• sinsi olma hali..

    sanıyorum, en değer verdiğim özellik samimiyetse, bu da en tiksindiğim şey...

    çünkü sinsilik, özünde, korkaklık ve cesaret eksikliğini barındırıyor..

    dahası, birinin yüzüne karşı direkt söylemeye cesaret edemeyeceğiniz şeyleri, ardından yahut alt metinlerle söylüyorsanız, bu zaten ilk tahlilde, sizdeki kişilik bozukluğunun bir numaralı göstergesi...

    ardından konuşacağın insana neden samimiyetsizce iyi davranırsın mesela?
    çıkarı için, fikrini ve duruşunu satan insanlardan hazetmiyrum..

    en değerli düşman, en samimi olan ve borazanlar çala çala kale kapınıza yanaşandır..

    hayır bi de bu sinsilik meraklıları, insanı salak yerine koyduğunu sanıp, dahası karşısındakini salak sanıp, yaşamını mutlu mesut sürdürmüyor mu..
    acısam mı, gülsem mi, kızsam mı triosu içinden acımayı seçip, tebessümle geçiştirmeme neden oluyorlar kendilerini..

    yine aynı sonuca vardık bak..
    yıllardır değişmedi şu kanaatim..
    primi ve değeri hakedecek en tepe kişilik özelliği: samimiyet..
  • nankörlüğün kardeşidir. gizli olduğu düşünülse de er ya da geç ortaya çıkar.
  • bir insanın sahip olabileceği en orospu çocuğu özellik.
  • kibir, yalan, bencillik gibi seçenekler varken kulağı arkadan tutturan, yersiz ego tatmin mekanizması.

    hepsini bir kenara koyarsak en rahatı samimi olmak aslında, samimi olunduğu sürece elbet bir pohpoh perisi uçar etrafta insan yeter ki zoru seçip, sapanına bu taşlardan koymasın.
  • kendisini sinsi olarak gören insanın, diğerlerini kandırması, oyuna getirmesi veya kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirmesi durumudur. ama her şeyden önce, insanın kendisini başkalarından saklamasıdır.

    sinsilik yönüyle övünen insanı(!) nazım hikmet ne de güzel tanımlamış:

    akrep gibisin kardeşim,
    korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.
    serçe gibisin kardeşim,
    serçenin telaşı içindesin.
    midye gibisin kardeşim,
    midye gibi kapalı, rahat.
    ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim.
    bir değil,
    beş değil,
    yüz milyonlarcasın maalesef.
    koyun gibisin kardeşim,
    gocuklu celep kaldırınca sopasını
    sürüye katılıverirsin hemen
    ve adeta mağrur, koşarsın salhaneye.
    dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,
    hani şu derya içinde olup
    deryayı bilmeyen balıktan da tuhaf.
    ve bu dünyada, bu zulüm
    senin sayende.
    ve açsak, yorgunsak, al kan içindeysek eğer
    ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
    kabahat senin,
    — demeye de dilim varmıyor ama —
    kabahatin çoğu senin, canım kardeşim!

    ben, açık bir insanımdır genellikle. ne sinsiliği, ne de sinsi insanları seviyorum. bunlardan öyle büyük kazıklar yedim ki, zaman içinde, af buyrun, sikile sikile götü korumasını öğrendim. ama bunu da sinsice yapmıyorum. hayatım boyunca karşıma çıkan kadınların çoğunluğu, sinsiydi. hep onlar akıllıydı. işlerine geldiği sürece iletişim kuran, benden bir şey alamayacaklarını anladıklarında da tüm iletişim kanallarını kapayarak kaçıp giden, "erişilmez" olmayı ve/ya yalan söylemeyi bir halt zanneden kişileri tanıdım.

    hayatım boyunca kimsenin hakkını yemedim ben. kimseyi kandırma girişimim olmadı. gerçek yaşamdan bahsediyorum. kendimi övmek için söylemiyorum ama, verdiğim sözü tutmak konusunda takıntılıyımdır. yapamayacağım bir şeyin sözünü vermem veya versem de riskini söylerim ki karşımdaki insanda herhangi bir yanlış beklenti oluşmasın.

    ama çoğu insan sinsiliği bir "erdem" olarak görüyor. karşısındaki insandan kendisini gizleme, güvenli gördüğü ortamda saklanıp, kendisi hakkında minimum bilgi verip o insan ile ilgili her şeyi öğrenme, böylece o insanı notlama ve kendi çıkarları doğrultusunda kullanamayacaksa o insandan kurtulma...

    dünya ne güzel değil mi, amına koduğumun sinsileri?

    ama ben hepinizden çok daha zekiyim. öyle ki, yapacağınız her hamleyi tahmin ediyorum. ama buna rağmen beni yendiğinizi düşünmenize izin verdiğim anlar da oluyor.

    neyse... sinsilik, günün sonunda hep yalnız kalmaktır. zavallı olmakla alakalıdır. insanlar benden nefret edeceğine, arkamdan küfrettireceğime öleyim, daha iyidir.

    geç kaldım. lgbt onur yürüyüşü'ne katılmam lazım. cihangir'deyim, iki adım zaten. herkese selamlar.
  • yabancı değil, tanıdık bir şey olduğu için başedilemezdir.
  • insanoğlunun standart özelliğidir.

    yüzeysel bir bakışla, belli kişilerin bu özelliğe sahip olduğu düşünülebilinir. ancak kavramın üzerine eğilip, insanlara daha irdeler bakışlar atarsanız, herkesin sinsi olduğunu görürsünüz.
    herkeste var diye iyi bir şey midir? kötü bir şey midir? nötr müdür?

    eğer sinsiliğiniz, dürüstlüğünüzün üzerini örtecek cinstense kötü bir şeydir.

    bir dostumdan duyduğum güzel bir tasvir var, "çakal ketumluğu"... sinsiliğin bir türü, yer yer alt kümesi gibi bir şey. çoğu zaman "maske" niteliğindedir.
    sinsilik ederken, çakal ketumluğuna bürünürseniz, bu "nötr" bir şeydir. ancak ketumluğu kırdırırsanız esas yüzünüz ortaya çıkar, iyi midir kötü müdür o zaman netleşir. kişisel fiktim, çakal ketumluğu yapanlar, kabahatleri yüzlerinde patlamasın diye susan tayfanın işidir. olayları alehine döndürmemek için susar (döneceğini bilir). yine de ketumluk çakalca da icra edilse yargıya varamayız nötr kabul ederiz.

    bir de ketumluk vardır, etrafı idare etmek için; birilerini sakin tutmak için, fazla alacalamadan işini gördürmek için, sesini çıkarmazsın. kimsenin canını sıkmaz ve başkalarının da canını daha fazla sıkmasına izin vermezsin. bunlar genellikle "bildiğini okuyan" ya da karşı tarafa istediği oluyormuş gibi hissettirip kendi istediğini yapan kişilerdir. şiş de yakmazlar kebap da... bu da iyi bir şeydir. en azından genellikle zararı yoktur.

    insan öyle ya da böyle sinsidir. bunu kendine ne şekilde yakıştırabildiğin iyiliğini veya kötülüğünü belirler.
    insanları "sinsilikten" değil bunu nasıl motiflerle işlediğinden sorumlu tutmak, yargı ve hükmü bunun üzerinden vermek lazım gelir.
  • iki yüzlülük ve yalancılık barındırır.
  • iş yerlerinde vardır bu tiplerden. sikilesi.
  • iş yerlerinde çoktur. bu insanlar sizin omuzlarınıza basarak yükselmek veya rant elde etme peşindedir. ikiyüzlülüktür, birine başka ötekine başka konuşmaktır. bizans oyunlarıdır.
    (bkz: bizans oyunları)
hesabın var mı? giriş yap