yanıtlar 19
  • tabii ki kasten cahil bırakılmak, cahilleştirilmek isteniyor halk...
    ne kadar cahil o kadar aptal, o kadar da kolay
  • evet çünkü sadece eğitimleri değil her şeyleri farklı: nüfusları az, maddi gelirleri iyi, sosyal ülke devlet yapısındalar, cinsiyet eşitliği mevcut ve fakir-zengin arası fark (nispeten) düşük. her yönden türkiye'nin tersi diyebiliriz. eğitim sistemini oluşturan formüldeki her şey farklıyken, aynı sistemi buraya koyup aynı sonucu bekleyemeyiz. türkiye de az nüfuslu, gelir dağılımı dengeli, sosyal devlet özelliklerine sahip bir ülke olsaydı, aynı formül tutabilirdi. her ülke kendi dokusuna uygun eğitimle ihya olur. finlandiya ve bizim dokumuz farklı (maalesef). örneğin, köy enstitüleri türkiye'nin içinden çıkmış ve türkiye'nin dokusuna uygun kurumlardı. işe yaradıkları anlaşılınca kapatıldılar.
  • sistem, birbiriyle etkileşim içerisinde bulunan mikro ögelerin bütününe denir. eğitim sistemindeki mikro ögeler; öğretmen, öğrenci, program (hedef), okul ve yöneticidir.
    bir sistemin 4 ögesi vardır; girdi- işlem- çıktı- dönüt
    ve bu ögeler ülkeden ülkeye toplumdan topluma değişir ve gelişir.
    gördüğümüz bir modeli aynen uygulamamız mümkün değildir.
    ülkemizde eğitim programı olarak taba ve tyler modelinin birleşimi olan taba tyler modeli uygulanmaktadır.
    yeterli ve sistemli mi derseniz değil ancak kopyala dediğimiz şey de mümkün değil.
    çok fazla kriter olduğunu lütfen unutmayalım.
    (bkz: türkiye'deki eğitim sistemi)
    (bkz: eğitim sistemi)
    (bkz: sistem) (bkz: türkiye'deki eğitim sisteminin ana sorunu)
  • komple finlandiyayı kopyalamadan sadece eğitimi almakla olsa keşke. o sistem netice itibariyle o insanların çabalarıyla kuruldu.

    tepeden inince bir halt olmuyor, hareketin içeriden gelmesi gerek yoksa koyun dediler koyduk diyerek komple ülkeyi vasatokrasi ye teslim ediveriyor. vsvsvs

    eğitim ve adaletin bu hale gelmesi bilinçli ve kasten bence de
  • kopyalama ile çalışmıyor ne yazık ki. zira eğitim gibi çok katmanlı bir olgu da, toplum yapısı, kültür, iş gücü piyasası durumu, fiziksel şartlar vs. gibi pek çok durumu ve kriteri hesaba katıp bir düzenleme yapmak gerekiyor.
    bu nedenle bir sistemi alıp kullanmadan önce, kendi ülkeni, eğitim yapısını ve ihtiyaçlarını iyi kavramış olman gerekiyor. ona göre diğer eğitim sistemlerini gözden geçirip oldukça işlevsel yöntemler kurabilirsiniz. köy enstitüleri, bu konuda çok iyi bir örnek olabilir. kuruldukları zaman kendilerine yüklenen görevleri fazlası ile yerine getirebilmişler. günümüz ihtiyaçları göz önüne alınınca çok işlevsel olarak görülmeseler de, kısa ömürleri biraz daha uzun olabilseymiş türkiye'nin köylerinin kaderi biraz daha farklı olabilirmiş.

    tabi bu arada hiç bir yerde eğitim stabil bir şekilde kalmıyor, zira aynen pek çok ilaçta da olduğu gibi, sürekli aynı sistemin uygulanması etkinliğin zamanla yitirilmesine neden oluyor, bu nedenle arada zamanın şartlarına göre kimi güncellemeler yapılıyor. (burada anlattığım değişiklik ihtiyacının tabiki bizim ülkemizdeki sürekli toptan değişen eğitim sistemi ile alakası yok.)
  • elinizde sadece ahşap malzeme olduğunu düşünün. ya bir arabayı kopyalayıp üretmek zor mu, aha var elinde demek gibi olur.
    finlandiyadaki hocalar nasıllar türkiyedekiler nasıl, finlandiyada aileler nasıllar türkiye de nasıl?
  • mevcut sistem de zaten kopya... kağıt üzerinde eğitim sistemimiz en gelişmiş ve en güncel eğitim felsefesi olarak kabul edilen "yapılandırmacı eğitim sistemi"dir. sorun şu ki sistemi uygulayanlar (yöneticiler başta olmak üzere) sıkıntılı...
  • finlandiya'nın toplam nüfusu 5,5 milyon. toplam öğrenci nüfusu 1,2 milyon kişi, bizim 8 milyon kişi.

    kişi başına düşen milli geliri bizim iki katımız.

    hayır, finlandiya örneği bizim ülkemizde uygulanamaz. finlandiya'da bizdeki gibi fazladan 7 milyon öğrenci daha olsa, onlar da kendi sistemlerini uygulayamazlar. 8 kat daha fazla öğrenci ve yarı yarıya daha az gelir ile mümkün değil.

    ancak konunun esas müsebbibi de bu değil. esas olan biten, bilerek ve isteyerek eğitim sisteminin yozlaştırılması, kalitesizleştirilmesi, hiç kimsenin hiçbir işine yaramayacak şekilde yapılandırılması. kalifiye insan nüfusunun azaltılıp, koyun gibi güdülmek istenmesi. eğitim sistemi sıçmaya başladığında doğan çocuklar, şu an liseyi bitiriyorlar. bütün bir kuşak bok oldu. daha da kötüsü, bir sonraki kuşağın öğretmenleri bu kişiler olacaklar ve hatta olmaktalar. dolayısıyla pratik olarak iki kuşak eğitim öğretim kalitesi olarak çöpe gitti bile. tam şu an kapsamlı bir eğitim öğretim reformu başlatılıp hemen uygulamaya konulsa, bunun sonuçlarının alınmasını görmeye benim yaşım yetmez.
  • eğitimcileri eğitmeden eğitim sisteminin eğitebilir bir düzeye ulaşması mümkün olmadığından kopyalamak bir çözüm değildir. olmamıştır. olamayacaktır.

    sırf bu konuya olan merakımdan 35 yaşımdan sonra marmara üniversitesi eğitim fakültesinde bir bölüm kazanıp derslerini kısa bir süre takip etmiş biri olarak diyebilirim ki türkiye eğitim sisteminde reforma eğitim fakültelerindeki öğretim üyelerinden başlamalı. istediğiniz kadar başarılı bir sistemi getirin bunun yürütücülerini yetiştiren sistem çağ dışı olduktan sonra sonuç değişmeyecektir.
  • eğitim sistemi ile "oynanması" adnan menderes zamanında başladı. bilin bakalım başka nelerle oynandı. ve neden?
    tabii ki kasıtlı. cahil insanı istediğin gibi (bkz: din) yönetirsin.
3 yanıt daha