silmeye kıyılamayan sms'ler
-
"canım oğlum, doğum gününü kutlar gözlerinden öperim. baban"
annemden aldığım istihbarat doğrultusunda, kendisinin bu mesajı 45 dakikada yazdığını öğrendim. 61 yaşındaki bu adamın çabası tek tuşla silinemez, silinmemeli!! -
"sayın meltem ..., türk kızılayına bağışladığınız kan ihtiyaç sahibine iletilmiştir. bir hayat kurtardığınız için teşekkürler..."
her kan bağışı yapışımın ikinci gününde gelir. birileriyle bir şeyler paylaşmanın en güzel halidir. -
ölmeden birkaç ay evvel annemin beni hep sevdiğini yazdığı sms. aslında o ölmeden önce silmiştim o mesajı, ölümünden sonra o'nun telefonunda buldum, saklamış yolladığı mesajı. şimdi de ben saklıyorum.
-
babamdan gelen mesaj..yıllar önceydi..
"kızım sana verdiğim ilaç grip hapı değil uyku hapıymış hemen eve dön" -
patrondan gelen mesaj:
beni ara, ingilizce konusacagim, sasirma -
benim icin sudur;
boat show 2011 de 'la bakalım ici nasılmıs' diyerek gezdigimiz carver marka yatın önündeki stanta telefon numaramı bırakmam sonucu yat şirketinin bana attığı;
'fuarda özel ilgi gösterdiginiz ... marka yatımızın 439,000 $ + kdv olan fiyatını size özel 25,000 $ düşürüyoruz, bize bu numaradan ulasabilirsiniz' mesajı.
adamların haşırt diye indirdikleri miktar benim 1 yıllık maasımdan fazla!
silmeye kıyamıyorum, fakirken zengin hissettiriyor. -
çok sevdiğim, bana kısa sürede çok şey öğretmiş, bazı konularda aklımı başıma getirmiş, beni annem babam ve ablalarım kadar çok seven mükkemel bir insandan gelen bir sms mesajı:
- canım ben yarın sabah eskişehir'e gidiyorum, akşam gelin görüşelim. sonra uzun süre görüşemeyeceğiz.
evet, uzun süredir görüşemiyoruz.......özledim.
(bkz: 22 temmuz 2004 hizlandirilmis tren kazasi) -
sınav zamanı sevdicek ders çalışmaktadır. o sırada mesaj atar:
"hayatım şu anda önemli bir yer çalışıyorum da bi beş dakka çıkar mısın? .. aklımdan yani:)"
çok plansız, mütevazi ve şirin bi mesaj oluşundan olsa gerek.. uzun zaman telefona yerleşir bu mesaj. -
"günaydın canım. naber? :)"
öyle bir öküze aşık olmuştum ki şu mesajın bana verdiği neşe ile baya idare ettim.
edit: "gülücüğe odaklan." dediğinizi duyar gibiyim. -
tüpün bittiği ve yemekten sorumlu ev arkadaşının memlekette olduğu karanlık günlerdi. bu durumu benimle paylaşan daimi misafirimiz de en az benim kadar çile çekiyordu. hala silemediğim şu mesajı atmıştı bana:
"uygar* usak geldi mu,
tüpsüz ocak yandi mu,
yiyecek bisey oldi mu,
simdi mide kazinur.."
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap