• sabah ilk iş kurbağayı yemek, mark twain'in (bkz: mark twain) zorlu görevleri önceliklendirme üzerine vurguladığı stratejinin bir metaforudur. güne başlarken karşılaşılabilecek en büyük zorluk veya hoşnutsuzluk yaratan görevle başa çıkma prensibine işaret eder.

    bu teknik, bireyin erteleme alışkanlıklarını aşmasına ve gün içerisinde daha verimli olmasına yardımcı olur. yani, "kurbağayı yemek", günün erken saatlerinde karşılaşılan zorluklarla yüzleşip onları hızlıca geride bırakarak, kalan zamanı daha üretken ve stresiz geçirebilmek için bir ön koşuldur.

    şimdi bu bilgiyi alın ve kullanın :)
  • yapılacak işlerin/görevlendirilmesinde önemli bir adımdır.
    zorluk ve gıcıklık derecesini sınıflandırdığınız görevlerinizi biyolojik enerjinize göre, yapmaya programlarsanız çok daha verimli bir çalışma düzeni alabilirsiniz.

    onun haricinde bir diğer öneri: (bkz: eisenhower matrisi)
    kullanın, kullandırtın.
  • ünlü amerikalı yazar ve mizahşör mark twain, başlıkta gördüğünüz üzere kurbağa yemekle alakalı bir alıntıyla ilişkilendirilir, ancak bu sözleri gerçekten söylediğine veya yazdığına dair kesin bir kanıt bulunmamaktadır. alıntının twain'e atfedilmesinin sebebi, twain'in tom sawyer, huckleberry finn ve calaveras ilçesinin ünlü zıplayan kurbağası gibi bazı mizahi ve pragmatik felsefesiyle uyumlu eserler yazmasından kaynaklanır.

    kökenleri ve hangi eserde geçtiği tam olarak bilinmeyen bu alıntı veya metaforun ardındaki fikir, eğer en zorlu veya nahoş görevi günün erken saatlerinde ele alıp çözerseniz, günününüzün geri kalanını muhtemelen daha kolay idare edilebeceğiniz düşüncesidir.

    "eat a live frog first thing in the morning, and nothing worse will happen to you the rest of the day.''

    dilimize şu şekilde çevrilir: "sabah ilk iş canlı bir kurbağa ye, günün geri kalanında başınıza daha kötü bir şey gelmez.''
  • (bkz: eat that frog)

    lakin ki insanin cani hergun kurbaga cekmiyor. baska lezzetler ariyor.
  • en zinde, en aydınlık, en enerjik ve üretken olduğumuz sürecin sabah saatleri olduğunu düşünürsek gayet mantıklı strateji.
  • (bkz: eat the frog)
  • brain tracy’nin yazdığı “ye o kurbağayı” isimli kitabı storytelden dinlemeniz mümkündür. kısa ama etkili bir kitaptır.

    hele bir de uygulamanın bedavası varsa muhakkak değerlendirin; yoksa da 1 aylık abone olun gitsin. 2 saat 15 dk süresi var ama hızı bir tık arttırarak daha da kısaltabilirsiniz. sevdiğiniz bir alanda yürürken dinleyin gitsin. ya da sabah trafiğinde arabada/otobüste.kendinize bir yatırımdır, beğenmeseniz bile yeni şeye tık atarak ilerlersiniz.

    sadece beyaz yakalı bir kariyer için değil başkaca hedefler için de (kilo vermek, tez yazmak, belli bağımlılıkları bırakmak) kullanılabilir. ben de etkisi 2 hafta kadar sürüyor. 3-4 kez tekrar dinledim ama tam olarak özümseyemedim. yarın bir kez daha başlayacağım.
  • “ilk kurbağadan başlayayım” diye düşünüyorum, sonra bir bakmışım kurbağa ile uğraşırken bir sürü şey eksik kalmış.

    ilginç bir metafor olacak ki, kurbağayı öğlene bırakıyorum. kendimi de, arasam da kimse öğle vakti telefonuna bakmayacak nasıl olsa, diye avutuyorum.

    daha da kötüsü siz sabah kurbağayı yerken, arada yemeniz gereken başka şeyler çıkması. işte böyle zamanlarda ne bok yediğimi ben de bilmiyorum.
hesabın var mı? giriş yap