• kadınları satrançtan uzak tutmamak için var olan ayrım.
    dünyada 800 milyon lisanslı satranç sporcusu var 1680 tanesi grandmaster ve sadece 37 tanesi kadın ve sadece bir tanesi ilk yüzde ve hiçbiri 2700 eloyu geçemedi, ikiyi ayrılmasaydı kadınlar satrançtan daha da uzaklaşırdı.
  • kadın ile erkek arasındaki farkların yalnızca fiziksel olup mental farklar olmadığını savunan postmodernist güruhun suratına tokat gibi çarpması gereken gerçeklik. gerçi bunlar zaten yüzsüz tipler bunlara bir şey olmaz.
  • ortalamada, erkekler ve kadınlar arasında büyük zeka farkı yok. ancak, aşırı uçlara baktığımızda, erkeklerde çok aptallar ve çok zekiler daha fazlayken, kadınların zeka dağılımı daha düz bir eğridir. spor müsabakaları da, en üst seviyedeki insanların yarıştığı yer olduğu için, karma bir spor havuzunda kadınların üst sıralarda yer bulması pek mümkün olmayacaktır.
  • olmayan ayrım. satrançta herkese açık olan genel kategoriye ek olarak kadınlar için alt bir kategori bulunur.

    erkekler diye bir kategori yoktur.

    çocuklar, gençler, yaş grupları ve veteranlar gibi kategorilerin yanı sıra kadınlar kategorisi de vardır.

    ama erkekler diye kadınların giremediği bir kategori yoktur.

    eğer öyle olsaydı (bkz: judith polgar)

    (bkz: hou yifan) gibi ustaları tanımamış olurduk.

    gerçi bunu gene yazdım buraya ama belki onuncu yazışım falan. sürekli sivri zekanın biri çıkıp böyle bir şey olduğunu söylüyor, insan biraz aramaya da mı inanmaz?

    edit: kadınların en iyilerinin elit denilebilecek seviyeye ulaşamıyor olması da tamamen istatistiksel bir mevzu. satranç turnuvalarının katılımcı listelerine baktığınızda erkek/kadın oranının neredeyse 40-50/1 gibi acaip dengesiz olduğunu göreceksiniz. hatta biz lisedeyken hiç kız öğrenci olmayan takım turnuvaları bile oynadık, zaten oynayanların da çok azı başlangıç seviyesinden ilerleyebilmiş olurdu.

    derseniz ki satranç oynayan kadınların sayısının bu kadar az olması "şu şu şu" sebeptendir ve bu da ayrımcılıktır, o zaman eyvallah. çözülmesi gereken bir sorunumuz var demektir. ancak satranç yarışmaları açısından kadınların mahrum oldukları bir hak yok ortada.
  • erkeği koruyan kuraldır.

    adam orda strateji düşünecek taktik düşünecek ama adam tahtaya bakarken şahın vezirin 3 cm üstünde bir çift meme var.

    hop yandı gülüm keten helva.

    bu kural haksız rekabeti önlüyor ama sandığınız sebepten değil.
  • erkek ve kadın oyuncu sayısı arasındaki uçurum sebebiyledir.
    aynı durum bilgisayar oyunları için de geçerlidir.
    konu ile ilgili yazılmış şöyle güzel bir makale var:
    killing like a girl: gendered gaming and girl gamers’ visibility
    buradaki dijital uçurum verileri satranç için de ışık verici olabilir.
  • saçmalıktır. neymiş satrançta dereceler hep erkeklerden çıkıyormuş, kadın erkek diye ayrılmasa kadınlar derece listesinde yer bile bulamazmış. derece listesine girmek için mi oynanıyor bu amk oyunu? kim daha iyi oynuyorsa o kazanır ve kaybeden de durumu hazmedemeyecekse oynamasın.
    derece yapanların tamamına yakını erkek diyenler var ama onlar hemen yargıya varmadan önce şunu da bi öğrensin, acaba satranç müsabakalarına katılan kadın sayısı erkek sayısına eşit mi? 1000 erkek 100 kadın katılıyorsa ilk 10'da 1 tane ya da daha az kadın olmasını doğal karşılamak gerekli. hadi diyelim sizin iddia ettiğiniz gibi kadınların satranca yeteneği yok, o zaman daha çok satranç oynamaları gerekir. herkes zayıf olduğu konuda kendini geliştirmelidir. ve tekrar söylüyorum, her şey yarış değildir, kaybetmek de ayıp değildir! kadın erkek diye ayrılınca kadınlar aşağılanmaktan kurtulmuş olmuyor, bizzat daha en başta aşağılanmış oluyorlar!
  • çok da mantıksız değildir.

    şimdi efendim bu spor dediğimiz şey belki üç bin yıl önce, hindistanın filan oralardan çıkıyor. bakın işte google dan wiki den tarihleri coğrafyası filan yazar. sonra ortaçağda avrupada lord olmanın koşullarından biri haline geliyor. yani nereden baksanız 19. yüzyıla kadar tamamen erkek sporu olarak kültürlerde yer ediniyor. ancak 20. yüzyıl ve sonrasında kadınlar da oynamaya başlasa bile günümüzdeki algı satrancın erkek sporu olduğu yönünde. kaldı ki satrançta başarının zekayla alakası olduğu kadar, başarı hafıza ve çalışma iradesi ile ilgili. hoş kadınşarın analitik zeka ortalamasıyla erkekler arasındaki fark da çok çok az ama belli alanlara ilgi hem kültürel hem de evrimsel olarak değişkenlik gösteriyor. yani toplumsal algı kadınları satranca erkekler kadar yönlendirebilirse arada gözle görünür bir başarı farkı olmayacağını düşünüyorum. ama bu olana kadar kadınların bu spora ilgisinin artması için satrançta kadın erkek ayrımı aşırı mantıksız değil.
  • tüm entryleri okumadım yazıldıysa affola.

    kadin erkek diye ayrılmaz satrançta kategoriler. bi genel vardır bir de kadın kategorisi.

    isteyen kadınlar genel kategoride oynayabilir.
  • sen yüzyıllar boyunca, hatta binyıllar boyunca tüm hakları erkeklere var. kadınları dışla, toplumun dışında tut. sonra gel de ki neden kadınlar erkekler kadar başarılı değil?
    çünkü sayın cücük beyinli, kadına gerek kültür ve gerek çevre aracılığıyla küçük yaştan itibaren çok da ileri gidemeyeceği öğretilir. bu bazen yüzüne yüzüne de söylenir evet, ama daha çok bilinçaltı düzeyde gerçekleşen bir süreçtir. karşısında satrançta en üst sıralara gelmiş sayısız erkek rol model olarak bir erkekle, karşısında hiçbir tane üst sıralara ulaşmış kadın rol model olmayan bir kadın nasıl aynı tutulabilir? nasıl her ikisinden eşit performans beklenebilir?

    bu durumu savunmanın feministlikle de uzaktan yakından alakası yoktur. kadın da en az erkek kadar yüksek potansiyele sahiptir. bu konuda aksini iddia edenlere amerikanın zamanında siyahilere karşı yaptığı ayrımcılığı hatırlatmak gerekir. çünkü o zamanlar tüm zeka testleri siyahilerin beyazlardan daha az zeki olduğunu kanıtlar nitelikteydi. daha sonra keşfedildi ki, her şey eğitimde bitiyormuş. sen zeka testini bir kültüre ve belli bir eğitimi almış kişilere göre tasarlıyormuşsun, sonra da senin standartlarına göre yüksek puan almayanlara aptal damgası yapıştırıyormuşsun. şimdi dağılın.
hesabın var mı? giriş yap