• 2008-2009 arasında bir sene bu şehirde yaşadım ben.

    napoli'nin başkentliğini yaptığı campania eyaletinde yer alır, ve bu eyaletteki diğer şehirlere göre oldukça temiz, güvenli ve huzurludur. italya'da, kuzey'den güney'e doğru gittikçe, tıpkı bizde batıdan doğuya gittikçe olduğu gibi hayat tarzları ve insan alışkanlıkları farklılaşır. güney'de kuzey'e göre daha hararetli yaşanır hayat ve yöresellik, geleneklere bağlılık daha fazladır ve din daha ön plandadır. bu yüzdendir ki, italya'nın en büyük ikinci şehri olan napoli'de hayat bir turist için oldukça çetrefilli olabilir. salerno ise bu konuda komşu şehirlerinden ayrılıyor, her ne kadar ingilizce bilen insan sayısı oldukça az olsa da, yabancılara karşı düşmanca bir tutum sergilemiyorlar. dükkan sahipleri, esnaflar sempatik insanlar. sanki herkes birbirini tanıyormuş gibi hissediyorsunuz ilk başta. zaten bir müddet bu şehirde yaşadıktan sonra herkesin gerçekten birbirini tanıdığını fark ediyorsunuz. mesela, benim kaldığım dönemde şehirde sadece bir tane köpek vardı ve adı nero'ydu. bu köpeğin facebook sayfası bile vardı, largo campo'da takılırdı ve onu bile herkes tanırdı. nino'nun barının önünden ayrılmazdı. böyle bir şehir işte salerno. salernoluların trafik, gürültü, hava kirliliği, aşırı kalabalık gibi büyük şehirlere özgü dertleri yok. stresten böylesine uzak bir şehir olduğu için suç oranı da oldukça düşük. ev sahibim matteo'nun arabasının kilidi 5 senedir bozuktu mesela. arabayı bir kere bile kilitlediğine şahit olmadım.

    italya'da kuzey'den güney'e doğru gittikçe kültür ile birlikte ekonomik koşullar da değişiyor. güney'deki şehirler, kuzey'deki milano, floransa, torino, bolgona gibi şehirlere nazaran oldukça ucuz. salerno ise daha da ucuz. benim salerno'da bulunduğum dönemde 1euro - 1bira takıldığımız bir bar vardı. nero'yu anlatırken bahsettiğim nino'nun yeri. largo campo meydanında yer alırdı. burada bir kaç ufak bar, bir sigara satan ufak dükkan, bir de dönerci bulunur. perşembe, cuma, cumartesi akşamı insanlar bu meydanda toplanır, daha sonra buradan lungomare'deki maska gibi, undergroundgibi butik barlara geçilirdi. hala bu mekanlar duruyor mu bilmiyorum ama aşağı yukarı eğlence anlayışı bu şekildeydi. şehirde bir de büyük disko vardı, o da lungomare'deydi. bu mekana girmek için biraz şık giyinmeniz gerekiyordu. dürüst olmak gerekirse pek bir numarası olduğunu söyleyemem. bunun dışında napoli'ye ya da başka civar şehirlere eğlenmeye gitmek gayet mümkün. napoli'nin gece hayatı çok daha hareketli ve daha fazla alternatifiniz var. salerno'da barlar gibi restoranlar da butik. pizza, makarna ve deniz ürünleri dışında yemek aramayın. hem makarna, hem pizza gerçekten çok iyi. diğer bir seçenek ise deniz ürünleri. ayak üstü bir şeyler atıştırayım derseniz, çok fazla ödemeden iyi ve yöresel bir şeyler yiyebilirsiniz. oturayım, şarap açtırayım güzel bir yemek yiyeyim derseniz ödeyeceğiniz miktar biraz daha fazla olacaktır ama yine de ateş pahası değil.

    son olarak, salerno bir liman kentidir ve dağın eteklerine kurulmuştur. bu özelliği sebebiyle geçici olarak italya'nın başkentliğini yapmıştır çünkü savaş esnasında savunması oldukça kolaydır. saleno'da havalimanı yok, aslında var da uzunca bir süre önce sivil havalığa kapatılmış. en yakın alternatif napoli havalimanı. napoli'den 1 saat sürüyor salerno tren ve otobüs ile ulaşım sağlanabiliyor. roma da yaklaşık 4 saat sürüyor, yine otobüs ve tren ile ulaşmak mümkün. büyük şehirler arasında sık sık tren seferleri var. hem otobüs hem trenle gitmiş biri olarak kesinlikle tren'i tavsiye ederim. bir kaç farklı tren var. bazıları uçaktan daha konforlu neredeyse. bütçe derdiniz yoksa tercihiniz bu yönde kullanmanızı tavsiye ederim. ben 1 sene boyunca, bir kaç kere roma'ya, bir kere bari'ye, bir kere de milan'a gittim uçakla seyahat etmem gerektiğinde. roma neyse de, bari veya milan'dan trenle gelmek gerçekten işkence oluyor. dolayısyla alternatif havalimanı olarak roma ve napoli'den şaşmamak gerek. salerno bir günde tamamını gezip bitirebileceğiniz bir şehir fakat bulunduğu konum itibariyle rahatça paestum, positano, amalfi, capri, pompeii,iscia gibi turistik yerlere ulaşmak mümkün. yazın, özellikle amalfi kesinlike gezilip görülmesi gereken bir yer. gemi ile amalfi'ye gitmek mümkün salerno'dan.

    salerno'da çok sıkıldığım, çok bıktığım zamanlarım da oldu. büyük şehire alışan biri için adapte olmak o kadar da kolay değil. fakat dönüp baktığımda ne kadar özlediğimi fark ediyorum. mesela, 6-7 sene önce istanbul'da salerno'dan daha güzel yaşanabileceğini düşünüyordum, şimdi ise salerno'daki hayatıma özeniyorum. salerno kapitalizm'in tam olarak ele geçiremediği ender yerlerden birisi. avm yok, mcdonald's, starbucks, zara gibi dev markalar yok. ihtiyaçları da yok belki. insanlar köşe kahvelerinde dünyanın en lezzetli kahvesini içiyor, pizzeria'larda en lezzetli pizza'yı yiyorlar ve butiklerden en şık kıyafetleri giyiyorlar. en yakın avm otobüsle 40-45dk. uzakta, şehrin dışında. oraya fırlatmışlar kapitalizmi. orada mcdonalds'ta var, zara da, pull and bear da, carrefour da.
  • güzel insanların yaşadığı şehir/kasaba . kızım erasmus nedeniyle bu şehirde. italyanları oldum olası severdim, fakat;çok yoğun yağmuru kestiremeyip t-shirtle fareye dönmüş kızımın yanına 4 kişi yaklaşıyor. 3 yaşlı italyan kadın 1 genç kadın. bağırıp çağırıyorlar .kız ben ne yaptım allahım (değişik bir ülkede olma psikolojisi) .karakola gidicez sanırım derken.kendini kuaförde üstü başı kurutulurken buluyor.belki anlamazlar ama onları seviyorum.ama kızım nefret ettiği taksim kalabalığına dalıcakmış ilk gece geldiğinde. hayırlısı..
  • napoliden circumvesuviana treni ile 1 saat 20 dakikada falan gidilebilen oldukça küçük, görece olarak temiz ve pahalı, yaşlı nufüsu fazlaca olan, sahil şeridi mersininkini andıran, limoncello bizim diyen bilmem kaçıncı campania bölgesinin bir şehri.
  • italya'nın güneyinde deniz kıyısında yer alan küçük şehir. roma'ya trenle 3 saat, napoli'ye 1 saat mesafededir. aynı zamanda (bkz: pompei) (bkz: vezüv) (bkz: paestum) (bkz: amalfi) (bkz: positano) (bkz: vietri) gibi turistik yerlere de oldukça yakındır.

    erasmus olarak gitmeyi düşünüyor ve şehirle alakalı sorunlarınız varsa kesinlikle düşünmeden gitmelisiniz. ikinci dönem deniz / sahilden daha çok yararlanılacağı için ikinci dönemde gitmek daha akıllıcadır. güneyde yer aldığı için italya'nın genelinde daha düşük fiyatlarda yaşanabilir ve dünyanın en güzel pizzasına (neredeyse) düşük fiyatlarla sahip olunabilir.

    şehirle alakalı söylenebilecek olumsuzluklardan bahsetmek gerekirse küçük olduğu söylenebilir. büyük şehir yaşamına alışmış olanlar için başlarda zor gelse de zamanla şehrin vaat ettiği huzura erişince bu sorun da ortadan kalkıyor. diğer bir sorun ise (erasmus için) gelen öğrencilerin genelinin ispanyol olması. spanish ghetto tabirinin erasmus için tüm avrupada geçerli olduğunu duydum ancak bu şehir için gerçek olduğunu garanti edebilirim. ingilizce konuşmamaları ve kendi aralarında takılmak istemeleri sorun gibi görünse de bir çok milletten bir çok arkadaş edinerek kendi international ghetto'nuzu kurabilir ve çokça eğlenebilirsiniz.
  • nettuno diye bir dondurmacısı var, hayatımda yediğim en iyi gelato'yu yapıyor. az buz da yememişimdir gelato'yu. salerno'ya yol düşmez ya, düşerse birilerinin sözlüğe bakmak aklıma gelirse diye gecenin 12'sinde yazıyorum bunu. önümüzdeki 10 yıl rüyalarıma girecek, çok belli. hele nicholetta (yazılışı böyle değildir belki- şu an dondurma sarhoşuyum) diye bir dondurması var, içinde devasa fındıklar vardı. şu an odadan çıkmamak ve yeniden mekana gitmemek için iç sesimle savaşıyorum resmen.

    allah'ın bir lütfu.
  • pizzaları güzel yer.
  • bu mevsimde gece onikiden sonra hayatın durduğu, tipik akdeniz iklimine sahip, insanı sessiz sakin ve tembel* küçük bir şehir. christmas için her sene bir ay öncesinden hemen hemen her sokak, her cadde ve hatta koca koca parklar abartılı ışıklarla ve süslerle donatılıyor. benim aklıma takılan soru tipik bir türk olarak "kim ödüyor kardeşim bu elektrik faturasını? *" oldu.

    şehirde 3 euroya muhteşem margherite pizza yiyebileceğiniz (büyük ihtimalle en ucuz şey) o kadar çok pizzacı var ki bir süre sonra ekmek yerine pizza yerken buluyorsunuz kendinizi.

    şehre ayak basar basmaz gidilip görülmesi gereken cennet gibi bir koyu var; amalfi. gerek tarihi yapıları, gerekse manzarası insanı büyülüyor. ulaşım da 2 euro gibi komik bir rakamla şehir içi otobüslerle sağlanıyor.

    insanından bahsetmek yerine küçük bir anımı anlatmak istiyorum; akşam saat dokuzdan sonra açık süpermarket bulmak cok zor. bir arkadaşımla çıktık, şarap alıcaz süpermarket arıyoruz. hava da biraz rüzgarlı ve soğuk benim üzerimde tişört var. iki tane yaşlı kadına yakınlarda açık süpermarket var mı diye sorduk. bir tanesi üşümüyor musun böyle, neden üstüne bir şeyler giymiyorsun diye beş dakika söylendi. diğeri marketi ne yapacaksınız diye sordu, şarap alıcaz dedik. kadın bu saatte açık yer bulamazsınız bende yarım şişe şarap var isterseniz vereyim dedi :) hayatımın şokunu yaşadım resmen. aynı diyaloğun türkiye'de yaşanma ihtimali %0.03 falan sanırım.
  • amalfi kıyılarını bitirince buraya da gidelim madem diye direksiyonu çevirdiğimiz bir liman kentidir. en çok ilgimizi çeken durum, sahil yolu (ya da kordon mu diyelim artık) boyunca kayalıkların dalgakıran şeklinde yerleştirilmiş olmasıdır. mart sonu gittiğimizde öyle şiddetli dalgalar oluşuyordu ki bunlar kayalara çarparak metrelerce havaya kalkıyordu. bu yüzden tam fotoğraf çekmelik görüntüler yaratıyor. onun haricinde sahil yoluna yakın bar nettuno isimli dondurmacı yukarıda tespit edildiği gibi çok güzeldir. brioche ekmeğinin içinde alabileceğiniz dondurmalar baya leziz. salerno'yu içeren gezi yazım için
  • güzel bir şehir. amalfi/positano'ya gitmişken görülür. bu çok güzel yerlere yakın olması da talihsizlik bir nevi:)
  • urla nın büyüğü. tam tanımı budur açıkçası.
hesabın var mı? giriş yap