büyük bir düşünür... şöyle ki...
socrates'i büyük yapan neydi? o bir şeyi bilmiyor ise, bilir gibi yapmazdı ve bilmediğini kabul eder, öğrenmeye çalışırdı. hayatı boyunca da bir şeyler bildiğini iddia edenlere karşı bıktırıcı sorularla mücadele ederek aslında onların da hiçbir şey bilmediklerini gösterdi. socrates mutlak iyiliğin bilgi ile mümkün olabileceğine inanan bir filozoftu. kendisine atfedilen en önemli sözlerden biri, "sorgulanmamış bir hayat yaşanmaya değmez" şeklindeydi. ki sadece bu söz bile, insanların peşinen doğru kabul ettiği gerçeklere karşı büyük bir soru işareti ile mukabele etmek anlamına geliyor ve soru sormaya cesaretlendirici bir yön taşıyordu. socrates'in içine doğduğu
atina şehir devleti, demokrasi deneyiminin ilk örneklerini taşıyan, özgür düşünce ve ifade hürriyetine çok önem verilen bir toplumdu. fakat buna rağmen socrates'in düşmanları oldu ve sonunda gençleri dinden çıkardığı ve ahlaksızlığa yönlendirdiği iddiasıyla idama mahkum edildi ve onurlu bir şekilde baldıran zehri içerek, af dileyerek daha az bir cezayla kurtulma şansı olduğu halde ölüme yürümüştür. socrates düşüncelerine çok güvendiği için, düşünme şeklinin doğruluğundan emin olduğu için geri adım atmamıştır. yoksa
bertrand russell gibi, "düşüncelerim uğruna ölmeyi göze alamam zira yanılmış olabilirim" diyerek ölümden kurtulabilirdi. ama socrates, insanların kendilerine hazır sunulan cevaplarla yetinmemesi ve inatla hakikati araştırması konusunda herkesi teşvik etmeyi kendine bir görev kabul etmişti. bugün dünyaya geldiği toplumda onlarca yıl yaşayıp da, acaba ben yanlış mı yapıyorum veya yanlış bir şeye mi inanıyorum diye bir kere bile tereddüt etmeyen bir insan, yaşadığı hayatın kıymetli olduğunu iddia edebilir mi?
sokratik ölçülere göre o hayatın bir anlamı yoktur ve yaşanmaya değmeyecektir.