romantizm

• baslica romantikler:
  
  (bkz: jean-jacques rousseau)
  (bkz: bernardin de saint-pierre)
  (bkz: johann wolfgang von goethe)
  (bkz: friedrich von schiller)
  (bkz: madame de stael)
  (bkz: françois-rene de chateaubriand)
  (bkz: walter scott)
  (bkz: lord byron)
  (bkz: alphonse de lamartine)
  (bkz: percy bysshe shelley)
  (bkz: john keats)
  (bkz: alfred de vigny)
  (bkz: aleksandr sergeyeviç puşkin)
  (bkz: alexandre dumas-pere)
  (bkz: victor hugo)
  (bkz: charles-augustin sainte-beuve)
  (bkz: george sand)
  (bkz: gerard de nerval)
  (bkz: edgar allan poe)
  (bkz: alfred de musset)
  
  ayrica
  
  (bkz: eski yunan edebiyati/#39852091)
  (bkz: latin edebiyati/#39852292)
  (bkz: humanizm/#39850349)
  (bkz: klasisizm/#39850423)
  (bkz: realizm/#39850936)
  (bkz: naturalizm/#39851112)
  (bkz: parnasizm/#39851386)
  (bkz: sembolizm/#39851485)
• romantik her ne kadar bir edebi akımın ismi olsa da günlük hayatta kullandığımız anlam tdk'ya göre "davranışlarında duygu ve coşkunun aşırı ölçüde etkisi bulunan" demekmiş.
  
  şu adreste kelime kökenini ve çıkış ve gelişim sürecini bulabilirsiniz: http://www.kaplaninternational.com/…tanin-kelimesi/
  
  bu gün kullandığımız romantizm şaşırtan, şımartan, ayartan süprizler vermek, süslü süslü büyük iltifatlar etmek, ya da ortamlar hazırlamaktır.
  
  peki insanoğlu bunu ne için yapar?
  romantizm ortalama bir erkek beyninde yeni ve eş adayı olarak görülen dişiyi görünce otomatik olarak bir dizi karmaşık hareketin icra edilmesi yönünde başlayan bir tür takla atan güvercin modudur.
  ilkin açıkçası bunu haince ve kalleşçe bir kandırma ve aldatma olarak görmüş olsam bile. duyuları normal operasyonda az performas gösteren erkek türünün "eş adayı" fişeklemesi ile fazlaca çalışmaya başlar. bu dönemde hissetmediği şeyleri hissetmeye, görmediği şeyleri görmeye, duymadığı frekansları algılamaya başlayan aslında ideal bir canlı olur. adamcağız belki her gün önünden geçtiği bakkalın ismini yeni fark eder hale gelir. milyon yıllık oyun kadının bu tuzağa düşmesini öngörmüştür elbette her seferinde de düşeriz. elimizde değil. ve alarm veren ve salgıları haldır huldur salgılayan beyin 8 ila 6 ay arasında normale döner. biz de elimizde bir adet duyuları kış uykusunda canlı ile kalırız. peki bu aşamadan sonra ne yapmalıyız? ona belki yeni tehlikeler, yeni rekabet ortamları yaratabilirsiniz. bazı kadınlar bilinçsiz olarak yaparlar. sürekli sorunlar üretirler ve sorun bazında çalışan erkek beyni ilgisini kadından tarafa yöneltmiş olur. ama reklamın iyisi kötüsü yoktur diyecek kadar çaresiz ve muhtaç hissediyorsanız tabi...
  öncelikle bu insanın bu durumunu kabul etmekle birlikte sürekli merak edilecek, yeni yeni keşifler gerektirecek kadar derin olmak, ondan ayrı renkli bir dünyanızın olması bir çözüm olabilir. tabi işe yarar mı? eeehhh... hiç değilse bebekliğinden beri yalnızca kıpırdayan nesnelere dikkati çekilen bir beyne "noluyor orada ya?" sorusunu sordurursunuz.
  ilişkide sürekli heyecan faktörünü "ne oluyoruz?" dedirtmeyecek ama çay içip çekirdek çitleyip televizyon izleyen emekli hanım-bey kıvamına yaklaştırmayacak seviyede tutması çok önemli. ne yazık ki çok az kişi bunu bilir daha da az kişi uygular. aşk bir süre sonra bitiyor martavallarına inanmayın sakın ola. dünyada aşkın bitmemesi ve bununla birlikte aşk bitince başladığı söylenen olduğu söylenen sevginin ve bağlılığın güçlenmesi olayları bir arada var talep edin, talep yaratın.
• (bkz: #40765960)
• anlaşıldığı gibi olayan akımdır. temelde insanın ruhuna iner. asırlarca kendini bundan mahrum bırakmış insanın geçirdiği o dönemlerin sertliğini ve mekanikliğini düşündükçe insan dehşete düşüyor. kendini, insanı düşünmeyen, üzerinde kafa yormayan bir insanlık. sanki dönemin ütopya toplumu. duygu üzerine düşünülmediği, titrenmediği bir dünya. korkunç. ve bu tarz bir başka asıra gidiyor gibiyiz. tarihin tekerrür etmesi bu olsa gerek.
• politik doğruculuk ile birlikte insanın zihinsel vebası.
• gerçekten kaçan diyorlar romantiklere, gerçek sanki belliymiş gibi.
• bir hastalığın en ağır semptomlarından biri. hem de en sinir bozanı, en katlanılmaz olanı. mantık melekelerini devre dışı bırakır; romantik filmler, şarkılar, romanlar, şiirlerle falan körüklenip insanı insan olmaktan çıkarır. türk toplumunda romantizm temayülü, ta orta asya'dan miras kaldığından ve artık varlığına alışıp duyarsızlaştığımızdan, sessiz ve derinden çekeriz bunun sancısını. tedavinin tek yolu, farkındalık ve özeleştiridir.
• ne akım olarak ne halk arasında kullanılan manasında sevmediğim sevemediğim şey. gerçek olsun boktan olsun.
• annemin tutması için babama uzattığı eline babamın bir avuç leblebi koymasıdır.^{* *}
• mide bulandırıcı.