• suitcase(cem yayınları-bavul) isimli kıtabıyla ünlü yahudi asıllı rus kısa hikâye yazarı. tolstoy'a, gorki'ye zaman zaman benzetilmiştir.
  • "stalin'e sürekli küfür ediyoruz, haklı yerde. ama, sormak isterim ki: 4 milyon ihbar dilekçesini kim yazdı?" alıntısıyla ölümsüzleştirilmiş bir rus yazar ayrıca.
  • "kalbim sağlamdır. aslında beni yüzlerce ayyaşlık nöbetinden çeke çeke çıkartmıştır."

    puşkin tepeleri'nin son sayfalarında bu cümleleri kurmuş. ellisini göremeden yaban ellerde kalp yetmezliğinden ölmesinin vebali sscb'yi bu güzel insanlar için cehenneme çevirenlerde elbette.
  • puşkin tepeleri kitabıyla tanıştığım ve tanımaktan mutluluk duyduğum yazar. jaguar kitap seçim konusunda oldukça başarılı. puşkin tepeleri'ni merak edenler için;
    https://www.instagram.com/…avqy/?taken-by=bookogina
  • (bkz: dovlatov)
  • bir öyküsü the new yorker'da yayımlandıktan sonra amerika'nın en kral adamlarından kurt vonnegut kendisine bir tebrik mesajı yollamış:

    "dear sergei dovlatov! i love you too, but you have broken my heart. i was born in this country and fearlessly served it during the war, but i still haven't managed to sell a single story of mine to the new yorker. and now you come, and—bang!—your story is published at once…. i expect much from you and your work. you've got talent, which you are ready to give away to this mad country. we are happy you are here."
  • filmini izledikten sonra hemen bir kitabını alıp okuduğum sscb rejim karşıtı rus kişisi, yabancı kadın kitabında da sebeplerine değinir.
  • çırılçıplaklığın, kendine vurmanın, akıp giden cümlelerin babası rus ve yahudi yazar. kitaplarını okuduğunuzda neden önce rus, sonra yahudi olduğunu çok daha iyi anlıyorsunuz. eğer dünya edebiyatında underrated kelimesine karşılık olarak bir yazar ismi verilecek olsaydı, bu kesinlikle dovlatov olurdu. hâlâ tüm kitaplarının türkçeye çevrilmemiş olması da yayın dünyamızın bir ayıbı olarak kenarda dursun.
  • uzunca bir alıntıyı hak ediyor. solomon volkov kendisini şöyle anlatıyor:

    bu tür yayınlar (rusça yayın yapan batılı radyo kanalları), 1979 yılında leningrad'dan new york'a taşınan yazar sergey dovlatov gibi yeni yıldızlar yarattı. sovyetler birliği'nde, hemen hiçbir yazdığı basılmazken, birleşik devletler'de eserleri peş peşe, önce rusça, sonra da en seçkin yayınevlerinden, ingilizce olarak yayımlanıyordu. daha önce rus göçmenleri arasında sadece nabokov ve brodski'ye* yer veren the new yorker bile, dovlatov'un, sovyet "küçük insanlarının" trajikomik maceralarını anlatan alaycı kısa öykülerinden on tanesini yayımladı. the new yorker'da, dovlatov haklı olarak çehov geleneğinden bir yazar olarak anılıyordu, ama onun amerikan edebiyatıyla olan bağını da sezmişlerdi: gerçekten de dovlatov, daha sovyetler birliği'ndeyken etkilenmişti hemingway'den.

    dovlatov'un maceralı bir hayatı vardı: uzun boylu, esmer tenli ve yakışıklı biriydi, aktör ömer şerif'e benzerdi. orduya yazılıp kuzeydeki bir çalışma kampında bekçi olarak hizmet ettikten sonra, rehberlik, gazetecilik ve karaborsacılık yapmıştı. çok içer ve çok kavga ederdi, ama bu arada girdiği dar entelektüel çevrelerinde liberalizm ve bireycilik fikirlerine kapılmıştı. brodski de o çevrelerdendi ve daha sonraları sovyetler birliği'ndeyken kendisinin ve dostlarının belli bir anlamda amerikalılardan "daha amerikalı" olduğunu söylemişti.

    doğuştan bir gazeteci yeteneğine ve mizacına sahip olan dovlatov, fikirlerini 1980 yılında, new york'ta somutlaştırarak rusça haftalık dergi novi amerikanets [yeni amerikalı] dergisini kurdu. dergi maddi sorunlar nedeniyle uzun süreli olmadı, ama özgür rus gazeteciliği tarihinde, özellikle de sovyet göçmenlerinin batı'da alışkanlıkla sürdürdüğü parti tartışmalarının kısır yöntemlerini reddetmesi açısından bir dönüm noktası oldu.

    iyi bir editör olan dovlatov, peter vail ve aleksandr genis adlı genç edebiyat eleştirmenleriyle birlikte, dergisini dogmatik ve en az rusya'daki sovyet yanlısı medya vaazları kadar rahatsız edici bulduğu o kaba sovyet karşıtlığından uzak tuttu. "fanatiklerin savları birbirine benziyor, ister yandaş ister karşı olsunlar" diyordu dovlatov. yazarlardan biri bir çiçek sergisinin açılışını "komünizm karşıtı bir açıdan" ele almayı önerdiği zaman, dovlatov, "bunu sen hiçbir açıdan yazma" diye yanıt vermişti. ortodoks olmayan tutumu muhafazakar göçmenlerin birçoğunu gücendirdi, hatta kgb ajanı olmakla suçlanmasına bile yol açtı.

    novi amerikanets'ten sonra, dovlatov, özgürlük radyosu'nun new york bürosunu açtı. deneme yazarı boris paramonov orada çalışıyordu. vail ve genis de oraya geldiler. büroda birbirine yakın düşünen küçük bir topluluk oluşmuştu ve ben de sonradan aralarına karıştım.

    güzel günlerdi o günler. broadway 1775'teki özgürlük radyosu'nun ofisinde keskin şakalar yapan devasa ve egzotik dovlatov hakimdi; onun çekiciliğine karşı koymak olanaksızdı, söylediklerini hiç kabul etmeseniz bile. dovlatov'un parlak radyo yayınları onu sovyetler birliği'nde de ünlendirmişti. ama yazılarını ağır ağır, zorlukla, her sözcüğü dikkatle seçerek yazardı. dovlatov genellikle sadece bir öykü yazarı olduğunu söylese de, erişilmesi imkansız bir yazar mükemmeliyetçiliğine sahipti, bu da onu genellikle içmeye zorluyordu. ağustos 1990'da, kırk dokuzuncu doğum gününden on gün önce kalp kriziyle öldü. öldükten sonra, özgürlük radyosu'ndaki dovlatov grubu da kaçınılmaz olarak dağıldı.

    [kaynak: solomon volkov, büyülü koro]
hesabın var mı? giriş yap