• kazaya sebebiyet verme / kazadan kurtarma versiyonu olan, tamamen kabiliyete dayalı mevzudur.

    özellikle otoban çıkışlarında çok başıma geldi. çıkmaya son anda karar veren aracın, yolların ayırımını sağlayan ortadaki üçgen uçlu refüje çarpma ihtimalini, veya başka herhangi bir pozisyonda saniyeler sonrasında bir çarpışma olabileceğini hesaplamalısınız.

    bu gibi durumlarda öyle bir an olurki dışarıdan bakan için “durduk yere” sert bir fren bile yapmanız gerekebilir, işte o anda yavaşlayıp, yanınızdaki aracı önünüze alıp şeridinize girmesine izin vererek onu önündeki araç veya bariyere çarpmaktan kurtarmalısınız.

    mesela eskiden şehirlerarası yollar şimdiki gibi otoban ve duble yol olmadığı zamanlarda bütün yollar 2 şeritliydi. yani 2 şerit derken, 2’si gidiş 2’si geliş değil, bildiğin sik kadar 2 şeridin biri ankara’ya diğeri istanbul’a gidiyor şeklindeydi.

    özellikle ağır tonajlı, 40-50 ile gitmek zorunda olan araçların arkasında upuzun kuyruklar oluşurdu. e haliyle arkadakiler bütün yolu o kamyon gibi 2-3 günde gidemeyeceği için her an sollamaya fırsat arardı.

    tabiiki şimdiki gibi herkeste ehliyet yoktu. yani şoförlerin hepsi bir anlamda gerçek şofördü.

    o günlerde neredeyse bebek olmama rağmen hayal meyal hatırlıyorum, dikkatimi çekerdi, bir araç sollamaya çıktığında, sağdaki bütün kuyruğu tek tek geçerken karşıdan araç geldiğini gördüğü an o upuzun kuyruğa bodoslama dalardı.

    tabii bütün şoförler profesyonel olduğu için anında yavaşlayıp o araca, otobüsse koskocaman 18 metrelik otobüse yer açarlardı çarpışma olmasın diye..

    şimdi ana yola çıkmak için bekleyen aracın şoförü soldan gelen arabayı 100 metre uzakta görüp, o hızla 2-3 saniyede yanında olabileceğini bile hesaplayamadan nasıl olsa uzakta diye yola atlayıp kaza geçiriyor...
  • dün akşam sağlamaya çalışan a4’lü ruh hastasına yapıp hayatını kurtardığım olay.. 140 ile sol şeritte usul usul giderken, bir yandan da sağ şeritteki kamyonları sollarken, arkadan yanaşıp tacize başlayan bir adet ruh hastası a4’lü iki kamyon arasındaki boşlukta beni sağlamaya niyetlendi. zaten yeterli mesafe olsa sağa geçer yol verirdim ama mesafe kısa olduğundan ve bende yavaşlamak istemediğimden geçmedim, sonra bu ruh hastası sağımdan çıktı ve tabii ki mesafe az olduğundan sağlayamadı, hız da kesmedi dangalak. baktım ölecek yavaşladım, yol verdim. sonra yapıştım tamponuna taciz ettim ruh hastasını 5 dakika. bir araba geçeceğim diye hem kendinin hem benim hayatımı niye tehlikeye atıyorsun 34 plakalı metalik gri a4’lü ruh hastası. çok merak ediyorum.
  • kesinlikle yaptığım hareket. sadece onun canı değil, bir kaza olursa benim de canım tehlikeye girer.

    benzeri bana yapıldığında mümkünse teşekkür de ediyorum. hiç beklemezsiniz ama özellikle kamyon şoförleri bu kurala sıklıkla dikkat ediyor. hatta iyice sağa yanaşarak sollamaya yardımcı oluyorlar.
  • sollayan aracı görünce gazs basan orospu çocuklarına örnek olması gereken hareket.
  • iyilik yapmak değil, gerçekten ölüme sebep olmak istemiyorsanız, trafiğin saglığı açısından yapmamız gereken harekettir.

    tabi ki sollayan araç tarafından iyilik olarak algılanabilir.
  • özellikle tek şeritli yollarda bir çeşit karakter süzgecidir
  • o dediğin iyilik değil kuraldır
  • biz bunu yaparken bazı davarlar sollamaktan vazgeçip götümüze girmeye çalışabiliyor. dikkat ve kararlılık gerektiren mevzu.
  • datça’dan istanbul’a dönüyorduk. arabayı kullanan eniştem, ben yanında yardımcı pilotum. yol tek şerit ve bir araç bizi sollamaya çıktı. adam sol şeritte gaza yüklendikçe eniştem de basmaya başladı. adam basıyor eniştem daha çok basıyor. normal hızında devam etse adam rahat rahat geçicek bizi ama bizimkisi yordu biraz herifi. neyse adam baya bir yüklendi gaza, hatırlamıyorum modelini ama bizimkinden güçlüydü ve bir şekilde solladı.

    dedim enişte napıyon sen ? arabasına güvenmiyorsa sollamaya çıkmayacak diye bir cevapla dumura uğrattı beni. dedim normal hızında gitsen geçicek adam niye zora sokuyorsun ? kurallara aykırı bir şey yapmadım diye cevap verdi bu sefer. baktım derdimi anlatamıyorum sustum.

    böyle tipler var malesef yollarda. özellikle bayram dönemlerinde memlekete giderken bu kafadaki insanlarla çok karşılaşıyorum trafikte. her kural kitapta yazmak zorunda değil, insanlar birbirlerine saygılı olmalı her konuda.

    ve ben bu saygıyı uzun yolda en çok kamyon ve tır şoförlerinden görüyorum. tabi tecrübe farkı var ama daha öngörülü davranıyorlar. hafriyat kamyonları hariç, onların köküne kibrit suyu.

    edit: harfiyat yazmışız hafriyat olucak, uyaran arkadaşa teşekkürler.
  • o aracın sollamaktan vazgeçmesi durumunda kazaya yol açması mümkündür.

    sollanırken hızlanmamak yeter. her şeyin fazlası zarar.

    daha geçen hafta başımdan bununla ilgili tatsız bir hadise geçti:

    tek şeritli, iki yönlü, virajlı ve 40 ila 60 km hızla sınırlanmış bir yolda seyrediyorum. sabırsız bir sürücü, sollama yasağına rağmen arkamdaki birkaç aracı tehlikeli bir şekilde sollaya sollaya benim arkama kadar geldi. karşıdan araç gelirken beni de sollamaya kalktı, sollama için yeterli mesafenin olmadığı açıktı. ben de gözüm, karşıdan gelen araçtayken fren yaptım. dikiz aynama baktığımda ne göreyim, tamponuma adeta yapışmış bir vaziyette acı acı selektör yapıyor. ben onun için frene basarken meğer o da sollamaktan vazgeçip arkama geçmiş.

    iyilik yapmaya çalışırken küfür yedim. bir daha asla...
hesabın var mı? giriş yap