• "tatsız olay"dan önceki kısmında; insanın sözlerine söz geçirememesini, anlatmak istediklerinin tam tersini anlatırkenki çaresizliğini ve buna engel olamayışını keyifli bir dille anlatan, pek yaygın olarak bilinmeyen bir dostoyevski öyküsü.
  • dostoyevski'nin güzel bir hikaye kitabıdır. arzuları ve hedefleri olan üst düzey bir memurun, "basit" halktan kişilere bağladığı umudun nasıl da yerle yeksan olduğu, onları yanına çekme, hedeflerini anlatmaktan nasıl da uzak olunduğunun izah edildiği bir kitaptır. bu hikaye ile ilgili yazılacak çok şey olsa da, şimdilik bu kadar ile yetinmenin yeterli olduğunu düşünmekteyim.

    "hayır, şiddet, yalnız ve yalnızca şiddet!"
  • dostoyevski'nin diğer yapıtlarının etkisi ile kıyıda kalmış fakat okunması gereken takdire şayan kitaplarından biri daha. insanseverlik olgusu'nun, üst kademedeki kişilere aşılanmasının gerekliliğini savunan generalimiz ivan ilyiç'in başından geçenleri altan ufak bir öykü.

    --- spoiler ---
    hayır, şiddet, yalnız ve yalnızca şiddet !..

    --- spoiler ---
  • dostoyevski’nin bütün kitaplarını okumuş biri olarak, nasıl bu kitabını atladığıma şaşırıp kaldım. bitmek bilmez bir cevher misali, dostoyevski hayatınızın her döneminde zihninizde parlıyor.

    can yayınlarından çıkmış olan, çevirmenliğini nihal yalaza taluyun yapmış olduğu basımını bir solukta okudum. çevirisi inanılmaz güzel ve okuyanı kesinlikle yormuyor. gayet akıcı ve konforlu bir okuma olacaktır. bir kitabın içeriği ile kapak adı anca bu kadar uyumlu olur :) okurken sinirlerim bozuldu desem sanırım abartmış olmam. herkesin okuması ve dostoyevski’nin psikolojik tahlillerini pür dikkat kesilerek düşünmesi lazım diye düşünüyorum.
  • gerçekten benimsemediğimiz fikirlerin savunucusu gibi görünmekle iyi bir yere varamayacağımızı gösteren dostoyevski öyküsü.

    hümanizm diyerek yola çıkan ama içten içe esas amacı (daha sonra da yüzüne vurulacağı üzere); böbürlenmek, alt tabakadaki insanlara kendinden bahsettirmek ve onlar üzerinden egosunu tatmin etmek olan generalin düştüğü içler acısı hali başarılı şekilde anlatıyor.

    okurken sık sık (bkz: başkası adına utanmak) hissini yaşadım ve "ne gerek vardı ki, tüm bu rezilliklere değdi mi" diye düşündüm, teşekkürler dosto.
  • rakı masasında gereksiz lafa girip, manasız fazlalıkta anı anlatmaya çalışıp ortamı bozan sevimsize masanın en kıdemlisi ege'li bir dayı tarafından söylenen cümle.

    -işte sonra köşeyi bi dönd...
    -rıfat sen dostoyevski'den skvernyj anekdot'u okudun mu?
    -abi bir şey anlatıyorum şurda ne alaka?
    -artık sikivecem anekdot'unu da seni de o yüzden sordum.
    -...
  • teoride üstün gözüken fikirlerin, pratiğe dökülmesindeki zorluğu anlatan trajikomik bir fyodor mihailoviç dostoyevski hikayesidir.

    --- spoiler ---

    genç yaşında yüksek dereceli bir memuriyette görev yapan ivan ilyiç, çağın aydın kesiminin liberal düşüncelerine sahip bir kişiliktir. olayın geçtiği gecede ilk önce kendisi gibi yüksek memurlarla sohbet eden ivan ilyiç, teorik olarak ortaya bazı fikirler atar. bu fikirler üstün astını sevip sayması, onunla ilgilenmesi, adeta kendi dengi gibi görmesi gerektiğidir. bu fikirleri ateşli bir şekilde savunan ivan ilyiç’e bu fikirlerin başarılı olamayacağını söylerler. genç ve aydın olduğunu düşünmesinden yola çıkarak ivan ilyiç, başarısızlığına inanan -ona kıyasla oldukça yaşlı kalan- diğer memurları haksız çıkarma niyeti ile oldukça düşük seviyeli bir memurun düğününe katılır.

    düğünün sahibi olan pseldonimov tam anlamıyla bir gogol tiplemesidir. çok düşük dereceli, dikkat çekmeyen, ismi mahlas anlamına gelen psevdonimov kelimesinin yanlış yazılmış hali olacak kadar silik ve önemsiz bir kişiliktir. tipik bir gogol kahramanı olan bu karakterin fyodor mihailoviç dostoyevski ile kazandığı özgünlük, hikayenin bu karakter yerine ivan ilyiç üstünden işlenmesidir. bu hikayeyi gogol yazmış olsaydı hikayenin kahramanı bu tip, konusu ise düğününe gelmiş yüksek dereceli amirinin yaşattığı gerginlik olurdu. fyodor mihailoviç dostoyevski üstün psikolojik çözümlemeleri ile ivan ilyiç üstünden yazsa bile, pseldonimov karakterinin iç dünyasını da bize tatmin edici bir seviyede sunuyor. gogol’ün yazacağı bu hikayede eksik olacak noktalardan en büyüğü, ivan ilyiç’in iç dünyasını tam anlamıyla anlatamaması olurdu. bu yüzden kendisine hak ettiği empatiyi hiç veremez, onu tam anlamıyla kötü bir insan olarak görürdük. fyodor mihailoviç dostoyevski ise bu hikayede her karakteri olduğu gibi göstermeyi başarıp, herkesi gri bir şekilde işlemiştir.

    düğündeki bazı tiplemeler -yazar, subay, öğrenciler gibi- kendisinin gayet aydın, halkı düşünen ve doğru fikirlere sahip olduğunu sanan ivan ilyiç’e kendisinin halka inemediğini, aslında gerici olduğunu yüzüne çarpıyor. bunu da olabilecek en alaycı ve seviyesiz şekilde yaparak, alt kesmin onlara karşı olan nefretini ortaya seriyor. teori kısmında kendi denklerine ilerici fikirleri ile yaranamayan ivan ilyiç, astlarına karşı bu fikirlerini uygulamaya çalışırken bunu becerememesinden ve onları anlayamamasından dolayı onların gözünde gerici konumuna düşüyor.

    sonunda, teorideki fikirlerinin pratiğe dökülünce hiçbir işe yaramadığını gören ivan ilyiç, tebaanın ezilmesi gerektiğine karar veriyor. buradan pratiğe doğru bir şekilde dökülemeyen fikirlerin, tepeden inme durumların zarara yol açacağı ve durumları daha iyi hale getirebilecek düşüncelerin harcanacağı fikri ile fyodor mihailoviç dostoyevski -belki de selo stepançikovo i yego obitateli ile yarışacak kadar- mizahi öğelerle dolu olan bu trajikomik hikayesi ile başarılı bir kısa hikaye yazarı olduğunu da kanıtlıyor.
    --- spoiler ---
  • general ivan ilyiç pralinskiy nin kendi söylemiyle alt tabaka memur çalışanının düğününe katılmasıyla birlikte sınıf farkının 'tatsız olaylar' zincirine dönüştüğü dostoyevski eseri. ivan ilyiç sen içme be olm !
  • dilimize tatsız bir olay diye çevirilen, dostoyevskinin yine dolu dolu psikolojik tahliller sığdırabildiği, ivan ilyiçimizin kısa trajikomik hikayesi.

    can yayınlarından okumuştum, tavsiyemdir.
  • dostoyevskinin dehasını çok güzel gördüğümüz novella. zamanın sosyolojik durumunu gözler önüne sererken, yenilikçi hareket etmeye çalışan ancak bunu uygulamakta yetersiz bir generalin (bkz: ivan ilyiç) başarısızlığını anlatıyor. ruhsal çözümlemeleri yine mükemmeldi. uzun zamandır dostoyevski okumayan bünyeme ilaç gibi geldi.
hesabın var mı? giriş yap