüz itibariyle tüm tapeler (silindi denilen kısım hariç tabi) halka açılmış durumdadır.

    nixon'ı istifa ettiren ve tapeleri halkın bilgisine sunan demokrasinin ve hukuğun bir gün bizim topraklara da uğraması dileğiyle

    istek üzerine edit: şuradan kayıtları dinleyebilir ve ingilizce transkriptlerini okuyabilirsiniz
  • 40 yıl önce bugün istifa eden amerika'nın 37. başkanı.

    https://pbs.twimg.com/…ia/buhhayfiuaazkbn.jpg:large
  • hakkinda oliver stone tarafindan "(...) uzakdoguya bomba yagdirmasinin disinda; ronald reagan ve george w. bush'un onderlik edecegi dunyayla kiyaslandiginda, nixon donemi toz pembe bile gorulebilirdi." denmis ex-president.
    benim icin gecmisi pisliklerle doludur; mccarthycidir, asiri sagcidir, efsane bir komunist dusmanidir, hatta "baskan yapiyorsa yasadisi degildir" diyebilecek kadar da densiz bir adamdir, vietnama inanilmaz sayilarda bomba atmasi ve pol pot'yu kambocya'da desteklemesi ile aslinda tam bir pisliktir. ha tek sorumlu o degildi tabi ki. o kissinger denen adam da ayri gavat tabi.
    kimse kususa bakmasin ama, kambocya halki kilictan gecerken bu iki sefa pezevenginin olaylari izleyip hatta koruklemesi beni delirtiyor. vietnam'da trajediler donerken johnson, iran'da halk sokaktayken carter, iran'da silah-rehine krizi olurken de ronald reagan olaylari izleyip sessiz kalmislardi. bu yuzden zaten sonlari pek hayirli olmadi.
    ve fakat, richard nixon ki, mao'yu ve "komunist" cin'i tanimis, moskovayi ziyaret etmis, salt1'i imzalamis, fiyat denetimlerini ekonomiye dayatmis, zencilerin haklarini genisletmis birisi olarak, aslinda kennedy'den sonra hic de azimsanmayacak isler basarmis sayilabilir. hatta "detente" donemi nixon'la birlikte baslar bile diyebiliriz.
    ama unutumayalim, nixon da kendi kararlarini kendi vermedi; tipki truman gibi, carter gibi, obama gibi, hatta bill clinton gibi.
    vietnam'da kac yuzbin kisinin kanina bizzat girmesinin yaninda, kambocya katliamlarina canak tutmasi, onu malesef bir insafsiz, cani olmaktan kurtarmiyor.
    ne de guzel olabilirmis richard nixon'un baskanligi.
    ama sunu da unutmamak gerekir, cia kararlarina boyun egmeyen, ona kafa tutan son adam 1963 yilinda olduruldu.
    yanlis anlasilmasin, kennedy hayrani kesinlikle degilim, kennedy'den cok da hazzetmem.
  • daha justin trudeau 1 yasindayken, kanada ziyareti sirasinda "gelecegin basbakanina" diye kadeh kaldirarak, gelecegi gormus ex-abd baskani.

    kaynak
  • justin trudeau 1 yaşında olsa yine iyi, daha 4 aylıkken altı değiştirilirken çıkan kokudan mı anlamış bilinmez, geleceği görmüş sn. niksınbaşgan.
hesabın var mı? giriş yap