• tabi daha çocuk olmanın da getirisi var ama o dayağın bir travması olmadı değil.

    dükkanın camları değişmişti; eski camları da atmadı bizimkiler. ne yapsak, ne yapsak derken dediler ki bunlardan biz akvaryum yaptıralım.

    evimize daha önce hep fanusta falan balık girmiş, onlar da zaten bir haftayı görmeden ölmüştü. ne yapayım yani bol bol yesin de büyüsün diye hep yem atıyordum bunlara, arada sucuk, kaşar ne bulursam :d sucuk atılır mı lan balığa hiç? çocukluk işte ne yaparsın.

    neyse bu akvaryumlar geldi, ilk amcamın evindeki akvaryum kurulacak. akvaryum silindi, temizlendi; kumları döküldü, taşları yerleştiriliyor. tüm bu süreci izleyen ben, son taş yerleştirilince "amca balıkları getireyim mi" diye sordum. zeki olmanın getirisi tabi bu.

    ulan nereye koyulacak balıklar? su mu var içinde? kumda mı yüzecek bunlar?

    amcamın bakışını; "lan siktir git şurdan, dolaşma ayak altında" deyişini ve yediğim o tokadı unutamadım. şrfsz balıklar.
  • bir elde puzzle parçası diğer elde jelibon. jelibon uygun parçanın yanına, puzzle parçası ağza.
  • taksiye bindim. gideceğimiz yeri söyledim. sonra adam geldik dedi. ben de parayı verip taksiden indim. taksi hareket etti. kafamı kaldırmamla okulun tabelasını görmem bir oldu. şimdi fakültenin avlusunda oturmuş hayatımı sorguluyorum. eve de dönemedim. bu kaç saniyelik salaklık sayılıyor?
  • telefonumu bulamayınca annemin evde unuttuğu telefonundan kendimi aramak

    odaya doğru giderken bunu unutmak

    “aa annem arıyor” deyip gayet normal telefonu açmak, ses gelmeyince de bağlantı sorunu var diye kapatıp anneyi geri aramak

    salondan gelen telefon sesine doğru giderken bir de utanmadan “aaa annem telefonu unutmuş” demek.

    (bkz: jeton köşeli)
  • sabah işe giderken eşimin içerde uyuyor olduğunu unutarak kapıyı üzerine kitlemek. adamın sonra balkondan atlamak zorunda kalması ve ilk siniri geçtikten sonra benimle hunharca alay etmesi.
    hayır normalde ben daha sonra çıkarım o yüzden evi kapatmak bana düşer, o an yalnız olmadığımı unutmuşum.
  • iltifat olsun diye bir kadına‘bugün baya şıksınız dedim.’ her zaman ki halim deyince saniyesine çok pişkinsiniz dediğim anı unutamıyorum.
  • "yakınım hasta" diyen kişiye geçmiş olsun yerine başınız sağolsun demem ve tüm dünyanın bir kaç saniyeliğine durması.

    6-7 yaşlarında yolda vitrinlere bakarken elektrik direğine kafa atmak.

    yapılması saniyelik ama etkileri uzun sürüyor.
  • eşim gerekli gereksiz çok para harcıyor diye maaş kartı bende haliyle. her sabah işe giderken adam benden harçlık alıyor. (ailesinde de durum aynı şekildeymiş. benlik bir durum değil, tamamen kendi isteği)
    bir sabah işe giderken benim uyku mahmuru olarak paran var mı, diye sormam ve cevap vermesini beklemeden sakın yok deme demem. adam da peki var param diyerek işe gitmesi ve bütün günü aç geçirmesi. hala hatırladıkça güleriz benim bu salaklığıma
  • prizde takılı olan arduino'yu usb ile bilgisayara takmak. çakma arduino yandı, az daha bilgisayarı da yanında götürüyordu.
  • bazen bu salakligi siz degil de baskasi yapar.
    mesela bundan 60 yil kadar once, sevisen bir amca saniyelik bir salaklikla disari bosalmak yerine iceri bosalir.
    ve bu salaklik 60 yil sonra milyonlarca insanin kaderini etkiler.
hesabın var mı? giriş yap